Kitabın 113. incelemesini yapan bir okur olarak baştan ifade etmek isterim ki, kitabın içeriğine, yazıldığı döneme, yazarın içinde bulunduğu şartlara, teknik özelliklerine ve benzeri konuların detaylarına girmeyi pek düşünmüyorum. O nedenle, kitabı henüz okumayan okurların sitedeki birbirinden değerli incelemelere göz atmalarında fayda var...
Ben
YouTube kitap kanalımda Dostoyevski'nin hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/0i9F0L1dcsM
Kitaplarından alıntı yaparken “Dost” yazarak adı çıkan Dostoyevski’nin, kendisinin yazdığı ve benim ona ait okuduğum ilk kitabıdır İnsancıklar.
Zamanında Slav topraklarında yaşadığım
YouTube kitap kanalımda Dostoyevski'nin hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/0i9F0L1dcsMi.ibb.co/7jghFLT/1.jpg
Karamazov Kardeşler : Dostoyevski olağanüstü bir olaydır; belki de Rus bilincine özgü, eşi görülmedik bir olaydır, demişti Oğuz. Sonrasında da "Çirkin
YouTube kitap kanalımda Oğuz Atay'ın hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/INZw0WFskak
"Hayatımın, başı ve sonu belliydi; hiç olmazsa ortasını kaçırmamalıydım." Tutunamayanlar, Oğuz Atay
"Oğuz Atay okumaya direkt Tutunamayanlar'dan mı başlanmalı? Tehlikeli
Dostoyevski'nin ilk kitabı olan İnsancıklar, Rus Edebiyatının ilk toplumsal romanı olarak kabul edilir. Bu eser acıklı bir mektuplaşma içeriğine sahiptir. Dostoyevski'nin diğer romanlarında olduğu gibi bu romanda da acıma duygusu bir hayli hissettirilmiştir.
İlk eser olmanın verdiği acemilikten oldukça uzak, akıcı ve etkileyici bir dile sahiptir.
Romanda yaşlı memur Makar Devuskin'in o romantik, sevgi dolu seslenişleri kitabı duygusal bir hale getirmiştir. Okurken dikkatimi en çok çeken ise "güvercinim" olmuştur. Yoksulluk teması tüm romana hakimdir.
Varvara ve Makar arasında geçen konuşmalarda yoksulluğun yaşamda ne gibi sorunları da beraberinde getirdiğini anlatmaktadır.
Dostoyevski burada aşkın en saf biçimini kağıda dökmüştür. Ama yaşamın getirdiği dış etkenler de sorun oluşturmuştur. İlk örneği Makar'ın yaşlı, Varvara'nın ise genç olmasıdır. Bir diğeri ise evlerinin yakın olduğu halde çok az görüşmeleri ve bunun sebebi insanların dedikoduları olmasıdır.
Yoksulluk ve dedikoduyla mücadele eden bu iki insan her ne kadar onlar karşısında kazanmaya gayret etselerde, hayat şartları onları kaybetmeye itiyordu...
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362bin okunma
Rus romanlarını çok seviyorum. Rus dünyasına zihin yolculuğu yapmak, o sokakları, o soğukluğu, burjuvaların yaşamlarını, yoksulların dertlerini, bir adamın paltosunu, bir kadının şapkasını içimde çok fazla duyumsuyorum.
İşte böylesi bir yolculuğa çıktığım bir kitap daha. Hemen kitaptan bahsedelim. Dostoyevski'nin ilk kitabı olan İnsancıklar
ESKİDİM...
Çay kaç kuruştur? İnsanların hayata katlanabilmeleri için verdikleri küçük molalar vardır. Bunun adı bizim topraklarda çaydır. Adamlar çayı, ve dahası içine atacakları şekeri bir mesele gibi görmek zorunda kalmışlar seneler seneler önce. Fukara için adım attığı meseledir.
Bir kitap nasıl bu kadar acıklı olabilir? Bir insan hüznü
-Spoiler içermez-
Fedakarlık, almadan vermek, verebilmek demektir. Kaçınız almadan verebilirsiniz? Üstelik verecek bir şeyiniz kalmamışsa bile. Aşk denen illet size neler yaptırır ah bir bilseniz...
Makar Alekseyeviç orta yaşlarında yoksul bir memurdur. Kiralık bir odada kalmakta ve 3 kuruşun bile hesabını yapmaktadır. Fakat bu kadar muhtaç oluşuna rağmen varını yoğunu biricik Varenka'sına hibe etmeye hazırdır. Varenka neredeyse çocuk yaşta olan genç bir kızdır. Onun da yoksullukta Alekseyeviç'ten aşağı kalır yanı yoktur. Geçmişi de büyük hüzünlerle doludur üstelik.
İşte bu iki yoksul insancığın mektuplaşmalarından oluşan bir kitaptır Dostoyevski'nin bu ilk romanı. Makar Alekseyeviç üzerinden yoksulluğun, gururun, utancın, fedakarlığın, cömertliğin, çaresizliğin, karşılıksız sevginin, hüznün, ayrılığın anlatıldığı kitaptır.
Yazarın 23 yaşında yazımını tamamladığı kitap yazıldığı dönemde her ne kadar büyük ilgi görse ve bir başyapıt ilan edilse de, benim için tatmin edici olmayan bir okuma serüveniydi. Amiyane tabirle bir ziyafet yemeği değildi ama aç da bırakmadı. Fakat yazarın başarısını sorgulamak benim haddim değildir. İnsancıklar'dan sonra kronolojik sıraya göre sıradaki kitabımız olan Öteki'de buluşmak üzere, keyifli okumalar herkese:)
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362bin okunma
Yazarın okuduğum ilk eseri olduğu için incelememe onun hakkında biraz bilgi vererek başlamak istiyorum.
Ukrayna asıllı Rus yazarımız Gogol "Palto" isimli hikayesini 1842 yılında yazıyor. Aynı yıl en yakın arkadaşı ve meslekdaşı olan Puşkin'i kaybediyor. O öldükten sonra da Rusya'daki popülerliği artıyor.
Hepimizin duyduğu bir söz
İnsancıklar Dostoyevsky'nin ilk romanı. Bazı insanlar vardır, gösterir kendini, bilirsiniz bir şeyler olacak. Beklemeniz gerekmez uzun yıllar boyunca. İşte 23 yaşındaki Dostoyevski de böyle İnsancıklar'da. En sona yazacağım şeyi şimdi yazayım bari. O yaşında yazdığı böyle bir roman, nedense bana
Merhaba! Merhaba ve elveda! Kitabımı okudum. Muzumu yedim. Suyumu içtim. Kahvemi hazırladım. Sigaramı yaktım. Ve şimdi de incelememi yazmaya başlıyorum. Dostoyevski, adamdır! Etkinliğimize -#28130221 - katılan herkese, selam olsun!
Öncelikle kitapta işlenen konunun bende yaptığı çağrışımından bahsetmek isterim. Özet
"Yeni Gogol doğuyor!" nidaları arasında Dostoyevski'nin çevirmenlikten yazarlık hayatına geçtiği ilk romanıdır. Yaklaşık 175 sene önce yazılmış İnsancıklar. Dile kolay, 175 sene... Çarpıcı olması açısından söylüyorum; dedemizin dedesinin doğduğu tarihlerde yani.
Kitabın önsözünde de belirtildiği üzere; "En büyük, en dahi en
Öykü bir duygulanımın aktarılışı değildir! Duygu patlamasını anlattığınız metinlere öykü değil, deneme denir. Hiçbir öykü yoktur ki, bir gerilim-çatışma olmasın. Gerilim-çatışma yoksa, o bir öykü değildir.
İnsanlar, anlamada kolaylık olsun diye, anlattıkları kompleks şeyleri kategorize ederler. Yapaydır bu. Maksatlıdır. Maksatsa, anlaşılır