Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
AÇIKLIK EN DOGRU YOLDUR Röportaj : Alper Gazigiray [Ahmet Haluk Dursun] Zaman, 14- 15 Şubat 1988 Zaman: Sayın Muhsin Yazıcıoğlu kısa bir tercümeihalizi verir misiniz? Nerede doğdunuz? Kaç yılında doğdunuz, öğrenim hayatınız? Muhsin Yazıcıoğlu: Bismillahirrahmanirrahim. 1954 yılında Sarkışla, Elmalı köyünde doğdum. İlkokulu orada bitirdim.
Tam olarak Latin diye nitelendirilen konu eğitim sisteminin en mühim tehlikesi, zihni geliştirmenin birtakım kitapçıkların ezberlenmesiyle sağlanacağı yollu temel psikolojik hatasıdır. Bu, mümkün olan en fazla bilgiyi edinmeye yönelik bir tutumdur ve genç kişinin ilkokuldan doktoraya dek yaptığı tek şey, muhakeme ve inisiyatif yetisini hiç geliştirmeksizin, birtakım kitaplar ezberlemektir.
Reklam
Eğer bir annenin yanında, o anneyi sürekli eleştiren bir eş, kendi aile yaşamlar hakkında olumsuzluklar aktaran konu komşu. Çocuk ye- tiştirmeyi "başa bela" gibi aktaran akrabalar varsa, bu annenin "annelik cesareti" kırılır. Kendi içsel duyuşlan ile değil, öğrendikleri ile annelik yapmaya kalkar. Kitaplar edinir, uzmanlara gider, "acaba yanlış mı yapıyorum" diye telaş içine girer. Halbuki her kadının özünde annelik iksiri vardır. Bu iksir ancak kendi içine derinleşebilecek kadar kendini güvende hisseden annelerde ortaya çıkar.
Bir başka konu da roman taslakları diyebileceğimiz, özellikle 12-15 yaş grubunun ve daha çok genç kızların iltifat ettikleri kitaplar. Bu yaş grubunun belli bazı yayınevleri standları önünde oluşturdukları uzun kuyruklara bakınca, o kitapları inceleme gereği duymayan yöneticilere esefle bakılmalıdır. Kavram, olay ve sahneleri birbirine çok benzeyen bu kitapların ayrı ayrı yazarlar tarafından değil de bir yazar grubunun elinden çıkmış olabileceğini sanıyoruz. Erotik ve pornografik kavram ve etkinliklerle dolu sahifelerin 12-15 yaş grubunun vakti gelmemiş beklentilerini hayal dünyasına taşıması kaçınılmazdır. Kitapların kapaklarındaki yazarların isimlerinin Beyza, Büşra, Elif, Zeynep, Ayşe, Tarık veya Miraç olmaları tesâdüfilikle açıklanabilir mi? Sosyal medyada yapılan reklamasyon ve okuyanların okumayanlara ballandırarak anlatmaları sonucunda yüz binler satan bu kitaplara, anne-babalar ve öğretmenler mutlaka göz atmalıdırlar. Bu kitaplar, bireysel ve toplumsal iyiye katkı sağlayamazlar ve yarına da kalmayacaklar ama bugünkü tabula rasayı kirletiyorlar. Geçmişten günümüze kadar gelmiş olan uzun zaman diliminde yoğun emek verilerek on yılda, yirmi yılda yazılmış olan eserlere bakılınca, kağıt israfına yol açan niteliksiz çalışmalara üzülmemek mümkün değildir. Tolstoy, Dostoyevski, Balzac, Nietzsche, Konfüçyüs, Mevlana, Yunus Emre, Kemal Tahir, N. Hikmet, Yaşar Kemal, Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Mehmet Akif, Sabahattin Ali gibi daha birçok şair ve yazarın özgün eserleri yarınlarda da okunacak görünüyor. Aradaki uçuruma kör olmamalıyız.
Edebiyatta sadece üç, dört, bilemedin beş konu olduğu söyleniyor ama belki de tek bir konu vardır: ait olmak. Tüm kitaplar ait olma arzusu yahut bu arzuyu reddetme üzerinden okunabilir.
İki ana seçenek var bu kitabı okurken. Ya “ Ben ne okuyorum şu an yaa?!” Deyip kapatmak . Ya da inat edip alt metinde yatan anlamları mesajları bulmaya çalışarak bitirmek .. Boş yere yaZılmamış, sosyal mesaj(lar) vermeye ,insanların karakterindeki saçmasapan iki yüzlülükleri yüzümüze yüzümüze haykırma çabasıyla girişilmiş çok belli . Yorucu da bir kitap ,karakomik denilebilir .( Ben pek gülmedim ama) Yine Dr değişik bir yazar ,değişik bir konu , değişik bir tarz . Okuduğuma memnunum . Görüp görebileceğiz en alakasız ve absürd kahvehane dükkanı , onun babasının işini eskisinden daha ,çok daha iyi hale getirmek , yer yer babasının başarısını geçmek , sollamak için kendini ilerici ve modern ve halden anlayan ,asrın gören bu yüzden de büyük bir talihsizlikle herkesi mutlu etmeye çabalayan sahibi, Mustafa , Sezer, Masis ,İsmet amca ve onun altında anlam arasak da bulamayacağımız kadar akıldan uzak ama sadistçe ve korkutucu hikayeleri ve daha birçok kişi … Herkes mutsuz .. Herkes iyi olduğunu fazlasıyla göstermek için çabalarken şuursuzca bencil … Herkes olmasa da bazıları çok kötü .. Bence okunur bir kere .. Ne kitaplar okuduk aslında boştular. Bu kitap öyle değil . Boş gibi görünüp, sık sık kendinizi sorgulatan cinsten …
Reklam
Geriye dönüp baktığımda, büyükbaba ile benim çok sessiz olduğumuzu düşünüyorum. Konu dağlar, av, hava durumu ya da başka şeylere gelmişse büyükbaba sessiz kalmazdı. Ama sözcükler ve kitaplar söz konusuysa büyükbaba ile kararı büyükanne ye bırakırdık. O bayanın bize yön sorduğu zamanki gibi...
Başka hiçbir konu hakkında, kitaplar hakkında yazıldığı kadar çok kitap yazılmamıştır: Bütün yaptığımız, birbirimizi açıklayıp durmak: Yazar kıtlığı var.
Sayfa 143 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Umarım.:/
"sizden kitaplar yazmanızı, ne denli önemsiz, ne denli kapsamlı olursa olsun, hiçbir konu karşısında duraksamamızı isteyebilirim. Umarım bir yolunu bulup gezmek ve tembellik etmek, dünyanın geçmişini ve geleceğini düşünmek, kitaplar üzerine düşler kurmak ve köşe başlarında avare gezinmek ve düşünce oltasını nehrin derinlerine sallandırmak için yeterli paraya sahip olursunuz."
2. Öpüşme ve cinsellik organlarının ağızla uyarılması Tüm eski Taocu sevişme kitaplarının ısrarla üzerine vurgu yaptığı konu cinsel isteği kışkırtıcı, derinlemesine öpüşmenin ne derece önemli olduğudur. Bu kitaplar sıralamada böyle bir öpüşmeyi cinsel birleşmeden hemen sonraya koyuyorlardı. Bu tür öpüşmede de tıpkı cinsel birleşmede olduğu gibi kadın da, erkek de Yin Yang uyumundan yararlanırlar. Kadınların da erkeklerin de öpüşmek hoşlarına gittiğine göre her fırsatta, her olanak buldukça, niçin bol bol öpüşmesinler? Böyle yaparak birbirlerinin özlerinden de doya doya içmiş olurlar. Yeşim özünden —yani tükrük — içmenin Yin Yang uyumu bakımından yaşamsal önemi vardır. Cunnilingus ve fellatio , ya da ağız yoluyla kadının da erkeğin de cinsel organlarının uyarılması, kadının da erkeğin de cinsel isteklerini kışkırtmakta son derece etkilidir. Yalnız şu var ki, erkeklerin denetimi elden kaçırmaması, bu uyarının boşalmaya yol açmaması için çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Bir kadının başarılı bir biçimde erkeklik organını uyarması için ( fellatio) ağzını gevşek tutmayı öğrenmiş olması gereklidir. Eğer kadın ağzıyla çok sert ve hırpalayıcı hareketler yaparsa, eğer dilini dişlerine kalkan yapmayı bilmezse oradan Tanrının içkisinden içeceğine yü heng’i incitebilir. Bazı kadınlar klitoris’in (bızır) dişlenmesinden hoşlanabilirler ama şaka yollu da olsa kamışlarının ısırılmasından hoşlanan erkek eğer çıkarsa, pek az çıkar. Kadın organının ağız yoluyla uyarılmasının ( cunnilingus) hiçbir sakıncası yoktur, kadınların büyük çoğunluğu da bundan büyük bir haz duyarlar.
720 öğeden 471 ile 480 arasındakiler gösteriliyor.