Kısaltılmış hali bile beni sarsmaya yetti.
Kitabın kapağını kapattığımda hüzün ile birlikte karakterlere öfke doluydum.
Jan Valjan’ın 19 yıl boyunca cezasını çekmiş olmasına rağmen hala kendisini bir kürek mahkumu olarak görmesi,
Fatin’in uğramış olduğu haksızlık karşısında susup kendini sefalete mahkum etmesi,
Javer’in merhametten arınmış, bir köpek edasıyla görevine olan sadakati,
Tenardiyeler’in salt kötülükleri,
Marius’un gerçekleri görmesini engelleyen ön yargıları,
Kozet’in aşktan gözü kör olup kendisine sonsuz sevgiyle bağlı olan, baba olarak bildiği adamı hayatından çıkarması..
Hepsi bende tarifsiz öfkeye sebep oldu.
En kısa zamanda uzun versiyonunu da okuyacağım.