Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mal, mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler, Bin bir derde düşer, canlarından bezerler. Öyleyken, ne tuhaftır, yine de övünür, Onlar gibi olmayana adam demezler.
Sayfa 10 - Türkiye İş BankasıKitabı okuyor
Nemize yarayacak mal mülk, tadını çıkaracak güzel çağımız geçtikten sonra?
Sayfa 9 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
Reklam
222 syf.
5/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yaşam(ama) Bilgeliği
Anladığım kadarıyla yaşam bilgeliğinin altın kuralları şöyleymiş: (Hafiften kızgın yorumlarımı sonda yazdım) 1. En popüler olmuş öğüt: Hayatta mutlu olmayı hedefleme; en az mutsuz nasıl olurum veya en az nasıl acı çekerim bunun yollarını ara. 2. Kreşten çıkan oğlunun haleti ruhiyesini anlamak için nasıl geçti günün deme, bugün seni mutsuz eden
Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar
Yaşam Bilgeliği Üzerine AforizmalarArthur Schopenhauer · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20196,9bin okunma
Burjuva çağının temel düsturu "dünyayı para yönetir" sözü­dür. Malı mülkü olmayan bir soylu da, malı mülkü olmayan bir işçi de, politik ölçüte göre hiçbir değer taşımaz, bunlara "açlıktan ne­fesi kokanlar" gibi isimler takılır. Doğuştan gelen soyluluk ve çalış­ma hiçbir şey ifade etmez, insana değer katanın sadece para oldu­ğu görüşü geçerlidir. Mal mülk sahipleri egemendir, devlet ise mal mülk sahibi olmayanları, kendi "hizmetkarları" olacak biçimde ye­tiştirir ve onlara devlet adına hükmetme (yönetme) görevi yükler. Bu görevi yerine getirdikleri oranda onlara para (maaş) verir.
Uzun Bir Yolculuk
Bu kurumda çalışmak birçok şeyi tecrübe etmeme olanak sağlarken birçok şeyi gözlemlemem için bir film sahnesi de oldu. Birçok ebeveyn gördüm bir çok aile… Çocuklarını içten bir şekilde destekleyen hayat kadını da gördüm. Mal mülk içinde çocuklarını öksüz yetim bırakmış anne babalar da. “Kurumda kalırsan” koşuluyla ikna edilmiş çocuklar gördüm.
Merhamet acımak değil, Hiç acıtmamaktır. Bir insanın Merhametini sevin seveçekseniz. Para, mal, mülk, güzellik bir gün tükenir. Ancak merhamet bakidir.
Reklam
Babam akıllı, basiretli bir adamdı. Sonumun neye varacağını önceden gördüğü için bana çok ciddi uyarı ve nasihatlerde bulundu. Bir sabah, çekmekte olduğu damla hastalığı yüzünden dışarı çıkamadığı odasına çağırdı beni. Ve çok yumuşak bir dille öğütler verdi. Salt macera isteği dışında hangi sebeplerle baba evinden, doğup büyüdüğüm, rahat, mutlu bir hayat sürebileceğim, mal mülk sahibi olabileceğim vatanımdan ayrılıp gitmek istediğimi sordu. Ancak umutsuz insanların ya da çok büyük servet sahibi olmak isteyenlerin, alışılmışın dışına çıkıp uzak diyarlarda macera ve şöhret peşinde koştuklarını söyledi. Böylesi bir tutumun benim gibi birinin ya çok üstünde ya da çok altındakilere has bir şey olduğunu; benim için en uygun olanın ise vasat yani orta yolu tercih etmek olduğunu söyledi. Uzun tecrübeleri sonunda dünyadaki en iyi, insan mutluluğuna en uygun yaşama tarzının, bu orta yol olduğunu; böylece alt tabakadakilerin ağır çalışma ve yaşama şartlarından uzak kalabileceğim gibi üst tabakadakilere özgü gurur, kibir, lüks, ihtiras ve hasetten de azade olacağımı ifade etti. Bu mutluluğun değerini anlamak için şu tek şeye bakmak bile yeterliydi: Böyle bir hayat bütün insanların imrendiği hayattı; Krallar, büyük şeyler yapmak için yaratılmış olmalarının can sıkıcı sonuçlarından yakınıp dururlar ve de iki aşırı uç; süflîlik ile büyüklük arasında bir yerde olmanın özlemini çekerlerdi. Âkil insanlarsa ne fakir, ne de zengin olmayı isterler, sadece ortalama bir yaşam tarzına sahip olmanın gerçek mutluluk olduğunu bilirlerdi.
İman ve Takva
"O, insanları makam, mevki, mal, mülk ölçüsüne göre değerlendirmiyordu. Elinde tek ölçüsü vardı: İman ve takva... Hatta fakir Müslümanlara çok daha fazla ilgi gösteriyor, onlarla diz dize oturup saatlerce dertlerini dinliyor, sohbetiyle şereflendiriyordu."
Sayfa 144 - Timaş Yay.Kitabı okuyor
İNSANIN BÂTINI ve PERDELER...
- "Fizyonomi", "fizyonomik" kelimelerini çok geniş anlamda kullanmaktan ekseriya kendimizi alamayız. Bu bilim, zâhirimizden bâtınımızı okur. Ama insanın zâhiri nedir? Tabiî onun bâtınî kuvvetlerini ve onların oyununu ifâde eden çıplak endamı ve insiyakî olarak yaptığı mimikler değil! Sınıf, arkadaşlık, mal mülk, giyim kuşam, her şey onu değiştirir, her şey onu örter. Bütün bu örtüleri aşıp ona dühûl etmek, bütün bu yabancı belirlemelerde bile onun varlığını ele verecek noktalar bulmak, son derece güç hattâ imkânsız görünüyor..."
Sayfa 385 - 386 (Von der Physiognomik überhaupt. Zugabe) -Karakter- Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları: 534Kitabı okudu
Bakü’deki Türk Komünist Partisi’nin başında Mustafa Suphi adında, Bolşeviklerin çok tuttuğu bir adam vardı. Ankara’daki Komünist Partisi’nin faaliyeti hakkında pek bir şey hatırlamıyorum. Aralarında yakından tanıdığım bir Hakkı Behiç vardı. Bu aralık, Rus Sefareti de henüz tamamen teşekkül etmiş değildi. Fakat, kendilerine Bolşevik denilen
Reklam
“Mal da yalan mülk de yalan, var biraz da sen oyalan” diyen Yunus Emre yi 200 TL'lik banknotun arkasına koymalarındaki paradoksu aşamıyorum mesela…
Açık konuşayım seninle, korkuyorum, çok korkuyorum. Belki günlerce kimseyi arayamayacak kadar yorgun olacak olmandan, belki hastalandığında ilaç bulamayacak olmandan, belki o büyük kulelerden, belki kendine hiç bakmamandan, belki ordaki kötü kalpli insanlardan belki de hepsinden aynı anda çok korkuyorum. Korkuyorum bir şey olur diye bir yerine, ben seni kocaman fanuslarda korumak isterken korkuyorum sen oralardayken koruyamamaktan. Tutamıyorum kendimi, yapamıyorum, korkumdan iyi bile anlatamıyorum kendimi, günlük yazısı gibi yazıyorum. Bu benim korkarak yazdığım ilk yazı. Bu benim hayatta gerçekten korktuğum ilk an. Ben korkmam öyle hayvanlardan, ben korkmam insanlardan, bana bir şey yapamazlar, yapacakları en kötü şey bile korkutamaz beni. Ben korkmam tinerciden, ben korkmam hırsızdan, korkmam katilden, benim canımın da, paramın da, evimin de eşyalarımın da, yok bir değeri. Ben yalnızca sevdiklerimin çekeceği zorluklardan korkarım ve benim en çok sevdiğim sensin, benim ömrümden alsınlar, sana versinler. Bak yok hiçbir şeyde gözüm, ne para, ne kariyer, ne mal, ne mülk, bir sen ol burda, bir sen dön, bir sen gül yeter. Yok benim hiçbir şeyde gözüm, sen dönünce ben iste fakirliği bile paylaşırım seninle.
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"DAHA ŞİMDİDEN BOYNUZ KULAĞA GEÇECEK GİBİ GÖRÜNÜYOR..."
Bu kitabı ilk okuduğumda pek de yorum yapma taraftarı değildim ama kitabın kötülüğünden değil, sadece çok kusuruz bir kitap. Kitaplığımı düzenelerken fark ettim ki hevesle okuduğum bu kitap hevesle altını çizdiğim satırlar yorum yapmayı hak ediyordu. öncelikle şundan bahsetmeliyim kitap tam anlamı ile muazzam tam anlamı ile idealist bir öğretmen
İdealist Öğretmen
İdealist ÖğretmenGrigory Petrov · Koridor Yayıncılık · 20176,2bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.