Şöyle iddialı bir giriş yapayım:
Turan Dursun bu ülkede yaşamış en cesur insandır!
Nedenine gelince incelemeyi bitirince anlayacaksınız.
Efendim zaten ateistlerin hemen hemen hepsi Turan Dursun'u bilir. Beni ateist yapan da ta kendisidir. Çocukluğumdan beri hep tereddütlü bir inanış vardı içimde. Sürekli çeliştiğim bir inanış. Görmezlikten
Öncelikle böylesi kıymetli bir eserin, hem ülkemizin genel okuyucu kitlesi babında hem de bu platformda hak ettiği rağbeti görmeyişi karşısında bir nebze üzüldüğümü belirtmeliyim.Günümüzde bu denli nitelikli eserler, çok sık çıkmıyor karşımıza ne yazık ki. Bu sebeple, sesimin ulaştığı tüm okurların, bu nadide eser ile en yakın zamanda yollarının
Dünyâ benim diyenler, cihân malını alanlar,
Kerkenez kuşu gibi olup o harama batmışlar.
Molla müftü olanlar, yanlış fetva verenler,
Akı kara eyleyenler o cehenneme girmişler.
Kadı imam olanlar, haksız dâvâ eyleyenler
Eşek gibi olup yük altında kalmışlar.
Haram yiyen hâkimler, rüşvet alıp yiyenler,
Kendi parmağını dişleyip korkup durup kalmışlar.
Tatlı tatlı yiyenler, türlü türlü giyenler
Altın tahta oturanlar toprak altında kalmışlar.
Dünya bir deniz diyorum, insanlar kaya parçası
Sandalım kırılmasın diye ellerimi açıyorum
...
Ömrüm, benim ömrüm hangi mezartaşına sığacak
Keşke bir mermerci olsaydım Müftü Köprüsü'nün orada,
kendi yazıtımı denize, gökyüzüne bakarak kazısaydım
Bu dünyada o kadar çok şey yaşadım ki, bana hiçbir şey
yaşamamışım gibi geliyor
Her hücrem yüzlerce anıyı bir barajın kapaklarını açması
gibi bırakacak...
Kulleteyn Turan Dursun'un 12 yaşına değin olan yaşamının romanıdır. Yani roman kahramanı Türko Turan Dursun'un kendisidir. Annesi Kürt, babası Türk'tür. Annesine sevgisi daha fazla olmasına rağmen, babasından dolayı kendini Türk saymaktadır. ( Bu sebeple de herkes ona Türko diyor ) Kendisi de hoca olan baba oğlunun okuyup alim olması için ön ayak oluyor. Ailesinden uzak, çoğu zaman camilerde faki'lerle ( faki: Anadolu'da okur yazar, bilgili imam, hoca gibi kişilere verilen ünvan ) birlikte yaşayarak eğitim alır. Yaşı küçük ama sorgulama ve müzakere yeteneği yüksektir.
Tüm yaşananlar, akıldan geçenler, fikirler üzerleri örtülmeden ortaya dökülmüş bu kitapta. Dili akıcı, samimi... Sadece ''kulleteyn'' detaylarını okurken biraz zorlandığımı söylemem gerek. Şeriat öyle diyor diye sorgusuz sualsiz yerine getirilen bu kural beni benden aldı açıkçası...
Kulleteyn: ''İki kulle'' ( yaklaşık 13 ton ) su demek. Durağan bir suyun temiz ( ''tahir'' ) sayılabilmesi için ,Şafi mezhebine göre bu kadar olması yeterli idi. Daha az olamazdı. Bu kadar oldu mu, içinde ne bulunursa bulunsun ''temizdi'' artık. Pisliklerle dolu olsa bile... Ama madem ki şeriat temiz demişti, temizdi. Şeriat neye pis diyorsa, pis olan oydu...
Turan Dursun (1934-1990): Yazar, düşünür, eski imam ve müftü... Aydınlanma savaşçısı... İslam dinini açıkça eleştirdiği için köktendinci kişiler tarafından sürekli tehditler almış ve 04 Eylül 1990'da evinin önünde düzenlenen suikast ile öldürülmüştür...
İnsan özgür olduğu sürece insandır... Turan Dursun
KulleteynTuran Dursun · Kaynak Yayıncılık · 2017694 okunma
“Anladım Müftü Efendi. Zaten sizin gibi hocalardır halkın kafasını hurafelerle dolduran. Mustafa Kemal Paşa sizinle başa çıkamadı ama bekleyin, çıkacak.”
Men arefe nefsehü:kim nefsini bilirse
Arefe Rabbehu: Rabbini bilir,
Hadisinin tezahürü ene; ben ismini taşıyor kitap.
İlk başlarken yazar kendiniövüp duruyor gibi geldi. Sanırım bu da kitabın kurgusu içinde.
Kuranda Nefsin mertebeleri sayılır ki bu yolda Bursa da gorevli müftü ve Kadı Mahmut un Hocası olacak Üftade hazretleri nezaretinde,
Ilım, makam, mal, şöhret, şeytan dışında insan için tehlikeli "nefs" eğitimi almaya başlar.
Ki ilk ders :kadilik görevini birakma ve omzunda bir sırıga dizili ciğerleri pazarda satma görevi. nefse ne kadar ağır bir ceza.
Herkes yapamaz.
Yapan da nefsini bir şekilde yenmiş oluyor ismi ile yaptıkları ile yaşadığı dönemde padisahlara hocalık yapıyor ve Aziz Mahmut Hüdayi oluyor Rahimehullah
Allah rahmet eylesin Üftade hazretlerine ve Aziz Mahmut Hüdayi hocalarımıza.
Gel gelelim mesele ortak . İnsan varsa o insanda nefis vardır
Nefisle mücadele, nefisi tanıma, nefsi terbiye, riyazet vb konuları her insan bilmelidir ki Rabbine gidecek yolu Kuran ve Hadis çizgisinde hocalarımızın tecrübeleri ve uyarıları ile bulabilsin ves selam.
Unutkan Ayna, bir ödev icabı ikinci kere okuduğum, oldukça nitelikli ve kararında, 2017 Orhan Kemal Roman ödülüne değer bulunmuş bir roman. Roman diyorum ama ben eseri bir roman olarak değil de,bir anlatı izlenimi ile okudum. Yazarımız, her ne kadar anlatılanların kurgu mu yoksa gerçek mi olduğu konusunda net bir beyanda bulunmasa da, ben bu
Müftü efendi...
Zaten sizin gibi hocalardır halkın kafasını hurafelerle dolduran. Mustafa Kemal Paşa sizinle başa çıkamadı ama bekleyin, çıkacak. Koca Osmanlı İmparatorluğunu örümcek kafalılar yıktı.
Abdurrahim Karakoç 'un 2005-2007 yılları arasında yazdığı dörtlüklerden oluşan Gerdanlık serisinin 4. Kitabı. Bu gerdanlık serisi kitapları genel olarak dörtlüklerden oluşan kitaplar olsa da üstad Abdurrahim Karakoç toplum ve siyasetin hâlini ortaya koyan, nabzını tutan dörtlükler yazarak o zamanın ülke gündemini çok iyi bir şekilde yansıtmış bunun yanı sıra siyasi kaidelerin de isimler değişse de durumların hâlâ aynı olduğunu da bize gösteriyor... Dörtlüklerden oluşan hakikatli bir şiir kitabı diyebilirim. Ve şu var üstad gerçekten gerdanlık 1-2-3-4-5 kitaplarında hakikati bir gerdanlık gibi boynumuza geçiriyor... Özellikle bu kitap içerisinde olan 2005 yılında yazılan şu dörtlükte
""Dağ fare doğurdu" diyene inanma,
Dağ doğursa doğursa tepe doğurur.
Diyalogcu esnafa sakın aldanma,
Vatikan müftü değil Papa doğurur..."
Fetö/dinler arası diyalog tehlikesine yıllar önce dikkat çekmesi de çok dikkat çekici bulduğum bir dörtlüktü...
Yazdığı şiirler yüzünden dinsiz olduğu gerekçesiyle
yargılanan,
Ve derisi yüzülerek idam edilen Şair Nesimi....
Nesimi'nin "Tanrının insan yüzünde tecelli etmesi" gibi fikirleri dönemin yobaz din adamları tarafından tepkiyle karşılanmıştı...
Boynu vurulup derisi yüzülen Nesimi'nin cesedi 7 gün boyunca ibret
olması için teşhir edilmişti.
Öyle ki,
Nesimi'nin kanının değdiği yerlerin haram olduğu fetvası bile verilmiştir.
Rivayet edilir ki, Nesimi'nin katline fetva veren devrin softa müftüsü, insanlık dışı vahşeti, keyifle ve zevkle seyredenlere:
"Derisi yüzülürken, akacak necis kanının, herhangi bir uzva değmesi hâlinde, şer'an o uzvun kesilmesi lazım gelir" tarzında fetva verir.
Gelin görün ki, Nesimi'nin canlı canlı yüzülen derisinden sıçrayan bir
damla kan, "kanlı fetva'yı veren softanın parmağına gelir. Ahâli döner: "Hocam parmağınızı kesecek misiniz?" der.
Softa Müftü, vermiş olduğu fetvadan hemen dönüş yapar can ve bedenine dokunduğunda, ve kendi
"Necis kanın değdiği uzvu yıkarsanız, temizlenmiş sayılır" der ve ani bir "u" dönüşüyle, "tevil" yolununu seçer ve parmağını yıkar, Kendince, güyâ şeriât'in hükmünü yerine getirmş olur.
Nesimi ise canını verirken şu dizeyi söylemiştir: "Aşık canını verir, Zahid parmağını veremez..."
Nesimi'nin katline fetva verilmesine sebep olan şiirlerin başında bu muazzam şiir gelir:
"Ben de sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam...
Zerre benim güneş benim çâr ile penc ü şeş benim Sûreti gör beyân ile çünkü beyâna sığmazam..."
Sorma be birader mezhebimizi
Biz mezhep bilmeyiz yolumuz vardır
Çağırma meclis-i riyaya bizi
Biz şerbet bilmeyiz dolumuz vardır
Biz müftü bilmeyiz fetva bilmeyiz
Kıl ü kal bilmeyiz ifta bilmeyiz
Hakikat bağında hata bilmeyiz
Şah-ı Merdan gibi ulumuz vardır
Bizlerden bekleme zühd ü ibadet
Tutmuşuz evvelden rah-ı selamet
Tevalla olmaktır bize alamet
Sanma ki sağımız solumuz vardır
Ey zahit surete tapma hakkı bul
Şah-ı velayete olmuşuz hep kul
Hakikat şehrinden geçer bize yol
Başka şey bilmeyiz Ali'miz vardır
Nesimi esrarı faş etme sakın
Ne bilsin ham ervah likasın hakkın
Hakk'ı bilmeyene Hak olmaz yakın
Bizim Hak katında elimiz vardır