Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Selanik göçmeni bir ailenin çocuğu olarak 1905 yılında doğdu. Selanik’ten aklında kalan en büyük olay büyük teyzesi Emine’nin, çok sevdiği bir arkadaşının oğluna süt annelik yapmış olmasıydı. Cavit Cav ‘Ben teyzemin süt verdiği Mustafa Kemal‘i hayatımda hiç görmedim, hep aileden biri olarak hissettim ama hiç karşılaşamadım’ der. Cavit Cav Aksaray
Mavi baştankara kuşu:))) çok şeker değil mi?:))
Mavi baştankara kuşu... İsmi de ilginç 🤨 Bu ötücü kuşların cinsiyetini ayırt etmek, diğerlerine nazaran biraz daha zormuş... Ama şöyle bir ayrıntı da vermiş; Erkek kuşların boyunlarındaki mavi halka geniş olurken, dişilerin biraz daha ince olabiliyormuş. Ötüşünden tanınan bir kuş türüymüş.. " ti-tii diye başlayıp incelen bir trillerr" sesiyle devam ediyormuş.. çok tatlı 😁 güzel bir sese sahipmiş...büyüklüğü 12-19 cm kadar olabiliyor... Yumurtlama dönemi Mart ve Ağustos ayları arasında oluyor. Yuvalarını ağaç oyuklarında, duvarlarda yapıyorlar ve 6 ya da 14 yumurta bırakabiliyorlarmış... Ayrıca bu kuşlar insanların yardımını almaktan çok zevk duyan cinslerden. Miniğim benim, insanlara güveniyorlar ve onlardan zarar gelmeyeceğini düşünüyorlar... üzüldüm açıkçası. Çünkü yemlerine dikkat edilmezse boğulma riskleri oldukça yüksekmiş... Ağzının tadını bilen bu kuşlar, fındık ve çekirdeği çok seviyor 😁
Reklam
muallaydı adı, 18 yaşındaymış, fırının orda gördüm kendisini, aptal bir kitap vardı elinde, güzel kızdı, alımlıydı, kumral saçları vardı, hafif esen rüzgarda bir nilüfer gibiydi, ben 20 yaşındaydım, değirmende çalışıyordum, yüzüm gözüm bembeyazdı, samsun 216 içiyordum her sabah, sene 2007'idi, bir mart sabahı idi, aptalca bir an'dı ama aşktı, muallaydı ismi, Hatice teyzenin kızıydı, güzeldi işte, daha dündü ve daha 2007'idi...
• 1. Bölüm - ATATÜRK DİN DÜŞMANIYDI YALANI! (!)
- Sahte din hocaları ve tüccarları YALNIZ CUMHURİYET TARİHİNİN DEĞİL Osmanlının DA CANINI SIKMIŞTIR. - Osmanlı Padişahları din tüccarlarının başlattığı isyanları bastırmışlardır ANCAK çözüm yolunu görememişlerdi... Bunu gören MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'TÜ. - Osmanlı Halkı Kur'an-ı Kerim'i okuyordu elbet ama onların ana dili Arapça
HER ŞEY GELİR DOLANIR
Mayıs'ı bekle gönül, Çalkantı olacak, çırpınacaksın. Darmadağınık dünyada, Bir akıllı adam bulacaksın. Kimse senin ne olduğunu bilmeden, Herkes senin herkesin ruhundan haberdar olduğunu sanarak.... Mayıs'ı bekle gönül,
Ermenilerin Türklere yaptığı soykırım.
Erzurum'un Yeşilyayla Köyü'nde, Ermenilerin Mart 1918 tarihinde yaptığı katliama ait toplu mezar başında dua eden vatandaşlar.
Reklam
Post Öykü Mart-Nisan sayısını okudum. İki aylık bir süre zarfında öyküyle kalmak , çağdaş öykünün yerli temsilcilerini okumak ve öyküye dair yeni haberleri almak isteyenlere önerebilirim. Ki ne demiş Ayfer Tunç ; "Öykü edebiyatın gayri meşru çocuğudur. Nüfusa kaydedilmiştir, edebiyat ailesinin asil üyesidir. Ama şiir ve romanla aynı evde oturmaz. O kendi küçük evinin odalarında oturup pencereden bakar. Kenar mahallelerin dar sokaklarında yürür. Kendine ait dünyasına başkalarını sokmayı pek sevmez.”
Egemenlik emperyalistlerin elindedir.
Egemenliği Allah'tan alıp halka verdiğini İddaa edenler; 27 Mayıs 1960 12 Mart 1971 12 Eylül 1980 28 Şubat 1997 27 Nisan 2007 15 Temmuz 2016'da yapılan darbeler ile İddialarının sadece bir slogandan ibaret olduğunu açıkça gösterdiler.
İzmir valisi ve bölge komutanı Nureddin Paşa, Yunanlıların İzmir’e çıkartma yapacağını ve Batı Anadolu’nun düşman işgaline uğrayacağını önceden biliyor ve bu duruma karşı halkı bilinçlendirmeye ve teşkilatlandırmaya çalışıyordu. Nureddin Paşa’nın teşvikleri ve yardımları ile 1918 yılının Kasım ayından itibaren İzmir’de Müdafaa-i Milliye, Türk Ocağı, Cemiyet-i İlmiye, Müdafaa-i Hukuk-i Osmaniye Cemiyeti, İstihlas-ı Vatan Cemiyeti gibi teşkilatlar kurulmuştur. Yunanlıların İzmir işgalinden yaklaşık iki ay kadar önce İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti, 17 Mart 1919 Pazartesi günü Milli Sinema salonunda toplanmıştır. Bu kongreye Aydın ili, Karesi ve Menteşe sancakları içinde bulunan İzmir, Manisa, Balıkesir, Aydın, Muğla ve Denizli’nin belediye başkanları başta olmak üzere 3 belediye başkanı ve 37 müftü ile birçok belediye meclis üyesi ve çeşitli kuruluşların temsilcileri katılmışlardır. Üç gün süren İzmir kongresinde “memlekete yöneltilecek her türlü saldırıya silahla karşı konulacaktır” kararı alınmıştır. Görüldüğü gibi Milli Mücadele’yi başlatanlar yerel ümera ve ulemadır.
Reklam
Dünya Kitap ve Telif Hakkı Günü veya Uluslararası Kitap Günü olarak da bilinen Dünya Kitap Günü, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından okuma, yayınlama ve telif hakkını teşvik etmek amacıyla düzenlenen yıllık bir etkinliktir. Dünya Kitap Günü ilk olarak 23 Nisan 1995'te kutlanmaya başlandı ve o günden beri uluslararası düzeyde kullanılmaya devam ediyor. Birleşik Krallık ve İrlanda'da bugün ile ilgili bir olay mart ayında gözlenmektedir.
814
Şimdi bugün 23 nisanı kutlayacağız! yücelik bahşeden yazılar ve fotoğraflarla! tıpkı 29 ekim,30 Ağustos,18 Mart hatta yeni cumhuriyetçilerin kutladığı 15 temmuz gibi,peki bu mu vatanperver, milliyetçi, ulusalcı, yurtsever olmak? İşgal edilen ülkenin içinde kendini avutan milyonlar olarak "KAZANDA KAYNAYAN KURBAĞAYIZ"farkına varın lütfen ülke elden gidiyor ve sessiz kalarak da olsa buna gözyumanlardan oluyoruz! Derda Yuşa
Partimiz Aday Belirleme Kurallarını Netleştirmeli
CHP’nin yerel ve genel seçimlerde aday belirleme süreçleri çok uzun ve sancılı geçmektedir. Bu ve benzeri pek çok sorun yakın zamanda gerçekleşeceğini düşündüğüm Tüzük Kurultayı’nda aşılabilir. CHP, 2028 Genel ve Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine kadar olan dönemi, kurumsallaşmaya ayırmalı ve önceden belirlenmiş kurallar eşliğinde kritik süreçleri tamamlamayı içselleştirmelidir. Özelikle genel ve yerel seçimlerde aday belirleme süreçlerini netleştirmek zorundayız. Herkes çok önceden parti içi yarışın kurallarını bilmeli. CHP, 31 Mart Yerel Seçimleri için aday belirleme sürecine çok fazla vakit ve enerji ayırmak zorunda kaldı. Eğer aday belirleme kurallarımız net olsaydı belki de en geç iki haftada tüm adaylarımız belli olacaktı ve sahaya çok daha erken çıkabilecektik. Belirsiz ve uzun süreçler, adaylaşamayanların kırılmalarına neden olmaktadır. Oysa net kurallar getirirsek, adaylaşamayanlar belki yine üzülecekler ama en azından neden adaylaşamadıkları konusunda nesnel ölçütleri olabilecek. Mevcut belediye başkanlarının tekrar aday yapılabilmesi de sadece memnuniyet anketlerine bırakılmamalıdır. Partinin belirleyeceği çok somut kriterlerde başarılı olamayan başkanlara da “siz şu kriterleri yerine getiremediğiniz için adaylaştırılmadınız” denilebilmelidir. Örneğin gelir ve borç oranı veya gelir ve istihdam gideri oranı açısından belirlenmiş sınırları aşanlar yeniden aday yapılmamalıdır. 📰: yeniarayis.com/yukseltaskin/ch...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.