Kısacık olmasına rağmen derinden etkileyen bir eser. Son bölümde darmadağın oldum. Insanların sevdiklarinden yana yaşadığı acı kayıplar vardır ve insanda tıramva yaratır ve belki senelerce etkisini atamazsın uzerinden, Bomboş, anlamsız ve bolca yalnız hissettiğin sürece girersin ve artık yalnız ve büyümek zorunda kalip alırsın dünyanın yükünü omuzlarına, Artik bazı kelimeler çıkacaktır hayatından, yalnız olmadığını hissettiren sesleri ve kendini iyi hissettirecek sıcacık eli ve kucağı bulamıyacaksın, Bisey olduğunda arkamda deyip guvende hissettigin kişiler tek tek göçüp gidecek. Herşey daha buruk, daha zor, daha acı ve yarım kalacak. Işte bunlar ölüp gidenin ardında bıraktığı insanların duyguları. Annesini, babasını, kardeşini, eşini, evladını, en sevdiğini kaybedenin bu duyguları çok iyi bilirler. Peki ya göçüp gidenin o göç anında yaşadıklarını, neler hissettiklerini, neler gördüklerini, neler hissettiklerini bence bilemeyiz sadece haline, olanlara bakıp üzülürüz. Işte bu kitap tamda arafta olan kişinin yaşadıklarını bize aktarmakta, Ölümü nasıl beklediklerini, neler çektiklerini, nasıl düşündüklerini ve acının içinde kaydolmayı ve insanın artik ölümü kurtuluş olarak gördüklerini bizlere çok iyi anlatmakta. Bazı duyguları unutmayıp daha sık hatırlamak adına ölümü ve hayatı daha iyi anlamlandırabilmek adina ara ara okuyacağım bir kitap oldu. Gripinin şarkısında dediği gibi hayatı belki çok da şey yapmamak lazım...