Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir de gözleri vardı mesela, unutamadığım. Yeşildi galiba. İçinde boğulduğunuz suyun rengine dikkat etmiyordunuz, malum. Yeşildi galiba. Galiba olmayan, kesin olan, beni çarpıyor olmasıydı. Çarpmış olması değil, çarpıyor olması. Her daim çarpmaktaydı. Bunun izahı yok işte.
Sayfa 32 - Dedalus Yayınları
Genç kadın şimdi, kalbini kemiren bir tereddütle neye karar vereceğini düşünüyor; başta düşünülmeden yapılan bir şeyin, ilerde pişmanlık verecek bir hata şeklinde görüle­bilmesi ihtimalinden endişe ediyordu. Ve bu, ekseriya böyle olurdu. Pek çok evlilik biliyordu ki o kadar arzuyla yapıldığı halde neticede hep birer faciayla nihayet bulmuştu. Aşk... Onu bu hale getiren zaten o değil miydi? Vaktiyle kendisi için açılan kollar, şimdi kim bilir kimi kucaklıyordu. Niha­yet, bunun da öyle olacağında şüphe yoktu. Halbuki o za­man, daha genç ve daha güzeldi. Bir erkeği büyüleyebilecek kuvvetleri vardı. Halbuki şimdi?.. Bunu düşündükçe, kalbinde manevi bir yenilgi hissedi­yor; bir gün artık heves alınmış, oynamaktan bıkılmış, kırık bir oyuncak gibi bir köşeye atılmaktan korkuyordu. Son­ra onu, kendisinden daha genç, daha güzel bir kadınla yine böyle bir arabada gezmeye giderlerken görüyor; şimdi ken­disine saçılan iltifatların, o zaman bir diğerine sarf oluna­cağını düşünerek derin bir kıskançlık hissediyordu. Nihayet böyle olacak değil miydi? Hatta belki büsbütün terk edile­cekti. O zaman?.. O zaman, artık yaşamamalıydı. Onu şim­di bile kıskanıyordu. Mesela kendisinden ayrıldıktan sonra, bir diğerinin peşinden gitmeyeceğini kim temin edebilirdi?
Reklam
Kadını hiçbir zaman inkar etmedim. Hatta geceleri beni odama o kadar karışık bir halde yollayan, ekseriye bir kadın muvaffakiyetsizliğidir. Ve ben, bilmiyorum neden, hiçbir kadından aşk iltifatı görmüş değilimdir. Kadınlar benden hoşlanıyorlar, fakat beni sevmiyorlar. Ben onlarda herhalde ya pek çocuk, ya pek ukala bir tesir yapıyorum. Gayet iyi bilirim ki, en münevver ve zeki kadın bile, mesela bir "Balzac romanlarının kıymeti" bahsini ancak yirmi dakika dinleyebilir. Halbuki ben, en güzel bir kadını bile bir "Balzac romanlarının kıymeti" muhasebesine feda edebilirim.
Sayfa 66 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak, yani ağır bastığından.
Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani, bütün işin gücün yaşamak olacak.
İntihar, tek çalgılı bir orkestradır. Çalgı, meselenin özüne göre değişir. Mesela karşılıksız aşk ise, keman. Mesela karşılıksız çek ise, darbuka. Mesela ailevi çatışmalar ise, davul. Mesela sıcak çatışmalar ise, piyano. Mesela yalnızlık ise, trompet. Mesela sen isen, düdük.
Sayfa 62
Reklam
"Dokunulmaya bayılıyorsun değil mi?" Clay soru sormamıştı, tamamen gerçeği söylüyordu. "Senin tarafından, evet. Ne olur, bana dokunma- ya devam et." Julia'nın sesi arzudan titriyordu. Eğer Clay ona şimdi dokunmazsa buharlaşacakmış gibi hissediyordu. "Dokunacağım ama senin bu kadar azdığını başkalarının görmesini
Sayfa 134
Mesela etrafınızda pırasa bağımlısı birini göremezsiniz çünkü pırasanın dopamin ile çok işi olmaz. Bunu en saf haliyle bebeklerde gözlemleyebilirsiniz. Çünkü bebekler asla yalan söylemez. En azından belirli bir yaşa kadar. Eline verdiğiniz çikolatayı büyük bir aşk ve şevkle kemiren bebek, ona yedirmeye çalıştığınız sebze çorbasını yüzünüze püskürtecektir. Yani bebekliğimizden beri hastası olduğumuz şeker, üzerinde gerçekten ciddi ciddi düşünülmesi gereken bir mevzudur. Zira işin içine girdiğinizde fark ediyorsunuz ki düşünüldüğünün aksine şekerle mücadele hiç de sandığınız kadar kolay değildir. Tıpkı diğer madde bağımlılıklarında olduğu gibi, şekerde de bir süre sonra aynı zevki alabilmek için tükettiğimiz miktarda artış yapmak kaçınılmaz olmaktadır.
Kişi âşık olduğunu nasıl anlardı, mesela! Aşkını sevdiğine nasıl gösterirdi? Âşık olmanın adabı neydi? Âşıkın vazifeleri, sorumlulukları, hakları vs. hep önemliydi.
Aşk, nefes alamadığında boğulur. Aşk, hep sadece aşk olmak zorunda kaldığında, nefes alamaz; her zaman belirli bir anlamdaki aşka sabitlendiğinde, aşk sürekli iyi duygular ve tutku, sürekli şeker şerbet bir samimiyet sunmak anlamına geldiğinde mesela. Bu, sürekli soluk alıp durmak demek olur, oysa insanın soluğunu vermesi de gerekir. Aşkın da öyle.
Reklam
..birçok manevi zevkleri maddilerine değişmem. Mesela,aşk.”
başka şeyleri hak eden bir öfkeyle çözüyorum ancak, mesela, neyi diyeyim, uyku tutmayan geceleri belki.
"Korku insanı, aşk, tutku ya da zevkten daha çok motive eder. Korku, dünyadaki her şeyden daha güçlüdür. Seneler boyunca, aslında ihtiyaç duymadığım şeylerin -mesela aşkın, kabul görmenin- özlemini o kadar çekmiştim ki. Korkunun beraberinde getirdiği boyun eğmeden başka ihtiyaç duyduğum bir şey yoktu. Bunu öğrenmemin neden bu kadar zaman aldığını bilmiyordum."
İçimizde karşılığı olmayan hiçbir gerçeğin bizim için zerre miskal önemi yoktur. Mesela yaşam, mesela ölüm, mesela aşk..
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.