Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dua etmek, ilanı aşk etmek demekti. Yaradan'a olan sevdanı açık etmek. Aşkta korkuya yer yoktu ya da çıkarcılığa. İnsan ki kainatın gayesiydi, kıymetli ve kadimdi. ... "Allah'tan korkmaya daha ne kadar devam edeceksiniz?" diyordu. "O'nu sevmek varken?"
Hayatta hiçbir şey ona kıymetli görünmemiş, peşinden koşmak, erişmek, sahip olmak arzusunu vermemişti. Etrafına daima bir yabancı gözüyle bakmış, hiçbir yere bağlanmak arzusu duymamış, bu yalnızlığının gururu içinde memnun olmaya çalışmıştı. Şimdi İlk defa bir şey istiyor, hem de korkunç bir şiddetle istiyordu. Fakat niçin bu istek bir imkansızlıkla beraber gelmişti? Niçin hayatının en büyük arzusunu, şimdiye kadar belki yine içinde, fakat en gizli yerlerde saklı duran bu arzuyu, hapsedildiği yeri parçalayarak ortaya çıkar çıkmaz öldürmeye mecbur kalıyordu?... Niçin? Kimin için?..
Reklam
''Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor. Bunun sebebi herhalde, "Bu öyle olmayabilirdi!" düşüncesi, yoksa insan mukadder telakki ettiği şeyleri kabule her zaman hazır. ''
"Bence iki kere iki büyük bir küstahlıktır ve etrafa tükürükler saçan, elleri belinde, yol kesen bir kabadayıya benzer. İki kere iki dördün mükemmelliğini kabul ediyorum, ama ondan daha kıymetli olduğuna inandığım şey iki kere ikinin beş etmesidir."
Bir zamanlar birbirlerinden ayrılmak, birbirlerini kaybetmek ihtimalinin korkusunu çekmiş olmasalar, belki de birbirleri için ne kadar kıymetli olduklarını hâlâ bilemeyeceklerdi.
Niçin, sen artık dünkü sen değilsin? Niçin, biz bugün ikimiz de kıymetli bir şey kaybetmiş gibiyiz? Niçin bugünün düne benzemiyor? Niçin dünkü gibi rahat adımlar atamıyorsun? Niçin böyle oldun?
Reklam
Her evin yeşilliklerle çevrili olduğunu gördüm. Mezarlık sessizliğinin bu olağanüstü yeşili burada tüm kente yayılmış. Herkese kendi yeşili. Herkese kendi trafik gürültüsü. Herkese kendi yalnızlığı. Herkese kendi sessizliği. Burada içsel konuşmalar yapmak için yaşanır. İnsan burada ya toplumsal bir olaydır ya da toplumsal bir olayın seyircisi. Ya da insan öylesine zengindir ki, servetin zenginliği içinde erimiştir ve artık canlı gibi görünemez, değerli bir kâğıt ya da anlamsız bir kıymetli taş görünümüne bürünmüştür.
Hayat, sebep olduğu pek çok sıkıntının bedelini ödüyor aslında. Ondan aldığımız çok kıymetli bir şey var: Boyumuzun ölçüsü...
"Tuhaf değil mi? Hepimizin kalbini kırıyorlar. Ne kıymetli kalplerimiz var oysa. Tek beslendiği bu cefakâr şeyin, incelikler, onları esirgiyorlar. Bütün bedenle yıllardır hiç durmadan başa çıkabilen, binlerce meseleyle başa çıkarken hep devam eden o gayretli kasımıza, inceliksiz sözleriyle dokunuyorlar. Durmuyor o kalp o zaman, çıt edip soluyor. Bir kalbin solmasından daha kötü ne olabilir ki? "
“İnsan dünyanın en kıymetli varlığıdır. O, Rabbani hilkatın baş tacıdır. Bu dünyada her şey insan içindir. Dünyanın güzellikleri ve zenginlikleri de insan içindir. İlim, felsefe, sanat, din hep insan içindir. Bunlardan her birinin insanlığa hizmet etmesi lazımdır. Eğer ilim, felsefe, din ve sanat yeryüzünde daha mesut, daha aydınlık ve hakikaten insani bir cennet hayatı yaratmaya ve kurmaya hizmet etmeyecek olursa, hiçbir kıymet ve ehemmiyeti yoktur.”
Reklam
Herkesin elinde kocaman taşlı pırlanta birer yüzük olsa ya da günbatımları her yerde kızıl ya da altın sarısı olsa, bunların hiç biri kıymetli olmazdı.
Sayfa 71 - Doğan KitapKitabı okudu
Umut ki, insanı en son bırakan cevher ve en kıymetli hazinedir.
''Ve nasip, kaderinde olanı ALLAH'ın sana teslim edişidir. Ne kıymetli bir emanettir o...''
"Bana sadece yorgunluk veren uzuvlarımın değil, ruhumun da yaşamaya başladığını, içimde, haberim olmadan bekleşen üstü örtülü derin tarafların da birdenbire meydana çıkarak fevkalade cazip, kıymetli manzaralar arz ettiklerini görüyordum."
''Neden kızıyorsun? Neden şikayet ediyorsun?'' dedi. ''İçinde şeytan dediğin o şeyin en kıymetli tarafın olmadığını nereden biliyorsun? Sizin gibi beş hissinden başka duygu vasıtası olmayanlar bu daimi korkudan kurtulamazlar. Asıl sebep ve illetlere varabilseniz göreceksiniz ki en zayıf tarafımız dışımızdadır. Gözümüzü kör eden yedi renktir, kulağımızı sağır eden sesler, ağzımızı paslandıran yediklerimiz, kalbimizi önce coşturup sonra durduran sonsuz koşmalarımızdır. Yüksek insan dışına değil, içine kıymet verendir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.