Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ne aldıysan geri vereceksin verdiklerini aldığında. Biliyorum ne düşündüğünü, Ne zaman kapattığını gözünü, Nereye gittiğini, Nerede olacağını. Seninle bir randevumuz var, Bay 658."
Sayfa 29 - Koridor YayıncılıkKitabı okudu
Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu 1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
Reklam
Farklı sandığın ve güvendiğin insanların hiç kimseden bir farkı olmadığını, güvendiğine güveneceğine pişman edildiğini biliyorum. Kırgınlığını ifade edecek bir cümle dahi bulamadığın günlerin olduğunu da biliyorum. Merak etme ne hissettiğini, ne düşündüğünü çok iyi anlayabiliyorum. Şunu bilmelisin, ben yanındayım. Bunu bilmeni istiyorum. Öyle diğerlerinin sana başta söylediği “Yanındayım.” gibi sözde bir “Yanındayım.” değil bu. Ben senin gerçekten yanındayım. Yaralarını sarmak için elimden geleni de yaparım. Çünkü herkes gider, ben seninle kalırım. Başkaları için hiçbir anlam ifade etmiyor olabilirsin. Kimse seni sevmiyor da olabilir. Ama üzülme, seni ben seviyorum. Benim için önemlisin. Hem de çok önemlisin. İyi ki de varsın. Kimse senden değerli değil ve bu hayatta senden bir tane daha yok. Unutmamalısın
Bir akşam Olimpos'ta toplanmışlardı. Aralarında Fethi (Okyar) ve Ali Fuad (Cebesoy) da vardır. Konu döndü dolaştı, İran olaylarına geldi. İran'da hürriyet savaşına atılanlar büyük başarı kazanmışlar, Muzafferiddin Şah parlâmentoyu açmak zorunda kalmıştı. Venizelos da Girit'te adayı Yunanistan'a katmak için savaşta idi. Ali Fethi: - Bizde neden böyle adamlar çıkmaz? diye öfkeli bir çıkış yaptı. Masada bir susma.Mustafa Kemal derin bir düşünceye dalmıştı. Biri neden sonra ona döndü: - Ben senin ne düşündüğünü biliyorum: Neden ben çıkmayayım, diyorsun. Mustafa Kemal birden atıldı: - Evet böyle düşünüyorum. Neden bir Mustafa Kemal çıkmamalı? Pek de ciddî idi. Yüksek sesle söylemişti. Biraz sonra, belki de çekinerek, masada bulunanlardan çoğu ayrılıp gittiler. - Evet neden bir Ali Fethi, bir Mustafa Kemal çıkmaz? Fethi: - Biraz da Yonyo'ya gidelim, dedi. Maksadı bahsi değiştirmekti. Konu orada da aynı... Fethi: - Çok iyi söylüyorsun ama, bir parça da eğlenerek... Politikayı bıraksak... diyordu. Mustafa Kemal durmadan konuşmak istiyordu: - Hem ihtilâlden söz ederiz, hem İstanbul baskısı altında korkuyoruz. Sonra da İran'daki, Girit'teki hareketlere imreniyoruz. Ben baş olabilirim, diye biri ortaya çıkınca herkes susuyor. Yok öyle şey. Hemen toplanmalı, karar vermeliyiz.
Sütlaç
Bahse girerim ki senin şu anda ne düşündüğünü biliyorum.
"Senin yanındayım," der gibiydi. "Ne düşündüğünü, ne hissettiğini çok iyi biliyorum. Ne kadar aşağılandığını, ne kadar nefret ettiğini, ne kadar tiksindiğini biliyorum. Ama merak etme, yanındayım!"
Sayfa 27
Reklam
Ne var ki ben, kendimle ilgili bazı meseleleri hâlâ çözebilmiş değilim. Rendekâr düşünüyor olmasından varolduğu sonucunu çıkarıyor. Ben de düşünüyorum, dolayısıyla varım, ama kimim? ... Hangimiz düş ve hangimiz gerçek? Düşünüyorum, o halde ben varım. Düşünen bir adamı düşünüyorum ve onun, kendisinin düşündüğünü bildiğini düşlüyorum. Bu adam düşünüyor olmasından varolduğu sonucunu çıkarıyor. Ve ben, onun çıkarımının doğru olduğunu biliyorum. Çünkü o, benim düşüm. Varolduğunu böylece haklı olarak ileri süren bu adamın beni düşlediğini düşünüyorum. Öyleyse, gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum.
"Seni o kadar iyi tanıyorum ki Ne düşündüğünü biliyorum."
Hîv...
- Helîn, yavrum ne düşündüğünü biliyorum, sana nasıl anlatsam ayı sevmeyen var mı? Güzel, hoş, ay kalplerdeki aydınlık, aşk sembolü... Ama ne fayda, Helîn... Hükümet bu güzel ayı da bize düşman etmiş. O hükümetin casusu gibi bizi takip ediyor. Onun aydınlığında biz mağaradan çıkamayız. Askerler bizi görecek. Düşmanımız bizden aydınlığı almış, karanlık bizim dostumuzdur.
Sayfa 258Kitabı okudu
Clay aralarındaki binlerce kilometrenin, onu Julia'nın yalanlarına ve canını yakma ihtimaline kar- şı koruyacağını düşünüyordu. Aralarındaki kilometre farkını kapatmadığı sürece sorun olmazdı. Bu yüzden de telefonu çalıp da ekranda Julia'nın adını görünce hemen cevapladı. "Merhaba." "Selam," dedi Julia uykulu ve
Sayfa 55
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.