Kırmızı ceketini giymiyordu artık, Çünkü şarap kırmızı ve kırmızıydı kan da,
Ellerine de şarap, bir de kan bulaşmıştı
Ölünün başucunda onu bulduklarında,
Sevdiği kadıncağız, sevgilisiydi ölen,
Öldürmüştü kadını vurarak yatağında.
Evet böyle başlıyor o meşhur şiirimiz. Tuncel Kurtiz ile ünlenen herkesin bildiği ama çoğunun Wilde'e ait olduğunu
Sibumi
#Net Spoiler içerir
BAKTIN TOPARLANMIYOR bodozlama YAZ KURTUL :)
"Ne yazarsan yaz kitabı okumadan anlaşılmayacak nasıl olsa ...
"Sibumi'ye "aşk " ile degil __(Duygusallık seni öldürür ) __ unutma :)))
şiirsel matematikle " bakacağız :) bu yüzden kızlar Hel'i unutun :)
"Sibumi bana ne dedi ?
Beynimizin
Kötülüğü ve kötülük sonucu insan vicdanının yaşadığı azapların her türlü hukuki cezadan daha etkin olduğunu anlatan,
Fyodor Dostoyevski'nin büyük eseridir. Toplumdaki çarpık adalet anlayışını Raskolnikov karakteri ile irdeleyen Dostoyevski; kötülüğü ve kötülük sonucu insan vicdanının yaşadığı azapların her türlü hukuki cezadan daha etkin olduğunu ileri
"Ben ışığın ve sevincin türküsü olmak istedim her zaman. İstedim ki benim romanlarımı okuyanlar sevgi dolu olsunlar, insana, kurda kuşa, börtü böceğe, tekmil doğaya."
İnce Memed, otuz iki yıllık bir zaman dilimi içinde yazılmış dört ciltlik bir eser olup hem Türk edebiyatında hem de dünya edebiyatında güncelliğini koruyan Yaşar Kemal
Son Dilek
Andrzej Sapkowski
21 Haziran 1948 doğumlu Polonyalı bir fantastik roman yazarı. En çok kitap dizisi The Witcher ile tanınmaktadır. Kitapları 20'den fazla dile çevrilmiştir.
Sapkowski, yazmaya başlamadan önce bir dış ticaret şirketinin üst düzey satış temsilcisi olarak çalıştı. Edebi kariyerine, özellikle bilimkurgu çevirmeni olarak
Bir insanın kendine ne kadar yabancılaşabildiği, kendi tabiatını ne kadar inkar edebildiği ve belli sınırları aştığında bunun cezasından ne kadar kaçabildiğini anlatan bir Dostoyevski başyapıtı.
Olmak istediğimiz kişi bizim tabiatımıza uygun değilse hâlen ona ulaşmaya çabalamak gerekir mi?
Bunu uğruna kendi tabiatımıza karşı çıkmak gerekiyorsa
Kitap Medea, kocasını onu bırakıp kralın kızıyla evleneceği için kocasından nefret etmeye başlar ve sonunda kralın kızını ve çocuklarını öldürür.
Kitaptaki tragedyada Medea çocuklarının öldürmesinin sebebi ileride yaşayacak bir kötü hayatları olmasın diye, Kral katili bir annenin çocukları olarak yaşayacak tüm olumsuzlukları yok etmek için.
MedeaEuripides · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,814 okunma
Bir yılan marangoz dükkanına girer ve köşeyi döner dönmez testereyi görür ve ona doğru ilerler. Testereye temas edince biraz yara alır. O anda dönerek tepkiyle testereyi ısırır ve bu sefer de ağzını çok fena keser.
Sonra ne olduğunu anlamayan yılan testerenin kendisine saldırdığını düşünüp testereyi bütün gücü ile çepeçevre sararak onu öldürmek ister. Çok acıdır ki yılan kendine testere ile vahşi bir şekilde öldürür.
Hayatta bazen öfke ile hareket edip bizi inciteni biz de incitmek isteriz. Ama aslında farkında olmadan kendi kendimizi harap ederiz. Bu yüzden nefret ve öfkeye zor olsa da sevgi ile karşılık vermeliyiz.
Bir zaman gelir çocuklar beğenmez babalarını ve bir zaman gelir kendi çocukları beğenmez onları. Parçalanma, her ne kadar sömürgecilik tarihinin Nijerya'dan bir kesiti gibi görünse de aslında temelde birçok kitabın içeriği olan babasıyla sorun yaşayan erkek çocuklarının kuşaklar boyu hikayesidir.
Ana karakterimiz Okonkwo, güçsüz, herkese borçlu
Dokuz dağın kurdu, koca Çakırcalı Mehmet Efe…
Hikayesi onlarca filme, kitaba, türküye konu olan, Çakırcalı…
Osmanlı tarafından eşkiya ilan edilen bir yiğit…
11 yaşında babasının Osmanlı Devleti tarafından pusuya düşürülüp öldürülmesini hazmedemeyen, nefret ve intikam hırsıyla büyüyen bir çocuk Mehmet.
Her ne kadar isyan edip dağlara çıkmak
her şey mary shelley’in uykuya tam dalmadan gördüğü bir kâbusla başladı. bu kâbustan çok etkilenen shelley, buradan hareketle bir roman yazmaya karar verdi ve böylelikle 1818 yılında, hâlâ klasikler arasında sayılan frankenstein romanını yayımladı. roman, korku türünde olarak değerlendirildi ama muhtemelen shelly’in amacı insanları korkutmak
"...Bağlılığı, hüznü ve vefayı Dilaşub'ta; hainliği, her çeşit iğrençliği, her türlü korkunç sonucu ile Mahpeyker'de; intikamı ise her türlü dehşeti ile Ali Bey'de canlandırmıştı."
Kitabı özetleyen cümleleri seviyorum. Okurken Dilaşub'a ne kadar üzülecekseniz, Ali Bey'den de o kadar nefret edeceksiniz. Bir insan