Freddy was in a ward with four beds, all occupied, strapped down and connected to various tubes; his face was swollen, his ribs broken, and one hand so crushed that they'd had to amputate two of his fingers. The kicks had burst one of his kidneys, and his urine in a bag hanging from the side of the bed was the color of rust.
Freddy dört yatağın olduğu bir koğuştaydı; hepsi dolu, kayışlarla bağlanmış ve çeşitli tüplere bağlıydı; yüzü şişmişti, kaburgaları kırılmıştı ve bir eli o kadar ezilmişti ki iki parmağını kesmek zorunda kalmışlardı. Tekmeler böbreklerinden birini patlatmıştı ve yatağın yanından sarkan torbadaki idrarı pas rengindeydi.
Diabetes mellitus (şeker hastalığı) adı Yunanca "ballı idrar"dan
gelir; zira bu hastalıkta aşırı şeker böbrekler tarafından kan dolaşımından süzülerek idrara karışmaktadır. Diyabette, pankreasın beta hücreleri, sindirilen yiyeceklerden elde edilen şekerin hücrelere sızması için gereken hormon olan insülini yeterince
üretememektedir. Yüksek glukoz seviyelerinin doğrudan yarattığı fizyolojik riskler bir yana, diyabette vücudun birçok organına yönelen potansiyel tehlikeler de mevcuttur.
Fizyolojik olarak, ağrı bizim daha doğrudan yollardan ulaşmasını engellediğimiz kanal bilgilerinin yolunu açmaktadır. Ağrı, temel algı
yollarımızın kapalı olduğu zamanlarda bizi uyarmakta kullanılan kuvvetli bir ikincil algı yoludur. Kendi zararımıza olmasına rağmen görmezden geldiğimiz bilgileri sunar bize.
Multipl skleroz (Yunancadan geliyor: "sertleşmek") merkezi sinir sistemindeki hücrelerin işleyişine zarar veren "demiyelinizan" hastalıklardan en yaygın görülenidir. Belirtileri, iltihap ve yaralanmanın meydana geldigi bölgeye göre degişiklik
göstermektedir. Saldırıya maruz kalan başlıca bölgeler genelde
omurilik, beyin sapı ve beyine görsel bilgileri taşıyan sinir lifleri demetinden oluşan optik sinirdir. Hasar gören bölge omurilikte bir yerde ise, belirtileri kol ve bacaklarda uyuşma ve acı
veya rahatsızlık uyandıran başkaca hisler şeklinde ortaya çıkacaktır. Bunun yanı sıra kaslarda istemdışı gerilmeler veya güçsüzlük de görülebilir. Beynin alt kısmında miyelin kaybı, çift
görme veya konuşma yahut denge sorunlarına yol açabilir. Optik nörit -optik sinir iltihabı- hastaları ise geçici görme kaybı
yaşar. Yorgunluk hepsinde ortak bir belirtidir; sıradan bir bitkinlikten çok öte, aşın bitap hissetmek.
Hayatına mal olacak hastalık ilk sinyallerini verene dek Mary ile pek konuştuğumuz söylenemez. Hastalık başlangıçta hayli masum görünüyordu: Parmak ucuna dikiş iğnesi batmış, açtığı yara aylarca iyileşmemişti. İncelediğimizde Raynaud fenomenine ulaştık; bu hastalıkta damarları besleyen küçük atardamarlar büzüşerek dokuları oksijensiz bırakır. Kangren oluşabilir ve ne yazık ki Mary'de böyle olmuştu. Birçok kez hastaneye yatırılmasına ve ameliyat geçirmesine rağmen, bir yıl içerisinde, parmağındaki zonklayan ağrıdan kurtulmak için parmağının kesilmesini yalvararak ister hale gelmişti. İsteği yerine getirildiğinde hastalık alıp yürümüştü ve hiç dinmeyen ağrısı karşısında en güçlü ağrı kesiciler bile yetersiz kalıyordu.
Gözün hastalandığında tedavisi için hemen çareler aramaya başlarsın. Bunu sadece onunla dünyanın fani güzelliklerini görmekten mahrum kalmayasın diye, dünyanın zevklerinden haz almak için yaparsın.
Oysa kalp gözün kırk senedir hastadır da onu tedavi ettirmeyi düşünmezsin. Düşün ki, koca bir ömrün baş tarafı heba oldu gitti; hiç olmazsa sonunu korumak gerekir.