Yeni Dünya

Sabahattin Ali
Bu civarda kendilerine "Aptal" denilen Türkmenlerden iki davulcu, bembeyaz ve uzun şalvarlarını uçurup davullarını havada savurarak, toprak damlardan birinin üzerinde oynuyordu. Biri yaşlı, biri gençti. Baba oğul oldukları ilk bakışta anlaşılacak kadar birbirlerine benziyorlardı. Yaşlısı, esmer yüzlü, kırçıl sakallı, orta boylu bir adamdı. Halinden umulmadık bir çeviklikle sıçrıyor, dönüyor, davulunu fırlatıp yeniden tutuyor, tokmağını havada çeviriyor, bu sırada hiç aralık vermeden boyuna çalıyordu. Genci biraz daha uzun boylu, zayıf ve adamakıllı güzeldi. Babasına göre daha ağır davranıyor, arada sırada dönüp hoplasa bile, daha çok olduğu yerde davuluyla beraber eğilip doğrularak ve başını ikide birde geriye fırlatıp, kasketinin altından yüzüne dökülen simsiyah saçlarını yana atarak, babasını aşka getirmek ister gibi, bütün kuvvetiyle çalıyordu. Köy bir sırtın üzerine set set sıralanmış evlerden ibaretti ve alt taraftaki evin damı üst taraftakinin önünden geçen sokaktı. Bütün bu damların üstü genç, ihtiyar kadınlarla dolmuştu. Bir kısmı öbek öbek olmuş konuşuyor, bir kısmı kucağındaki yahut yanındaki bebeklerle uğraşıyor, onları emziriyor, bir kısmı da, aşağıda davulcuların etrafında itişip kakışan biraz daha büyükçe çocuklara bağırıyordu. (Tanıtım Bülteninden)
176 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1943
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Ah be Sabahattin Ali!
128 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Kendi kendime: 'Başladığın işi yarıda bırakma iki gözüm, sana yakışmaz!' diyorum" (s.9).
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
'nin ne zaman bir şiirini, romanını ya da hikâyesini okusam, "Ah be
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202130,9bin okunma
Yeni Dünya ince bir gönderme çok ince
157 syf.
10/10 puan verdi
" On beş günlük ömrü on beş seneye sığdıramazsın da, on beş senelik ömrü on beş günde yaşayıverirsin!"
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Can Yayınları · 201930,9bin okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Aptal mıdır nedir? Boyuna kitap okuyup düşünür. Diyor kitabında
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
13 tane öyküden oluşan kitap çok akıcı ve sürükleyici ilerliyor. Duygu yüklü öykülerden oluşan, okuması çok keyifli bir eser. Naçizane herkese tavsiyemdir. Keyifli okumalar dilerim. Arka Kapaktan Alıntı: "Hala bir şey çıkmadı... Galiba bu yolu yapmayacaklar. Köylü de bana yardım etmiyor. Pek ölü mahluklar... Belki de pek akıllı mahluklar da, boşuna yere uğraşmak istemiyorlar. İçimde hiç sevk kalmadı. İnsana birkaç kelime ile cevap verseler yine neyse, fakat ne evet, ne hayır!... Sanki bu istidaları ses vermez bir derin kuyuya atmışız. Akşamları köyün yanı başındaki sırta çıkarak uzakta tozlara bulanıp uzanan yolu seyrediyorum. Bazan tozdan bembeyaz olmuş ve üstüne sepetler denkler sarılmış bir kamyon görünüyor, bir bataklıkta dizlerini kaldırıp indirerek yürüyen bir insan gibi ileri geri sallanarak, yıkılacak gibi olarak, ağır ağır ilerliyor. Bu o kadar üzücü bir manzara ki, tekniğin en son ifadelerinden biri olan bu makine ile dünyanın bu en iptidai yolunun mücadelesini görmemek için insan gözlerini kapıyor. Bazan koşup yolu avuçlarımla düzeltmek, orada hiç olmazsa beş on metrelik bir yeri bir 'yol' haline koyarak kendini hisseme düşen vazifeyi yapmış olmak istiyorum."
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202130,9bin okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
"Yeni Dünya", Sabahattin Ali'nin yine öznesini Anadolu insanı yaptığı öykü kitabıdır. Bu on üç hikayede Anadolu'yu o zamanki anlayışı ve insanları çok güzel özetlemiş. Aslında dikkatli bakınca bazı olaylar hâlâ günümüz dünyasında karşımıza çıkıyor.“İnsan hali işte böyle. On beş günlük ömrü on beş seneye sığdıramazsın da, on beş senelik ömrü on beş günde yaşayıverirsin!”
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202130,9bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Bir çok öyküden oluşan mükemmel bir kitaptı. En sevdiğim daha doğrusu beni en çok etkileyen öykü "Isıtmak İçin" olandı. Spoi olacak ama mutlu sonlar bekliyorsanız boşuna beklemeyin saf üzüntüden oluşan öykülerdi. Dil tamamen sadeydi diyemem ama akıcıydı. Çok güzel betimlemeler mevcuttu.
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Çınar Yayınları · 201930,9bin okunma
Anadolu
128 syf.
·
Puan vermedi
·
155 günde okudu
1940 Türkiyesinden akıllardan çıkmayacak öyküler. Özellikle filmleri de yapılan Hasanboğuldu çok fena. Çaresiz Anadolu insanı ve köylüsünün kimi zaman mizahi bazen de pratik zeka ürünü çıkarımları öykülerde yer bulmuş. Ama en çok da ölüm teması. Sabahattin Ali zaten ölümle özdeşleşmiş. Bir hikayesinde ormada susuzluktan ölmesine ramak kala kurtuluşunu anlatıyor. Yıllar sonra da yine ormanda ölecek bir şekilde. Tevafuk....
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Venedik Yayınları · 201930,9bin okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Sabahattin Ali’nin 13 öyküsünün toplandığı bir eser Yeni Dünya. Yazar öykülerinde Anadolu,köylü,yoksulluk,adaletsizlik,haksızlık,ölüm,aşk vb.birçok konuya yer veriyor.Dili oldukça sade ve akıcı.Eser kısa ancak anlatılanlar derin. Öyküler geçmişi anlatsa da ‘bazı şeyler değişmemiş,işte tam da günümüzü anlatıyor’ dedirtiyor okura.Bunu yaparken de inceden inceye bir iğneleme var. "İş yok, vakit çok. İnsan bundan azarmış zaten." “İnsanın iyi günü de, kötü günü de geçer, elverir ki bugünlerden anacak bir şey kalsın!” “Düşman değil, sevda açtı Sinemdeki yareleri…” ''Sen meramını anlatamamışsın herhalde, oğlum!'' --''Meram anlamayana nasıl anlatırsın, beyim!'' Sabahattin Ali ‘nin severek okuduğum kitaplarının arasında yerini aldı.Kitaplığınızda bulunmasını tavsiye ederim.
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202130,9bin okunma
Yüreğimi dağladın Sabahattin Ali
148 syf.
8/10 puan verdi
Yeni Dünya, Sabahattin Ali’nin 1943 yılında yayımlanan öykü kitabı. Sabahattin Ali’nin 1936 ile 1942 yılları arasında çeşitli dergilerde yayımlanan öyküleri bu kitapta toplanmış. Kitapta toplam 13 öykü var. Tek tek öykülerin konularını anlatmayacağım. Bunun yerine kısaca kitabı okurken yaşadığım kişisel deneyimden bahsedeceğim. Özellikle bir öyküye parantez açmak istiyorum; Asfalt Yol, bana Kurak Günler filmini hatırlattı. 1930’larda yazılmış olmasına rağmen güncelliğini koruyor. Öyküde anlatılan olayların günümüzde hala yaşanıyor olması ben düşündürdü. Kalan öyküler Anadolu insanın çileli yaşamını ve yoksulluğunu anlatıyor. Kitabın karamsar bir havası var. Öyküler duygu yüklü. Yüzümde tebessüm oluşturan bir an olmadı. Sabahattin Ali neden bu kadar karamsar öyküler yazmış bilmiyorum. Belki de kendi yaşantısından kesitler sunmuştur.
Yeni Dünya
Yeni Dünya
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 202130,9bin okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
... Üç küçük çocuğunu toprak bir damda bırakarak başka köylerde ve el yanında birkaç lokma için didinen kadının oğlu Hasan... Dört bardak "temiz" ayran satabilirse eve bir kara ekmek götürebilecekti Küçük Hasan... Onu dört gözle bekleyen iki küçük kardeşinin hayali gözünden şimşek gibi gelip geçiyordu ve o hep Temiz Ayran... Temiz... diye bağırıyordu. "Ayran" adlı öyküden... Uzun zaman sonra Sabahattin Ali'ye kavuştum çok çok iyi oldu benim için. Kendisinin kitaplarını okurken gerçeklere gözümüzü kapatmayacak kadar vicdanımızın olması gerektiğini hatırlarım her zaman. Kitaba ismini verdiği öyküleri okurken hep bir merakla okumuşumdur " Yeni Dünya" öyküsünde olduğu gibi. Kitapta 13 güzel öykü var. En beğendiklerim "Asfalt yol" "Çaydanlık" "Ayran" "Isıtmak için" "Selam" "Yeni Dünya" "Sulfata" ve "İki kadın" öyküleri oldu. İki kadın öyküsünü gözlerimden yaş gelerek okudum(Bu sefer ağlatmadı güldürdü vede düşündürdü) Hacer Esma siz çok yaşayın emi ohh iyi ettiniz dedim. #alıntılar ✌ Kim olursan ol... Dünyada kendisi için hiçbirşeyi olmayan bir insan bile başkalarına yardım edecek bir şeyi vardır... Hiç olmazsa bir tek sözü... ✌ Dört elle sarıldığımız bir çok kıymetlerin; uğrunda, sahici bir insan gibi kalbimiz ve kafamızla yaşamayı feda ettiğimiz binlerce sözde mühim şeylerin ne kadar kolay fırlatılıp atılabileceğini bana öğreten Yusuf! Benden de sana selam olsun...
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202130,9bin okunma

Yazar Hakkında

Sabahattin Ali
Sabahattin AliYazar · 103 kitap
Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907'de Edirne Vilayeti'nin Gümülcine Sancağı'na bağlı Eğridere kazasında doğmuştur. Babası piyade yüzbaşısı (Cihangirli) Selahattin Ali Bey'in görev yerlerinin sık sık değişmesi dolayısiyla, ilköğrenimini İstanbul, Çanakkale ve Edremit'in çeşitli okullarında tamamlamıştır. Edremit'e göçtüklerinde bölge Yunan işgalinde olduğu için emekli olan babası aylığını alamamış ve aile çok zor günler geçirmiştir. İlkokulu bitirdikten sonra parasız yatılı olarak Balıkesir Öğretmen Okulu'na giren Sabahattin Ali, beş yıl burada okumuş, daha sonra İstanbul Öğretmen Okulu'nda mezun olmuştur (1926). Bir yıl kadar Yozgat'ta ilkokul öğretmenliği yapmış, Millî Eğitim Bakanlığı'nın açtığı sınavı kazanarak Almanya'ya giderek iki yıl orada okumuştur (1928 - 1930). Yurda döndükten sonra Sabahattin Ali, Orhaneli’nde ilkokul öğretmenliğine atandı. Aydın ve sonra Konya ortaokullarında Almanca öğretmenliği yapmıştır. Konya'da bulunduğu sırada, bir arkadaş toplantısında Atatürk'ü yeren bir şiir okuduğu iddiasıyla tutuklanmış (1932), bir yıla mahkûm olarak Konya ve Sinop cezaevlerinde yatmış, Cumhuriyetin onuncu yıldönümü dolayısıyla çıkarılan af yasasıyla özgürlüğüne kavuşmuştur (1933). Cezaevinden çıktıktan sonra Ankara'ya giden Sabahattin Ali Millî Eğitim Bakanlığı'na başvurarak yeniden göreve alınmasını istemiştir. Dönemin bakanı Hikmet Bayur'un "eski düşüncelerinden vazgeçtiğini ispat etmesini" istemesi üzerine Varlık dergisinde "Benim Aşkım" adlı şiirini yayımlayarak (15 Ocak 1934) Atatürk'e bağlılığını göstermeye çalışmıştır. Aynı yıl Bakanlık Neşriyat Müdürlüğü'ne alınmış, Ankara II. Ortaokul'da öğretmenlik yapmıştır. 16 Mayıs 1935 günü Aliye Hanım ile evlenmiş, 1936'da askere alınmış, 1937 Eylülünde kızı Filiz Ali dünyaya gelmiştir. Yedek Subay olarak askerliğini Eskişehir'de tamamlamış, 10 Aralık 1938 de Musiki Muallim Mektebi'nde Türkçe öğretmeni olarak göreve başlamıştır. 1940 yılında tekrar askere alınmış, askerliğini yaptıktan sonra Ankara Devlet Konservatuarı'nda Almanca öğretmenliği yapmıştır (1941 - 1945). "İçimizdeki Şeytan" romanı milliyetçi kesimde büyük tepki toplamıştır. Nihal Atsız'ın hakkında yazdığı hakaret dolu bir yazıya karşılık dava açmış, dava sırasında çok sıkıntı çekmiştir. 1944 yılında davayı kazanmasına rağmen tepkilerden kurtulamamıştır. Olaylı duruşmalar sonunda bakanlıkça görevinden alınmış, İstanbul'a giderek gazetecilik yapmaya başlamıştır (1945). Ancak fıkra yazdığı La Turquie ve Yeni Dünya gazeteleri, Tan olayları sırasında tahrip edilince işsiz kalmış, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz'la Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Öküz Paşa gibi siyasal mizah dergilerini çıkarmıştır (1946 - 1947). Ancak, bu gazeteler tek parti iktidarının baskılarıyla karşılaşmış, dergilerin isimlerindeki Paşa ifadesiyle "Milli Şef" İsmet Paşa ile alay edildiği iddiası ile kapatılmış, yazılar ve yazarları hakkında kovuşturmalar açılmıştır. Sabahattin Ali dergilerde çıkan yazılarından dolayı üç ay hapis yatmış, karşılaştığı baskılardan bunalmıştır. Ali Baba dergisinde yayımladığı "Ne Zor Şeymiş" başlıklı yazıda, içinde bulunduğu durumu şöyle anlatmaktadır: "Çalmadan, çırpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi?" Bir başka dava nedeni ile 1948'de Paşakapısı cezaevinde üç ay yatmıştır. Çıktıktan sonra zor günler geçirmeye başlamış, işsiz kalıp, yazacak yer bulamamıştır. Yurt dışına gidebilmek için pasaport almak istemiş, alamamıştır. Yasal yollardan yurt dışına çıkma olanağı da bulamayınca Bulgaristan'a kaçmaya karar vermiş fakat para karşılığı anlaştığı Ali Ertekin adlı kaçakçı tarafından Jandarma karakolunda katledilmiş daha sonra da cesedi 2 Nisan 1948 tarihinde Bulgaristan sınırında şaibeli bir şekilde bulunmuştur. Sabahattin Ali'yi öldürdüğünü itiraf eden ve Milli Emniyet mensubu olduğu iddia edilen Ali Ertekin, dört yıla hüküm giymiş; fakat birkaç hafta sonra çıkartılan aftan yararlanarak serbest kalmıştır. Bulgaristan’ın Eğridere (Ardino) kentinde, Sabahattin Ali’nin 100. doğum yılı kutlandı. 31 Mart 2007 günü gerçekleşen toplantıya, başta Bulgaristan Yazarlar Birliği Başkanı olmak üzere Sofya ve Bulgaristan’ın çeşitli kentlerinden Türk ve Bulgar yazarlar, şairler, okurlar ve Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali katıldı. Bütün eserleri 1950’li yıllardan beri Bulgaristan’daki tüm okullarda okutulduğundan, Sabahattin Ali bu ülkede çok tanınan bir yazardır. Sabahattin Ali yazı yaşamına şiirle başlamış, hece vezniyle yazdığı ve halk şiirinin açık izleri görülen bu ürünlerini Balıkesir'de çıkan ve Orhan Şaik Gökyay tarafından yönetilen Çağlayan dergisinde yayımlamıştır (1926). Servet-i Fünun, Güneş, Hayat, Meşale gibi dergilerde de yazan (1926 - 1928) Sabahattin Ali, bu arada öykü de yazmaya başlamış, ilk öyküsü "Bir Orman Hikayesi" Resimli Ay'da yayımlanmıştır (30 Eylül 1930). Toplumsal eğilimli bu öyküyü Nazım Hikmet, şu sözlerle okurlara sunmuştur: "Bu yazı bizde örneğine az tesadüf edilen cinsten bir eserdir. Köylü ruhiyatının bütün muhafazekâr ve ileri taraflarını, iptidaî sermaye terakümünü yapan sermayedarlığın inkişaf yolunda köylülüğü nasıl dağıttığını ve en nihayet, tabiatın deniz kadar muazzam bir unsuru olan ormanın muğlak, ihtiraslı hayatını, kımıldanışların zeki bir aydınlık içinde görüyoruz". Sabahattin Ali, af yasasından yararlanarak hapisten çıktıktan sonra, özellikle Varlık dergisinde yayımladığı "Kanal", "Kırlangıçlar", "Arap Hayri", "Pazarcı", "Kağnı" (1934 - 1936) gibi öyküleriyle dikkati çekmiştir. Sabahattin Ali Anadolu insanına yaklaşımıyla edebiyata yeni bir boyut kazandırmıştır. Ezilen insanların acılarını, sömürülmelerini dile getirmiş, aydınlar ve kentlilerin Anadolu insanına karşı takındıkları küçümseyici tavrı eleştirmiştir. 1937'de yayınlanan Kuyucaklı Yusuf romanı, gerçekçi Türk romanının en özgün örneklerinden biridir. Sabahattin Ali'nin halk şiirinden esinlenerek yazılmış şiirlerini içeren Dağlar ve Rüzgâr (1934) adlı kitabı yazın çevrelerinde ilgi uyandırmış, örneğin Yaşar Nabi, Hakimiyeti Milliye'de şu övücü satırları yazmıştır: "Bu kitabın mümeyyiz vasfı halk edebiyatı tarzında bir deneme teşkil etmesidir. Sabahattin Ali'nin tecrübeli muvaffak neticeler vermiş. Ve bize, şiirleri doğrudan doğruya bir halk şairi elinden çıkmamış olduklarını hissetirmekle beraber, o tanıdığımız ve sevdiğimiz samimi edayı tattırabiliyor. Komplike imajlardan kaçınılmış olması, bu şiirlere büyük bir sadelik vermiş." Ancak, Sabahattin Ali, bu kitabından sonra şiirle ilgilenmemiş, sadece öykü ve roman yazmıştır. 'Leylim Ley', 'Aldırma Gönül' gibi halk dilinden yararlanarak yazdığı şiirler herkes tarafından bilinir. Sabahattin Ali, Varlık'ta Esirler adlı üç perdelik bir oyun da yazmış (1936), ancak bu türü de bir daha denememiştir.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.