Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
“Mutluluğa ulaşma baskısı bazen zulüm şeklini alıyordu, mutluluk herkesin ulaşabileceği ve ulaşması gereken bir şeymiş de, bu uğurda verilecek en küçük bir taviz dahi bireyin kendi kabahatiyim gibi.”
Ayten Gökçer:
❝ Şu dünyanın her tarafında başa güreşenler büyük iftiralara uğrar, büyük yıldırımlar çeker. ❞
Sayfa 72 - Tekin Yayınevi
Reklam
Yaşanmışlıklardan Payına Düşenler
Çocukluğumda bir kovan gibi görürdüm kendimi: Basit sıradan insanlar, hayat üzerine bilgilerinin, düşüncelerinin balını arılar gibi kovanıma taşır, sunabildikleri ne varsa ruhumu zenginleştirmek üzere getirip cömertçe sunardı. Bal her zaman temiz olmazdı, hatta çoğu kez acı olurdu. Ama her bilgi, yine de baldı!
Sayfa 149 - Türkiye İş Bankası Yayınları
İrade Terbiyesi
"Bir gün mutad konuşmalar esnasında Mösyö Girard bize bir kitap tavsiye etti ve mutlaka okumamızı söyledi. Bu, Aix-Marseille Üniversitesi Rektörü meşhur terbiyeci ve ahlakçı Jules Payot'un İRADE TERBİYESİ adlı kitabı idi."
Sayfa 12 - Yağmur yayınlarıKitabı okudu
"İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez."
Sayfa 84 - TilkiKitabı okudu
Nasıl?
En kuvvetli insanın bile bazen ne kadar zayıf anları,istediğinin tam aksini yapmaya mecbur olduğu dakikaları bulunduğunu nasıl inkâr edebiliriz?
Reklam
Bütün gün gözlerimi diktim Gözlerine yaşamın O korkak ve kaygılı gözlere Bakışımdan kaçan Ve yalancılar gibi gizleniveren Gözkapaklarının tehlikesiz sığınağına Hangi tepe hangi doruk? Tümü dolambaçlı yolların Bir kavuşma noktası ve son Bulmuyorlar mı o soğuk ve yok edici ağızda? Ve ne derdiniz bana ey yalın ve aldatıcı sözcükler?
Eksiklik!..
~~~ “Her soruya verecek cevabımız, her cümleyi tamamlayacak noktamız var...” ~~~
Muhsin Gazi ERDEM-MeşaleKitabı okudu
Kaliteli Betimleme Budur
"Bulundukları yer bir sel yatağıydı. Seller sütbeyaz çakıltaşlarını, çam kabuklarını, kamış, ağınağacı köklerini sürüklemiş buraya, hayıt çalılıklarının dibine yığmıştı. Bundan sonra gelen seller boyuna hayıt çalısına gelip durmuşlar, onu sökemeyip, ne getirdilerse dibine bırakarak, üstünden atlayıp geçmişler, sığmayınca da yandaki tarlanın dibini oymuşlardı. İşte bu oyuktaydılar."
Sayfa 271 - YKYKitabı okudu
Reklam
Dikkatli Olmalı Daima
"... Abdi ağa, elinde doksan dokuzluk tesbihi, başında devetüyünden örülmüş takkesi, sivri sakalıyla göründü: 'gene aç mı kaldınız?' diye söylendi. Kalabalıktan hiç ses çıkmadı. Kalabalığın arkasında tek başına duran Döneyi gören Abdi Ağa: 'Döne Döne!' diye bağırdı. 'sen doğru evine git! Sana bir tek tane bile vermem. Evine git! Döne!' dedi. 'şimdiye kadar benim köyümden, benim kapımdan adam kaçıp da başka köye, başka adama çoban olmadı, yanaşma olmadı. Bunun senin bir karış oğlun icat etti. Sen doğru evine...' "
Sayfa 58 - YKYKitabı okudu
Ve karar verdim artık hiçbir şeyden zevk almamam gerektiğine, hayatımı paylaştığım kişi burada olmadığına göre.
Sayfa 104Kitabı okudu
"SIRADAN ŞEYLERİ GÖZÜNÜZDE BÜYÜTEREK MUCİZEVİ ŞEYLERE DÖNÜŞTÜRMEYİN."
“Eğer birileri geçmişte bana ‘İyi düşündün mü?’ Diye sorsaydı, bugün daha az şey için pişman olurdum…”
230 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.