Hakkında yüzlerce makale, tez yazılmış, eleştirel tartış malara ve filmlere esin kaynağı olmuş bir eser. Kıyamet (Apocalypse Now) filmi esinlenilenler içinde en iyisi diyebilirim. Filmi izledikten sonra bu kitaptan, esinlenildiğini görünce okumak istedim.
Kitaba değinecek olursak;
Kendisi de denizci olan yazarın 1890'ların sonunda yaptığı, Kongo yolculuğundan esinlenerek yazdığı kitaptır. Ana karakterimizin hatıralarını anlatması şekli ile oluşturulan eser, uzun ve hayatı sorgulatan ağır tasvirler içerir.
Sömürgecilik kavramını, Avrupalı devletlerin iki yüzlü ve acımasız taraflarını görmekteyiz. Klasik medeniyet mefrumundan habersiz toplumlara, medeniyet götürme yalanı. Emperyalizmi kendi penceresinden bakarak anlatan yazarın, eleştirel tarafı çok ön plana çıkmamış. Aksine Afrika yerlileri ile alakalı barbar olmakla birlikte, onlara hayvansal tanımlar ile bağdaşlaştırmıştır. Hatta bazı anlatımlarından kendisinin ırkçı olduğu bile çıkarılabilir. Afrika'nın bilinmezliğinden dolayı kitabın adında geçen "karanlık" kelimesine gönderme yapmıştır.
Ana karakterimiz yabanilikten ve yalnızlıktan kafayı sıyırma noktasına geldiği zamanlara yaptığı sorgulamalar dikkat çekicidir. Ayrıca bir karakter daha vardır ki, Kurtz adında, ilahi bir konuma yükseltilmiş, herkesin dilinde mit olmuş. Ona ulaşma yolunu ve ana karakterimizin, sürekli bu kişiyi merak ve kutsallaştırması çok çarpıcı.
Kurtz; sıradan bir avrupalı gibi maddi çıkarlar peşinde bir sömürgeci mi yoksa toplumsal kurallardan uzaklaşmış, kendini o coğrafya ile benimsemiş bir insan mı? Karar sizin.