Neden öneriyorum?
Gören olmuştur sitede kitap ya da film önerisi istendiğinde bu eseri öneriyorum. Peki neden? Nedir beni bu kitapta bağlayan? Öncelikle defalarca kitabını okuyup, kitabın filmini de izlemiş biri olarak bir de üstüne üstlük bu kitabı inceleyen
İşyerindeydim, nöbette, yalnızdım, öyle umdum en azından. Çayımı koydum, dikkatimi toplamaya çalıştım, yazarla baş başa kalayım diye. Oğuz Atay’ın öykü kitabını bu akşam bitiririm diye düşünmüştüm. Ya da bir ara aklıma öyle gelmiş sonra vazgeçmiş olabilirim. Emin değilim okuyorum sadece...
Şimdi anladım, aslında bu kitapla başlamak lazımdı Atay’ı
Uzun zamandır kimseyi, hiçbir şeyi özlemediğim kadar özlemişim siteyi. Yaşadığım şahsi trajedilerden dert yanmak veya nadir de olsa yüreğime sinen mutlulukları uzun uzun anlatmak istemiyorum.
Güneşin doğduğu andan , battığı ana kadar varolan herşeyin değer verdiğimiz bir anlamı var biliyorum.
Başladı yine bir gün daha ve hala anlayamadan
Kitabın pek okunmadığı dolayısıyla satılmadığı bir şehirden selamlar. Gerekli incelemeler zaten yapılmış ben bu kitapla ilgili anımı anlatacağım. 3 4 sene öncesi çok az sayıdaki kitapçılardan birine girdim. Kitapçı çoktur ama kırtasiye ve sınav hazırlık kitabı satarlar. Kitap raflarınız ne tarafta diye sorulunca, hep TEOG YGS KPSS türevi
‘’Öyle bir sızı ki bu, anlatmam lazım birine.’’ Cümlesini okuduğum incelemesi ile başladı kimdir bunun yazarı merakım?
Sızı duygusunun ifadesi ve Ayfer Tunç hayranlığım sebebiyle nerede bu kelimelerle karşılaşsam tüm dikkatimi cezbediyor.
Neden mi bu girizgah? Birkaç sene önce, herkes herkesi rahat rahat, tesadüflere gerek kalmadan, heyecanla
Fatih Terim gibi 'Nerede kalmıştık?' diyerek başlamam gerekiyor bu incelemeye sanırım. Neden böyle başlamam gerektiğini anlatacağım birazdan. Çünkü benim için zor bir inceleme olacak... Zor, çünkü peş peşe yaptığım hatalar zinciri yüzünden bir yandan kapana kısıldım, diğer yandan, yani olumlu tarafından bakarsak, iyi de bir okuma deneyimi
Bizi okuyan, okuyacak olan herkese merhaba. Biz kim miyiz? Az bekleyin ya da beklemeye ne hacet kendimden başlayarak tanışalım sizlerle, sonrasında söz diğer arkadaşlarda.
Ben Neşe Cengiz 'in kitabına da adını verdiği ilk öyküsünün kahramanı Alaaddin. Evet evet buna lütfen dikkat edin Alattin değil Alaaddin.
Küçük Emrah film repliklerini az
Eksilir misin yazsan:)
‘’ Sırf ileride senin canın sıkılmasın diye , bir şeyler mi yazmak zorunda mıyım’’
Okudum, okuyanlar olmuştur, muhakkak ki okuyacaklar da olacaktır bu cümleyi. Herkesin farklı cevabı vardır kendince. Ben söylemeyeceğim isteyen kitabı okuduktan sonra söyleyebilir efendim herkesin özgürlüğü kendi ruhuna göre.
Zaten
‘’Peruk Gibi Hüzünlü’’ neden bir kitap adı için tercih edilir ki? Tuhaf tuhaf dönem takıntılarım var benim. Şu sıralar doktor kontrollerimin başlaması adından dolayı kitabı okunması için daha da cazip kıldı.
Kontrollerim esnasında, ihtimallerimde onlarca gel gitler yaşarken, kısa ama bulunduğum yerlerde bulunma sebebimi unutturup