Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Din özel ve mutlak olmaya çağrılıdır , dil öyle değildir. İnsan İbraniceyi , Arapçayı , İtalyancayı ve İsveççeyi aynı zamanda kullanabilir ama aynı zamand Musevi , Müslüman, Katolik ve Protestan olamaz .
Sayfa 108Kitabı okudu
"...Bu tek dil,tek ulus ,tek kültür prensibi; ülkedeki diğer dil,kültür ,gelenek ve haklara karşı her zaman son derece tahammülsüz,önyargılı,düşmanca ve saldırgan oldu. O kadar ki Ermeni,Rum olmak bir küfür olarak görüldü; Musevi olmak aşağılandı, diğer azınlıklar horlandı, Kürtçe eğitim dili olarak yasaklandı, Kürtler çok uzun yıllar 'dağlı Türkler' olarak görüldü."
Sayfa 42
Reklam
DİN-YOBAZLIK: Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
Resulullah'ın (s.a.s) buyurduğuna göre, uzun ömrünü ibadetle geçiren bir Musevi'nin bütün ibadetleri, hesap görülmesi sırasında varlık nimetini bile karşılamamıştır. Diğer nimetlerin şükrünün yapılmamış olduğu anlaşılınca da cezalandırılması emredilmiş, bu âbid ve zâhid kişi kurtulmasının ancak Cenab-ı Hakk'ın lütfu ve inâyetine bağlı olduğunu anlamasıyla kurtulabilmiştir. İki Cihan Efendisi Efendimizin (s.a.s), "Sana hakkıyla ibadet edemedik ey Mâbud!" buyruğu, bu bakımdan ümmetine bir hikmet dershanesi olacak kadar anlamlı ve ibretlidir.
Medeniyet
Devlet-i Aliyye'de üç binin üzerinde vakıf varmış. Vakıflardan bir tanesinin adı şu: "Çalıştığı evdeki porselen veya cam benzeri eşyayı kıran hizmetçilerin zararını tazmin vakfı." Göçebe leylekleri düşünen ecdad bunları bile düşünmüş. Niye düşünmüş? Bir hadise var Asr-ı Saadet'te. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem çarşıda geziniyor. Bir kadını görüyor ağlamaklı. "Ne oldu?" diye soruyor. Kadın "efendim diyor ben bir yerde çalışıyorum, bana şu kadar para verdiler şunları şunları alayım diye ama ben parayı kaybettim" deyince, Efendimiz cebindeki üç akçeden ikisini kadına veriyor. "Ama şu da şöyleydi" deyince son akçeyi de veriyor. "Ama bana yine de kızarlar geç kaldım diye" "Gel" diyor "beraber gidelim." Gidiyorlar. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem kapıyı çalıyor. Kapısını çaldığı adam bir Musevi. Bakıyor ki karşısında Kainatın Efendisi; "Sen!" diyor, "Sen bunun için mi geldin buraya?" Allah Resulû'nün ellerine kapanıyor. "Bu din haktır." diyerek. Düşünün; Efendimiz bir hizmetçi mahzun olmasın, mahçup olmasın diye bir Yahudi'nin kapısına kadar gidiyor, ecdadın bu hadiseden çektiği nüve; Devlet-i Aliyye-i Muhammediyye'de bir vakıf haline geliyor. Medeniyet... Teferruat... İncelik...
Acaba bilir misiniz, Anadolu’dan şu ya da bu neden­le Avrupa’ya, Amerika’ya dağılmış Musevi ya da Ermenilerin kendi soydaşları arasındaki adları Türk’tür.
Reklam
Ankara'nın bütün ticareti Ermeni, Rum ve Musevilerin elindeydi. Müslüman Türkler, ülkenin sahibi olmakla birlikte, çoğunlukla bu üç zümrenin emrinde çalışan, basit hayat süren kimselerdi. En güzel binalar, en güzel mağazalar, en güzel yazlıklar gayrimüslimlerindi. Bunlar pazar günleri tertemiz giyinir, gezer,. iyi yer içer ve eğlenirlerdi. İlkbahar ve sonbaharda pazar günleri Ankara'nın büyük caddeleri, güzel elbiseler giyerek piyasa yapan Hıristiyan ve Musevi ailelerle dolup taşardı.
Sayfa 30 - Yapı Kredi Yayınları, 1. Baskı: İstanbul, Temmuz 2018Kitabı okudu
392 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Laura Lıppman ~☆~ Göldeki Kadın 2024 ~36.kitap syf 392 Tüm bunlar başlamadan önce seni bir defasında görmüştüm,Maddie Schwartz. İstemediğin bir erkeğe sahiptin. Benim ise yanımda herkesin sahip olamayacağımı söylediği bir erkek var. Seni gördüm ve sen bunu fark ettin. Çocukken anlatılan şu şaka gibi.Kendimi resmederken kendimi resmediyorum.
Göldeki Kadın
Göldeki KadınLaura Lippman · Arkadya Yayınları · 202419 okunma
Erkek çocuklarının bilgiyi silah olarak kullanmaları övülürken kızların bundan mahrum bırakıldığını fark ediyorum. Her zaman dinlemem ve söze karışmamam gerektiği söyleniyor. İki yıl önce gelecek hayatım hakkında bir kompozisyon yazmam gerekmişti. Opera şarkıcısı ya da haham olmak istediğimi yazdım. Kızların haham, hatta kilise koro şefi bile olamayacağını söylediler. Alçakgönüllü- lük ve Musevi giyinme kuralları hakkındaki şu konuşmanın aynısını yaptılar...
Sayfa 72 - Arkadya YayınlarıKitabı okudu
Güneye doğru mahallelerin değişmesi ve kendilerini bariz bir şekilde daha üstün hissettikleri, daha dindar Musevilerin Park Heights Caddesi'nde yaşadığıyla ilgili söyledikleri şeyler de beni biraz şaşırttı. Bana soracak olursanız, orta sınıf Musevilerden daha Musevi karşıtı kimse yoktur.
Sayfa 35 - Arkadya YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.