Nâzım Hikmet, şehirlerin şairidir. Ovadan seslenir insanlara, büyük düzlüklerden. Ovada akan "büyük ve bereketli bir ırmak" gibidir. Uygardır.
Ahmed Arif ise dağları söylüyor. Uyrukluk tanımayan, yaşsız dağları "asi" dağları. Uzun ve tek bir ağıt gibidir onun şiiri. "Daha deniz görmemiş" çocuklara adanmıştır. Kurdun kuşun arasında, yaban çiçekleri arasında söylenmiştir, bir hançer kabzasına işlenmiştir. Ama o ağıtta, bir yerde, birdenbire bir zafer şarkısına dönüşecek- miş gibi bir umut (bir sanrı, daha doğrusu bir hırs), keskin bir parıltı vardır. Türkü söyleyerek çarpışan, yaralıyken de, arkadaşları için tarih özeti çıkaran, buna felsefe ve inanç katmayı ihmal etmeyen bir gerillanın şiiridir. Karşı koymaktan çok, boyun eğmeyen bir doğa içinde. Büyük zenginliği ilkel bir katkısızlık olan atıcı, avcı bir doğa içinde.
Ahmed Arif'in şiiri bir bakıma Nazım Hikmet çizgisinde, daha doğrusu Nazım Hikmet' in de bulunduğu çizgide gelişmiştir ama iki şair arasında büyük ayrılıklar var.
Nazım Hikmet, şehirlerin şairidir. Ovadan seslenir insanlara, büyük düzlüklerden. Ovada akan 'büyük ve bereketli bir ırmak' gibidir. Uygardır. Ahmed Arif ise dağları söylüyor. Uyrukluk tanımayan, yaşsız dağları asi dağları. Uzun ve tek bir ağıt gibidir onun şiiri. Daha deniz görmemiş çocuklara adanmıştır. Kurdun kuşun arasında, yaban çiçekleri arasında söylenmiştir, bir hançer kabzasına işlenmiştir ama o ağıtta, bir yerde, birdenbire bir zafer şarkısına dönülecekmiş gibi bir umut, bir sanrı, daha doğrusu bir hırs, keskin bir parıltı vardır. Türkü söyleyerek çarpışan, yaralıyken de, arkadaşları için tarih özeti çıkaran, buna felsefe ve inanç katmayı ihmal etmeyen bir gerillanın şiiridir. Karşı koymaktan çok, boyun eğmeyen bir doğa içinde. Büyük zenginliği ilkel bir katkısızlık olan atıcı, avcı bir doğa içinde.
Seni düşünmek güzel şey umutlu şey dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkı söylemeyi dinlemek gibi bir şey. Ama artık umut yetmiyor bana, ben artık şarkı dinlemek değil şarkı söylemek istiyorum...
Nâzım Hikmet, Nâzım Hikmet,
Şahdamarı şiirimizin
Merak edersin elbet
Bunca yıldan sonra
Nasıldır diye memleket
Yani bu cehennem, bu cennet
Sen gideli beri
Daha da semirdi kanımızı emenler
Günümüzü geceye çevirenler
Sömürgenler, sürüngenler, kemirgenler
Ama umut tükenmedi
Yaktığın meşale sönmedi
Milyonlarca evladın sana hasret
Ve şiirlerinle çınlıyor artık memleket..
Bak,Nazım Hikmet ne diyor:
"Ben çiçeklerin samimiyetine inanıyorum. İster tenekeye ekin,ister en pahalı saksılara; emeğiniz kadar güzelleşiyorlar.."
Hayattaki güzellikler için emek ver. Her emeğin ve iyiliğin karşılığı elbet bir gün sahibini bulacaktır.
İcini ferah tut ve her zaman umut et.
Şimdi başını kaldır ve gökyüzüne bak; yıldızlar oradalar ve her zaman orada olacaklar.Gündüz vakti bile yıldızlar gökyüzünde,biz onları göremesek bile,onlar her zaman oradadırlar..
VE EN ÖNEMLİSİ, HER ZAMAN BİR UMUT VARDIR. BUNU SAKIN UNUTMA.
İnsan bu kadar umut doluyken şiir yazamaz Jaleciğim. Şiir ancak bedbahtken, ızdırapla terennüm edilebilen bir şeydir. Nazım Hikmet bir istisnadır. Ben haddimi bilirim.