Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
HK
Hayat insana her daim bir şey öğretiyor Yıllardır Vahyin kuramsallığını Vahyin kuranını Bize verdiğini düşündüğüm denklemlerden biri olan Îmân edenler ve sâlih amel işleyenler Terkîbindeki
Neyi ne kadar bilebiliriz?
Ünlü düşünür Sokrat'ın bir sözünü duymuşuzdur: "Bildiğim bir şey var; o da hiçbir şey bilmediğimdir." Kendi döneminin bilgesi neden böyle bir şey söylemiş olabilir ki? Hatta o kadar çok şey biliyordu ki, ondan rahatsız olanlar şikâyet ettiler, "gençlerin zihinlerini bozuyor" hükmüyle öldürdüler Sokrat'ı.
Reklam
Neyi biyolojinin belirlediğini, neyin insanlar tarafından biyolojik mitler kullanılarak haklı çıkarılmaya çalışıldığını nasıl bilebiliriz? Bunu anlamak için önemli kurallardan biri, "Biyoloji izin verir, kültür engeller," kuralıdır.
Sayfa 153 - KolektifKitabı okuyor
Kendi özümüze ve merkezimize sahip çıktığımız zaman başkalarının bağından, bahçesinden, pazarından neyi almamız gerektiğini de bilebiliriz.
Sayfa 156Kitabı okudu
Eğer sevilen kişinin ölümü, dehşeti (boşluğu), içeri girmesine katlanamayacağımız kadar içeri sokmuyorsa, yaşıyor olmamız hakkında neyi bilebiliriz: Ama bu durumda, anahtarın hangi kapıyı açtığını biliyoruz.
Reklam
SAF KORKUNUN ELEŞTİRİSİ
Herhangi bir felsefeyi formüle ederken ilk sorumuz hep şu olmalıdır: Ne kadarını "bilebiliriz?" Şu anda neyi bildiğimize ya da bir zamanlar neyi bilmiş olduğumuza emin olduğumuzu nasıl bilebiliriz? Tabii, bunlar bilinebilir şeylerse... Yoksa bütün bunlan unutup, utanarak bir köşede mi oturmalıyız? Zaten, Descartes da "Zihnim, bacaklanmla arkadaş olabilmişse de vücudumu asla kavrayamaz" derken bu konuya temas etmiyor muydu? Sırası gelmişken, "bilinebilir" derken, duyularla algılanabilen ya da zihnin kavrayabildiği şeyleri kastetmiyorum. Benim demek istediklerim, "bilinebilen" ya da "bilinebilirliğe" ait olan ya da en azından, bir arkadaşınıza hakkında bir şeyler söyleyebileceğiniz şeylerdir. Evreni gerçekten "bilebilir" miyiz? Tanrım, China Townda yolunu bulmak bile bu kadar güçken... Aslında işin püf noktası şu: Orada, dışarıda bir şeyler var mı? Eğer varsa, neden var? Dahası, bu kadar gürültü yapmak zorundalar mı? Sonuç olarak diyebiliriz ki, "gerçekliğin" en büyük eksikliği, bir özden yoksun olmasıdır. Hiç özü yok demek istemiyorum; ama eksik olduğu kesin. (Burada sözünü ettiğim, Hobbes'un biraz daha küçük olarak tanımladığı şeydir) Bu yüzdendir ki "Düşünüyorum, öyleyse varım" diyen Karteziyen vecizesi şu biçimde daha iyi özetlenebilirdi: "Heey, surdaki saksofonlu kadın Edna değil mi?" Öyleyse, bir öz'ü ya da bir düşünceyi bilmek için ondan şüphe etmeliyiz, böylece, ondan şüphe ederek son durumunda içerdiği özelliklere ulaşınz ki bu özellikler, "şey"in kendisi içindedirler" ya da "şey'in kendisine aittirler"
Başka bir gelecekten bahsederken ne umduğumuzu tam olarak biliyor olsaydık, etrafımızda gördüğümüzden o kadar da uzak, dolayısıyla yeterince farklı bir gelecek olmazdı bu. Neyi umut edeceğimizi ancak umudumuzun nesnesi sonunda belirginleşip gözler önüne serildiğinde bilebiliriz muhtemelen, tıpkı psikanalize göre neyi arzulamamız gerektiğinin bize öğretilmesinde olduğu gibi.
Reklam
"Adalet, doğal düzen, tarih, doğal yasalar, dünya konusunda ne bilebiliriz, neyi ne kadar anlayabileceğimize ilişkin temel bilgilerden yoksunsak? Yoo, özellikle düşünmeyelim. Hiçbir şey düşünmeyelim. Hiçbir şeyi yargılamayalım. Yoksa, çıldıracağım. Peki ama çılgın nedir? Evet, üzerinde durulmaması gereken bir soru daha işte. Böylece, yıllarca bir anda, yorumsuz bir anda, belirsiz bir anda yaşamayı başardım."
"Kimin neyi bilmek istemeyeceğini nereden bilebiliriz ki?"diye sordu Nietzsche
"İnsanların bilmek istemeyeceği bir gerçeğe onları maruz bırakmak benim görevim mi sizce?" "Kimin neyi bilmek istemeyeceğini nereden bilebiliriz ki?"
415 syf.
10/10 puan verdi
·
43 günde okudu
Nietzsche bile agladiysa...
Duygularımla bağ kuramadığımın farkına vardığım zamanlarda, 1000Kitap uygulamasında gezinirken, “Nietzsche’nin bile sonunda ağladığı” vurgusu ile kaleme alınmış bir inceleme yazısı gördüğümde bu kitaba bir şans vermeliyim demiştim. Sonrasında kitabı edinip ufak bir ön araştırma yaptığımda ise kitabın kült bir eser olduğunu öğrendim ve GBA
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352,3bin okunma
İnsan bilgilenmesinde sonsuzlukla karşı karşıya bulunan varlıktır. Neyi bilebiliriz? Her şeyi bilmeye açığız: Doğrudan ve birebir bir ilgisi olmayan her şeyin bilgisi İnsan'ın yaşama alanı içinde yer almaktadır.
Sayfa 45 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
195 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.