Ateistin kutsal kitabı mı olur kardeş? Kitapsız değil mi bunlar yahu? Dur biraz başa saralım.
"Bütün çocuklar ateisttir, tanrı fikri onlarda yoktur."
// Baron D'Holbach
Kitapta geçen bu alıntı ile başlayalım. Okula başlar başlamaz aynı sene yaz tatilinde, çoğu çocuk gibi camiye Kuran kursuna gönderildim. Küçükken de Allah ismi hep
Evet, bağnazlık ve sapkınlık. Bunlardan ötürü tarihte başımıza gelmedik kalmadı, ama hala boş beleş bir hikayeye gözümüzü yumarak inanabiliyoruz.
Şimdi İslamiyet'te şöyle bir durum var: Son peygamberin Muhammed olduğuna ve son mucizelerin de onunla birlikte bittiğine inanıyorsun. Müslümansan bundan şaşmaman gerekiyor normalde.
Peki o zaman
Sabah kalktığımda şu koca dünyada yapayalnızdım.
Jack London bu kitapta dünyayı saran büyük bir salgının nasıl olacağını bizlere salgından bağışıklığı sayesinde kurtulmuş profesör Smith Karakteriyle sanki torunlarına anlatır gibi hikaye tadında anlatıyor.
Özellikle günümüzde şuan yaşadığımız duruma salgın diyenlerin tekrar düşünmelerini
Şiddetle tavsiye ederim, yakın zamanda bir Türk yazardan hiç böyle beni içine alan, standartların dışında ve bu kadar inancı sorgulatan bir kitap okumadım. Mutlaka edinin bu kitabı, yazar destek verilirse bence daha nice kitaplar yazar, hevesi hep taze kalır, ben sıkı bir takipçisiyim artık.
Kitabın en büyük irdelediği inanç ve
“Deliyi bu kadar iyi taklit edebilen biri herhalde gerçekten delidir.”
Kitabın başlarında sekizyüz yıl önce yaşamış Tasadaylı yerliler için hükümet tarafından ayrılan bir yaşam alanından bahsediliyor. Tıpkı farelerle yapılan deneyler gibi. Bilim yapmak adına keşfedilen nesneyi öldürüyoruz. Bugün içinde yaşadığımız metropollerde bizim içinden
Büyücüden başka bir şey değillerdir, şeytanın adamlarıdır, karanlığa ve batıl inançlara neden olurlar. Hilecididir onlar, yalancıdır.. Onların yalanlarına inanırız.. Günün birinde bizi yönetmeye kalkacaklar..
Sayfa 57 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
KİTABIN İLK 3 SAYFASI...
Bir öğretmen işini layıkı ile yapmaya koyulur.
Ve bir köy okuluna yerleşir.
Gitmeden önce bir sürü öğütler alır.
1.öğüt="bit köy için öğretmen, en önemli dinamiktir." sayfa=7 son cümle.
2.öğüt= köylünün inanç ve geleneklerine ters düşen onlardan kaçan ve hayat tarzlarından kopan bir öğretmen o yerde hem
Mutluluk varılacak bir nokta değildir, varılacak noktaya giden yoldur. Sahip oldukları şeyler kişileri mutlu etmez, sahip olmadıklarımızın mutlu edeceğine inanırız. Mutluluğunda galibiyet gibi bir zıttının olduğunu hiç aklınıza getirdiniz mi? Nasıl ki galibin oluşması için birilerinin mağlup olması gerekiyorsa mutluluğunda başkalarına mutsuzluk
Başlıktaki ifadeyle “insan insanın canavarıdır.”
İnsan özünde daima bir anlam arar. Hayatı açıklamaya ve anlamlandırmaya çalışırız. Bu yüzden de mitlere inanır ve mitleri sanatı, dini, gerçeği açıklamak, onunla baş edebilmek için kullanırız. Mitler aracılığıyla her an başımıza kötü şeylerin gelebileceğini varsayar ve korkunç olasılıklardan
İnsan denilen varlık kendisine çok değer verir. Yitip gitmekten, hiçliğe savrulmaktan feci bir korku duyar. Ölüm hakikatini kavramayaz, bu acizliği kabul edememe ve değerli olmaya duyduğu müthiş açlık karşısında hemen yaz çizer. Dünyanın bir amacı olduğuna, Tanrının bile insanı yaratmadan varolamayacağına inanır ve buna telkin olmaya hazırdır.
Ben bu probleme Kutsal Referans Kısır Döngüsü adını veriyorum. Durum şöyledir:
Kur'an'ın kutsal bir kitap olduğuna inanırız, çünkü peygamber öyle söylemektedir,
Peygamberin doğru söylediğine inanırız, çünkü Allah kutsal kitabında öyle söylemektedir,
Kutsal kitapta ayetlerle konuşan varlığın Allah olduğuna inanırız, çünkü Kur'an öyle söylemektedir,
Peki Kur'an'ın doğru söylediğine neden inanırız? Çünkü peygamber öyle söylemektedir.
Neredeyse her satırına, "işte bu!" dediğim, ikinci kez okumama rağmen, sanki ilk kez okuyormuşum gibi, heyecandan odada tur ata ata dolanarak okuduğum bir kitap: Yeraltından Notlar.
Kitabı okumanın ardından, Zeki Demirkubuz'un bu kitaptan esinlenerek çekmiş olduğu "Yeraltı" filmini izledim.
Meraklıları için:
Sevgili torunlarım, bir de sizi büyücü-doktorlar konusunda uyarayım. Bir zamanların o asil mesleğinin komik taklitleri olarak kendilerine doktor derler ama aslında büyücüden başka bir şey değillerdir; şeytanın adamlarıdır, karanlığa ve batıl inançlara neden olurlar. Hilecidir onlar, yalancıdır. Ama biz de o kadar düşmüşüz, o kadar aşağı düzeylere inmişiz ki onların yalanlarına inanırız. Bizim sayımız arttıkça onların da sayısı artacak, günün birinde bizi yönetmeye kalkacaklar
Halbuki şarlatandır onlar, yalancıdır. Doktor havalarına giren şu genç Şaşı'ya baksanıza, hastalıkları iyileştiren, bol avlar getiren büyüler ve muskalar satıyor, havalar düzelecek vaadinde bulunup karşılığında et ve post alıyor, insanlara ölüm çubuğu gönderiyor, binbir çeşit kara büyü yapıyor.