“Dünya tatlı,” dedi en yaşlı karınca. “Tuhaf karınca, tuhaf karınca,” dedi sonra da... “Bak, üç ayağın, sakalın, bıyığın, bir gözün, kulağın, burnun, her şeyin kopmuş, dımdızlak kalmışsın ortada, sen kendini niçin öldürmüyorsun? Yaşamak tatlı değil mi, tuhaf oğlu tuhaf karınca? Umutsuz köpek. O umutsuzluğu sana filler mi öğretti?”