Gerçek mutluluğu, kendisinin de mensubu olduğu burjuva takımıyla Moskova’nın yüksek sosyetesinde bulamayan boşluktaki bir Rus gencinin bu mutluluğu; memleketinden uzakta, muhteşem doğa koşullarına kendisini adapte etmiş, kendi kendine yeten, bu yüzden dış dünya ile pek de ilgilenmeyen ve hatta Rus’ları küçümseyen Terek Kazak’larından oluşan küçük bir köyde aramasını konu alır.
Olenin, köyde tesadüfen kiracı olduğu evin kızına karşı beslediği samimi sevgiyi günden güne büyütürken, kendisini, aynı kızı isteyen ve köy ahalisi tarafından da çok sevilip tutulan yiğit bir Tatar delikanlısı olan Luka ile de içsel çatışmalar halinde bulur.
Sade, kendi içinde düzenli ve geleneklerine bağlı Terek Kazaklarının kendi bölgelerindeki Rus‘ları içtenlikle sevip saymamaları, Olenin’in hikayesini belki de hiç bir zaman aşamayacağı bir çıkmaza sokar.
Bu çıkmazlar içinde gel-gitler yaşayan Olenin, en sonunda bu sefer gerçekten yaklaştığını hissettiği, içinde her gün daha da yeşeren o gerçek mutluluğun ellerinden kayıp gittiğini görmesiyle, ümitlerini bir kez daha kaybedecek ve kendini tekrar o yalan dünyaya dönmek zorunda hissedecektir.
Roman, Çarlık Rusyası sonrası Rusların egemen oldukları uzak bölgelerdeki sosyal statüleri ve kendilerine has özellikleriyle Terek Kazaklarının beşeri ve ahlaki yaşam tarzlarına bir bakış atıyor.