Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Dünyadaki bütün dengeler değişti. Artık ne Sovyetler var, ne komünizm tehlikesi. Ama ülkemizin üzerindeki oyunlar bitmedi. Topraklarımızı bölmek, devletimizi güçsüz kılmak istiyorlar."
Bence asıl şimdi, Peyami Safa'nın bu yazısını yıllar sonra koleksiyonlara bakıp okurken, “şaşmamak elden gelmiyor”. Şaşılacak şey, Peyami Safa'nın o zamanlar Ulus'un birinci sayfa yazarlığına getirilmiş olması değil... Milletvekili adayı gösterilecek olması da değil... CHP'de artık, onun gibi “sağ” çizgide olan - bazı
Sayfa 344Kitabı okudu
Reklam
Ölmeyen Medeniyet, İslâmdır. Kapitalizm ve komünizm ve onların bin bir şekil ve kılık içinde ortaya çıkan türevleri, hayat memat tehlikesi olarak karşılarında "Ölmeyen Medeniyet'i görmektedirler.
Sayfa 28 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
O çok akıllı gerzeklerden biri de peyami safadır ..
... Sıcak savaş soğuk savaşa dönüşmüş ama yeni bir sıcak savaşa dönüşmesi tehlikesi de belirmişti. ... 1950'ye doğru Sovyetler Birliği'nin de atom bombası geliştirdiği haberinin ABD kaynaklarınca dünyaya açıklanmasından sonra ... savaş kışkırtıcılığı daha da yoğunlaştı. Türkiye'de de aynı kışkırtıcılık sürdürülüyordu. Basında açıkça "Ne duruluyor? Hazır üstünlük Amerika' da iken vakit geçirilmeden Sovyetler'e atom bombası yağdırılmalı, komünizm ezilmeli" yollu yazılar çıkıyordu. Atom bombalarının kullanılacağı yeni bir savaşta Türkiye'nin encamı ne olur, hiç düşünülmüyordu bu çevrelerce.
Sayfa 93 - Yordam Kitap 2. Baskı 2019Kitabı okudu
Stalin'in bu açıklamasında da gördüğümüz gibi 'kapitalist kuşatmanın var olduğunu ve bunun sosyalizmin ülkesi için doğurduğu tehlikeleri işaret ederek, çözümü şöyle açıklıyor: "...İlerlemeye komünizme doğru yürümeye devam ediyoruz. Ülkemizde komünizm döneminde devlet korunacak mıdır? Evet, kapitalist kuşatma kaldırılmadıkça, dış saldırı tehlikesi kalkmadıkça korunacaktır; ..." Bu tespitin, bir zaman sonra, çözüm olmadığını yaşam bize öğretti. 1989 yılı itibariyle SSCB, bir boş çuval gibi yere serildi ve kapitalistler, daha önceden komünist parti ve devlet içinde hazır ve eğitilmiş şekilde gelip işin başına oturdular.
Sayfa 25 - Favori Yayınları
Küba Devrimi, ABD'nin Latin Amerika'ya yönelik askeri politika­larında da önemli stratejik değişikliklere neden olmuştu. Küba Devri­mi 'ne kadar ABD yönetimi, Latin Amerika'da ciddi bir komünizm teh­likesi görmüyordu. Ve Latin Amerika ülkeleriyle (özellikle askeri) iliş­kilerini buna göre belirlemişti.
Reklam
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
Emparyalizm karşıtı olarak bilinen George Orwell'in bakış açışıyla dönemin ideolojik ve siyasal bunalımını birebir yansıttığı eseri... Yazar, Hayvan Çiftliği'ni İkinci Dünya Savaşı'nın 'Sovyet Rusya'sına, Hayvan Çiftliğinin lideri domuz Napoléon'u ise Stalin'e benzetiyor. Hayvanlar tarafından insanların yarattığı düzensizliğe karşı başlatılan bir ayaklanma ile eşitsizlikleri ortadan kaldıracağına inanılan bir devrimin daha büyük adaletsizlikler ve sefalet ile sona erişini okuyoruz. Buna ek olarak Napoléon ile sürekli olarak aralarının düzeldiği ve bozulduğu Foxwood Çiftliği'nin sahibi Bay Pilkington İngiltere'yi, Pinchfield Çiftliği'nin sahibi Bay Frederick ise Nazi Almanya'sını temsil ediyor. Yani eserin bir komünizm eleştirisi oluşundan Orwell'in Batı savunuculuğu yaptığını çıkaramayız. Çünkü kitabın sonunda "Dışardaki hayvanlar, bir domuzların yüzlerine, bir insanların yüzlerine bakıyor; ama onları birbirlerinden ayırt edemiyorlardı." diyor Orwell. Yani ona göre aslında hepsi aynı kefede. Fakat yine de ağırlıklı anlatımıyla, Soğuk Savaş döneminde artan komünizm tehlikesi sebebiyle Batı ülkelerince eğitim müfredatlarına eklenmiş ve yıllarca komünizmin ne kadar kötü olduğu vurgusu ile okullarda okutulmuş. Hayvan Çiftliği'nde yaratılan bu korku ve baskı ortamının bu tarz bir yönetim şeklinde kaçınılmaz olduğu belirtmekten çekinmiyor Orwell.
George Orwell
George Orwell
Hayvan Çiftliği
Hayvan Çiftliği
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2011246,4bin okunma
Komünizm
Topluluk insana, yalnızken kolayca yitirebileceği bir ce­saret, metanet ve asalet verebilir. İçinde, insanlar arasında bir insan olduğu anısını canlandırabilir. Fakat bu ona, bir birey olarak sahip olamayacağı özellikler atfedilmesini engellemez. Hak etmediği bu armağanlar insana başta büyük bir lütuf gibi gelse de, uzun vadede bunların bir kayba dönüşmesi tehlikesi vardır, çünkü insan doğasında armağanları doğal saymak gibi bir zaaf vardır; sıkıntı anında bizzat çaba göstermek yerine, bunlar üzerinde hak iddia eder. Her şeyi dev­letten bekleme eğilimi maalesef bunun en belirgin örneğidir, oysa en nihayetinde devlet de bu talepkâr bireylerden oluşur. Bu eğilimin do­ğal sonucu, her bir bireyin toplumu köleleştirdiği, toplumun ise bir diktatör, bir köle sahibi tarafından temsil edildiği komünizmdir. Ko­münist toplum düzenine sahip tüm ilkel kabilelerin başında da sınır­sız güçte bir reis vardır. Komünist devlet, yurttaşların değil, yalnızca serflerin olduğu mutlak bir monarşiden başka bir şey değildir.
Sayfa 65 - Metis YayınlarıKitabı okudu
_Hissedebileceğiniz en güzel şey, hayatın esrarlı tarafıdır. Sanatın ve bilimin beşiğinde, bu ana duygu vardır. Onu bilmeyen, dünya karşısında şaşkınlık ve hayranlık duymayan kimse, ölü gibidir. _Delilik şüphesiz aptallıktan daha iyidir, delilik var olmuş bir zekânın yok oluşudur. Aptallık ise var olmamış bir zekânın var olmamaya devam
( Bilim Aşkı Üzerine Düşünceler. ) _Bu kitap, evreni ve kendimizi keşfetmek üzerinedir. _BİLİM, bir bilgi bütünlüğünden çok bir düşünme biçimidir. Duyu organlarımızın yetersizligi algılarımızı çarpıtabilir. Bilim deneye dayanır, köhne sabit fikirlere istekte meydan okuyabilmeye, evreni gerçekte oldugu gibi görebilme şeffaflığına yaslar sırtını. Bu
Reklam
_Olmak sözüyle, kişinin hiçbir şeye sahip olmadığı ve istek de duymadığı, yaratıcı bir varoluş biçimini anlatmak istiyorum. _Sahip olmak(olmamak) eğilimi, yaşamlarının ana konuları; para hırsı, şöhret ve yönetim gücüne erişmek olan batı toplumlarına özgüdür. _Sahip olmak eğilimindeki bir insan, mutluluğu başkalarına üstün olmakta ve fethetme,
“Bırak artık şu oyunu Sedat. Lütfen kendine gel. Farkında mısın bilmem, teşkilat çalkalanıyor. Dünyadaki bütün dengeler değişti. Artık ne Sovyetler var, ne komünizm tehlikesi. Ama ülkemizin üzerindeki oyunlar bitmedi. Topraklarımızı bölmek, devletimizi güçsüz kılmak istiyorlar.”
MAH, 1960'lardan itibaren büyük ölçüde ulusal kuşağa odaklandı. Komünizm tehlikesi başta olmak üzere aşırılıkçı ve ayrılıkçı akımlarla yakından ilgilendi. Bunda 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından MAH ve devamında kurulan MİT'in tamamen askeri kontrol altına girmiş olmasının etkisi büyüktür çünkü darbecilerin güvenlikçi bakış açısı tehditleri yurtiçinde aradı ve Soğuk Savaş'ın sonuna kadar, yani yaklaşık 30 sene MİT'ten sadece yurtiçine odaklanan vazifeler bekledi.
Sayfa 467Kitabı okudu
96 syf.
8/10 puan verdi
·
115 günde okudu
Tüm hayvanlar eşittir, ama bazı hayvanlar ötekilerden daha eşittir.
George Orwell bu kitabı yazmadan önce Stalin ve komünizmi eleştiren makale tarzında başka bir kitap yazmış aslında ama kitap toplamda 700 adet bile satmamış. O zaman Orwell fabl türünün gücünü kullanmaya karar vermiş ve Hayvan Çiftliği romanını yazmış. Ancak yazdığı dönem Stalin Rusya'sı ile İngiltere'nin Hittler'e karşı müttefik olduğu bir döneme denk geldiği için kitabı yayınlayacak bir yayınevi bulamamış. Ne zamanki Hitler tehlikesi anlatılıp Rusya müttefik olmaktan çıkmış, o zaman basılmış kitap ve de çok tutulmuş. Kitap bir komünizm eleştirisi olarak öne çıksa da genel anlamda gücün insanları nasıl değiştirdiğini ve politik dilin manipülasyon için nasıl güçlü bir araç olarak kullanıldığını çok güzel işliyor. Kitap çok sürükleyici bir şekilde ilerlese de finali biraz havada kalıyor. Sanırım yazar sonrasında neler olduğunu okuyucunun hayal gücüne bırakmış. Eğer sonra neler oldu diye merak ediyor ve tatmin edici bir final istiyorsanız kitabın film uyarlaması olan 1954 yapımı Hayvan Çiftliği filmini izleyebilirsiniz.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Kapra Yayıncılık · 2021246,4bin okunma
170 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.