Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Janos Boka gözlerini sıraya dikmiş düşünüyordu. Basit çocuk ruhunda derinden derine bir şeyler değişiyordu: Hayata dair, hani içinde hepimizin bazen kederli, bazen neşeli köleler olduğumuz hayata dair, bazı gerçekleri kavramaya başladığını hissediyordu.
-Göç Başladı- Şiiri (Hasan Şanlı)
Günler zevk-i sefa ile geçti usanmadık, Nefsimizin isteğine uyduk utanmadık; Dünyaya sarıldık ahireti hiç anmadık; Vakit geldi geçen zamanı boşa harcadık; Bitti misafirliğimiz göç başladı artık. Bozkırlarda ağaçlar dikip canlılık veren, Hakkın divanına durup biran huzura eren; Sevda bahçelerinde ilahiler söyleyen, Vakit geldi geçen zamanı nasıl harcadık; Bitti misafirligimiz göç başladı artık. Affına sığınırım ümidi kesmem asla, Israrda fayda yok hala günahkar olmaya; Affın yanında günahım bir küçük damla, Vakit geldi geçen zamanı nasıl harcadık; Bitti misafirliğimiz göç başladı artık.
Sayfa 83 - Ay YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ah benim nergis kokulu cehaletim... Ruj lekeleri bıraktın bardaklarda Anlatmak isterdin kendini durmadan Bir bardağa bile olsa. Ne diyecektin, ne söyleyecektin Şairlerin şahı olsan, Bir AH'dan başka. Bana yıllarca, bunca sözü boşa söylettin. AH!
" Sorun çoğunlukla kişilerin bir telaş , kargaşa içinde yaşamaları ve kendilerini bulamamış olmalarındandır. Hayatın anlamını kendi adlarına çözemedikleri için dört bir yanda harıl harıl o anlamı ararlar. Belki yeni bir ev , yeni bir araba ya da yeni bir iş o boşluğu doldurur diye koşturup dururlar ve tabikii umutları boşa çıkar."
....saatler sadece benim eğlencem. Bunlar her insanın göğsünde taşıdığı şeyin basit birer taklidi yalnızca. Çünkü nasıl gözleriniz görmeye, kulaklarınız duymaya yarıyorsa, insanın yüreği de zamanı algılamaya yarar. Kör bir insan için gökkuşağının renkleri ve sağır bir insan için kuş sesleri nasıl boşunaysa, bütün bir yürekle algılanmayan zaman da öyle boşa gider, kaybolur. Ama ne yazık ki, düzgün çarpmasını bildiği halde kör ve sağır olan nice yürekler vardır.
..Yoksulluk Halleri kitabının yazarlarından Aksu Bora şöyle anlatır: “Girdiğimiz bütün evlerde hastalık vardı. Görüştüğümüz kişiler, eşleri ya da çocukları, sakatlık ya da kronik hastalıklarla yaşıyorlardı. Beslenme ve barınma koşulları düşünüldüğünde, bu durum şaşırtıcı değil. Hastalık ya da sakatlık, tıpkı yoksulluk gibi, kuşaktan kuşağa aktarılıyor gibi görünüyor.”
Sayfa 105 - İletişim Yayınları, Çocuklara Kurulan Saatler, “Çocuklara Yalan Söylemek” yazısı.
Reklam
Lawrence'nin Demiryolu suikast planı
Hava yoluyla Türkleri tedirgin etmiştik: Tahrik edici akınlarla onları yanlış bir hedefe doğru çekiyorduk. Saldırılarını boşa çıkarmak için üçüncü kaynağımız demiryolunu engellemekti; demiryoluna duyulan ihtiyaç, esas kuvvetlerini savunma görevlerine ayırmalarını sağlayacaktı. Bu doğrultuda Eylül ortası için birçok sabotaj planladık. Ayrıca bir treni mayınlama fikrini de yeniden canlandırmaya karar verdim. Otomatik mayınlardan daha güçlü ve belirli bir şey gerekiyordu ve lokomotifin altında olacak bir patlayıcının elektrikle doğrudan ateşlenmesini hayal etmiştim. İngiliz lağımcılar beni denemeye teşvik ettiler. Özellikle de Mısır'daki başmühendis General Wright, deneyimlerimdeki düzensizliklere heyecanlı bir ilgi gösterdi. Bana önerilen aletleri gönderdi: Bir patlayıcı ve biraz yalıtılmış kablo.
Avrupalıların o zamanlar öncü ulusu olan Fransa'da geçen yüzyılın sonunda bildirilen yeni ülkülere duyulan inancın çılgın coşkunluğundan sonra, beklenene hiç benzemeyen, insanların inancını boşa çıkaran öyle bir sonuç çıkmıştı ki Batı Avrupa tarihinde belki de hiçbir zaman bu denli hazin bir dönem yaşanmamıştır. Dikilen putların bir anda
Sayfa 1070 - 1071 Yapı Kredi Yayınları
Neden felsefe tek başına bir işe yaramaz,
Fikirlerin tarihinde, daha önce sonsuza kadar bilimin ulaşabileceği sınırın dışında olduğuna hükmedilmiş soruların cevaplanmasının örnekleri bulunur. 1835'te ünlü Fransız felsefeci Auguste Comte yıldızlar için şöyle yazmıştı: "Hangi yöntemi kullanırsak kullanalım, kimyasal bileşimlerini ya da mineral yapılarını asla inceleyemeyeceğiz." Oysa Comte'un bu sözleri kaleme almasından bile önce, Alman fizikçi Fraunhofer güneşin kimyasal bileşimini incelemek için tayf ölçerini kullanmaya başlamıştı bile. Günümüzde tayf ölçer kullanan bilim insanları, çok daha uzak yıldızların mutlak kimyasal bileşimlerini uzaktan gerçekleştirdikleri araştırmalarıyla gözler önüne sermekte ve her gün Comte'un bilinemezciliğini boşa çıkarmaktalar.
Sayfa 77 - Bölüm 2 - Tanrı Varsayımı, Bilinemezciliğin YetersizliğiKitabı okuyor
Robin: Desene kader yine aldı dizginleri eline, Boşa gidiyor bağlılık için tüm çabalar, Bu yüzden yeminine sadık kalan bir kişiye karşılık Yeminini bozan bir milyon kişi var.
Sayfa 47
Reklam
Bu fikir, çık aklımdan ;)
Peki, kitaplarla ne yaptı dersiniz? Oralı bir duvara bulup, şu boşta gezen ve tahtayı çimentoymuşçasına kullanabilen, hasır çatıyı yahut bir pencereyi telle tutturan, parmak kalınlığında çiviler çakan, taş yontan ve yaptıkları işin sonucu asla öngörülemeyen yahut belli olmayanlardan birini tuttu. Para aldığı sürece şu hiçbir şey sormayıp istenilen her şeyi, herhangi bir şekilde yapan adamlar var ya, onlardan biri işte. Ne de olsa orada kendileri oturmayacak, öyle değil mi? Carlos, Rocha'ı duvarcıdan pencere çerçevelerinin ve kapının kirişlerini kuma çakmasını ve taştan bir baca yapmasını talep etti. Kerpiç evin bir kenarına bakan baca yapıldığında, pencerelerle kapıların temeli oluşturulduğunda ondan çimento bir zemin döşemesini ve bu çimentonun üzerine, inanın söylerken bile tüylerim ürperiyor, kitaplarını tuğla tuğla örmesini istedi.
Sayfa 64 - Jaguar Kitap
Ssjssjh
Gelin bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar! Bana kötü bana terkettiğiniz düşünceleri verin o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar onları verin, yakınmalarınızı artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar ben aştım onları dediğiniz ne varsa bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı verin bana verin taammüden işlediğiniz suçları da.
Sayfa 235 - Tam İstiklâl Yayıncılık OrtaklığıKitabı okudu
Politika gerçeği söylememe sanatıdır demişti bir Portekiz'de bakan.politika sadece ticaretin manivelalarından birim yalan bunun en iyi silahı. tankları ve tüfeklerin öncüsü olan yalanzyıkıntıların üstünde ölülerin sefaletin ve hep boşa çıkan insanlık umutların üstünde yalan.
Niyə ən yaxşı insan sanki bir şeylər gizləyər və bu səbəblə daima susar? Dediklərimizin boşa getməyəcəyini bildiyimiz halda niyə həmin o anda qəlbimizdən keçən hər şeyi danışmırıq? Hər kəs sanki 'mənə toxunma yanarsan' deyirmiş kimi baxır. Sanki duyğularını açığa vurarsa xor görüləcək, alçaldılacaq kimi qorxuya qapılır.
Bir zorlukla karşılaştıklarında, "Bu geçici bir şey, bir duruma özgü ve bu durumla ilgili bir şey yapabilirim," diye düşünme eğilimindedirler. Vazgeçip kendini çaresizliğe kaptıranlar ise, "Bu hep böyle gidecek, yaptığım her şeyi boşa çıkaracak ve yapabileceğim hiçbir şey yok," diye düşünmeye yatkındırlar. İlk düşünme biçimi bize kontrol ve güç sağlarken ikincisi, etkili olma duygusunu tümüyle elimizden alır. Bu denetim merkezi olma hissinin, iyimserlik kadar önemli olduğu görülmüştür ve bunun da dışsal bir olgu değil içsel bir karar olduğunu belirtmek önemlidir. Değiştirmek gücümüz dahilindedir.
Sayfa 181Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.