Evli erkeklerin korkulu rüyası "mor cepken." Mor cepken, kadınların çeyizine konurmuş eskiden. Çeyiz sandığının en altına konur ve evlenen kadının onu hiç giymemesi temenni edilirmiş. Çünkü; kadının o mor cepkeni giyip, evin damına, bacasına, köy meydanına, herkesin görebileceği bir yere çıkması, "Kocamı sevmiyorum, kocam bana
“Korkarım ki kadınlar gaddarlığın, hem de katıksız gaddarlığın değerini her şeyden çok bilirler. Içgüdüleri olağanüstü ilkeldir onların. Biz onlara özgürlüklerini verdik, ama onlar gene de efendilerini arayan birer köle olmayı sürdürüyorlar. Hükmedilmeye bayılırlar.”
Okurken gözyaşlarına boğuldum
gerçekten çok etkileyici bir kitap.
Hemen hemen komşunuzdan, çevrenizden haberlerden duyduğunuz kulağa aşina gelen hikayeleri. Günümüzde bunlara benzer birsürü Yürek burkan hikayeler , çaresizlikler daha daha kötüleri bulunmakta,
maalesef bunlar yaşadığımız ülkenin gerçekleri...
Uğur Gökbukut, 5 kadın hayatını kısaca özetlemiş...
Çok basit, sade bir anlatımı var.
Üçüncü hikâye olan Reyhan’ın hikâyesi çok etkiledi beni. Hayatın pamuk ipliğine bağlı olduğunu, sevginin ve ailenin önemini ve bir gün affetmek için çok geç kalınabileceğini bir kere daha gösterdi bana.
5 ayrı hikaye. Her birinde ayrı bir imtihan, ayrı bir dünya.. Kiminde bir pes ediş, kiminde ayakta kalma çabası...
Yazarımızın emeğine ve kalemine sağlık.
Ne ağladım be!!!
Kadınlar gerçekten muhteşem şeyler midir?
Kadınlar belki de muhteşem şeylerdir, evet,
kadınlar kesinlikle muhteşem şeylerdir ama son tahlilde kadınlar aslında "ŞEY" değildir..
Ben,
Her gün başka bir isimle,
Başka bir şehirde ölüyorum.
Ben her gün başka bir sebeple, başka
bir şekilde ölüyorum...
Bu ülkenin, öldürülmekten kurtulamayan, ölmekten yorgun düşmüş en kalabalık azınlığıyız diyorum.