Lizbon da sıradan bir çocuk olarak yaşamını sürdüren #fernandopessoa , müzik eleştirileri yazan devlet memuru bir baba ve yaşadığı dönemin şartlarında iyi eğitim almış bir anneye sahiptir. 5 yaşındayken babasını kaybedince hayatı artık farklı bir yöne doğru ilerlemeye başlar. 8 yaşındayken annesinin yaptığı evlilik nedeniyle Güney Afrika'nın Durban şerhinde gider ve 17 yaşına kadar burada yaşar. İyi bir ingiliz üniversitesini giriş hakkı kazanmanın yanında, iyi ingilizcesi sayesinde yazdığı kompozisyonla Kraliçe Victoria Ödülünü de almıştır. Fakat Pessoa, Güney Afrika' da kalmak ya da İngiltere'de üniversite öğrenimi görmek yerine Lizbon'a dönüp orada yaşamayı seçer.
Ölümüne kadar yaptıklarını fotoğraflarla anlatılan kitabın giriş kısmında bırakıp, kitabın yorumuna geçiyorum.
Binbir kişilikli adam olarak nitelendirilen #pessoa gerek kişiliğini, gerek farklı dillere olan hakimiyetini her satıra yansıtmış. Varoluşun farkına varmış, bu farkındalık onu insanlardan uzaklaştırıp köşesine çekilip yazmaya yönlendirmiş. Hayatı, çevresindekileri sorgulamaya başlayınca içindeki huzursuzluk artıyor ve bunun sonucunda ortaya #huzursuzluğunkitabı çıkıyor. Günlük şeklinde kaleme alınan kitap da yalnızlığını, umutlarını, umutsuzluklarını, korkularını, acılarını, inançlarını, mutluluğunu ve mutsuzluğunu bir bir ortaya koyuyor. Hayatımızda ki olumlu kavramları ( mutluluk, huzur, inanç, sevinç, iyilik...) daha iyi anlayabilmek için olumsuz yönlerini (mutsuzluk, huzursuzluk, inançsızlık, kötülük...) gösteriyor. Aforizmaları, sorgulamaları, gelgitleriyle tam bir #varoluşçu #kitap .