"Yetişkinlerin savaştığı, bombalar attığı, birbirini kesip doğradığı, acımasızlığın kol
gezdiği bir dünyada gençlerin yurtsever, dine bağlı, uslu, terbiyeli olmaları söz konusu değildir."
Sayfa 38 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Bakın. Savaş kadar kötü şey yok. Cankurtaran şoförü olan bizler, ne kadar kötü olduğunun farkında bile değiliz. İnsanlar ne kadar kötü olduğunu anlayınca da, durdurmak için artık hiçbir şey yapamazlar çünkü delirmiş olurlar. Hiç anlamayanlar da var. Subaylardan korkan insanlar da. Savaş onlarla yapılıyor.
Ama ateş düştüğü yeri yakıyor.
Bir sürü insan sürmekte olan savaşın farkında bile değil. Ancak oğullarını, eşlerini, kardeşlerini kaybedenler, bir de savaşanlar her şeyin farkında. Kar, kış, yağmur çamur demeden o her kovuğu, her ağaç arkası, her çukuru pusu kokan dağlarda, ovalarda, dere boylarında dolaşanlar... Sakat kalanlar, aklını yitirenler, sağ ama yüreğinde acıyla dönenler, işte onlar hiçbir zaman unutmayacaklar yaşananları. Unutmaya kalksa bile yaşadıkları belleklerinin bir yerinden sızıp geçmişi yeniden anımsatacak onlara. Olayları televizyon haberlerinden izleyenler, gazete köşelerinde okuyanlar, rahat köşelerinden ahkâm kesenler bunu bilemez.
Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bir sürü insan sürmekte olan savaşın farkında bile değil. Ancak oğullarını, eşlerini, kardeşlerini kaybedenler, bir de savaşanlar her şeyin farkında... Sakat kalanlar, aklını yitirenler, sağ ama yüreğinde acıyla dönenler. İşte onlar hiçbir zaman unutmayacaklar yaşananları. Unutmaya kalksa bile yaşadıkları belleklerinin bir yerinden sızıp geçmişi yenidrn anımsatacak onlara. Olayları televizyon haberlerinden izleyenler, gazete köşelerinden okuyanlar, rahat köşelerinden savaş hakkında ahkam kesenler bunu bilemez.
Bir milyon insan bir yerde toplanıp edimlerine haklılık kazandırmaya çalışarak birbirini öldürüyor ve hepsi eşit derecede hasta ve hepsi eşit derecede mutsuz. Delilik değil de nedir bu?