Kitapta yazar, okurunu bazı kelimelerin geçirdiği maceralara tanık ediyor. Okur, kelimenin kökünün nereden geldiğini ve uğradığı değişimlerle aldığı son halini, hatta bu dönüşüm içerisindeki yanlış kanaatleri öğreniyor. Yazar, anlatımında da defaten Türk dilinin güzelliğine de temas ediyor.
Görüntü itibarıyla kelimelerin kökleri Hint-Avrupa, Farsçaya, Latinceye ve Sami dilllerine dayanıyor. Hiç ummadigimiz bazı kelimelerin koklerinin aynı olduğunu öğrenince şaşırıyorum ve bazı kelimelerde de aa! ben bunun kökünü nasıl da önceden tahmin etmemiştim, çok basitmiş diyorum. Yazar da bunu önceden hissetmiş olsa gerek ki biz okurlarına bazı kelimelerin kökenlerini araştıralim diye ev ödevi de veriyor. Ve ben bu tür araştırmaları sevdiğimden yazarın kitabında yararlandığı kaynaklardan iki tanesini satın almayı düşünüyorum: "Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü - İsmet Zeki Eyüboglu" ve "Gündelik Hayatımızın Tarihi - Kudret Emiroğlu". Bu kaynakların kitaplığıma verim katacagina inanıyorum, derken Kitapyurdun da bazı okurların ilk yazdığım kitap hakkında biraz yetersiz olduğuna dair yorumlarıyla karşılaşıyorum. Ama bu okurların etimoloji ile derinden ilgilenen okurlar olduğundan o kaynağı yetersiz bulduklarini düşünüyorum.
Sonuç itibariyle yazar, kitabında bazı kelimeleri ele almış, kitap ilgi çekici olmuş. Fakat bazı sayfaların yarısı boş kalmış. Ama okunası küçük bir araştırma kitabı.