Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aktörlük Sanatı, Sanat Kuramları, Görme Biçimleri
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
_Olmak sözüyle, kişinin hiçbir şeye sahip olmadığı ve istek de duymadığı, yaratıcı bir varoluş biçimini anlatmak istiyorum. _Sahip olmak(olmamak) eğilimi, yaşamlarının ana konuları; para hırsı, şöhret ve yönetim gücüne erişmek olan batı toplumlarına özgüdür. _Sahip olmak eğilimindeki bir insan, mutluluğu başkalarına üstün olmakta ve fethetme,
Reklam
C. GÜNAHLARDAN ARINMA OLARAK VAFTİZ
Pavlus'un durumunu göz önüne alalım. Hananya Pavlus'a gelip şöyle dedi: "Kalk, O'nun adını anarak vaftiz ol ve günahlarından arın!’" (Elçilerin İşleri 22:16) Pavlus Hristiyanlığın en önde gelen, en büyük öğretmeni, peygamberi ve elçisiydi. Tecrübesinde biraz hata var mıydı? Bazen doğru ilkeleri vaaz ederiz ama yanlış
Sayfa 12 - Akarsu YayınlarıKitabı okudu
Bunu not alalım, hatırlatma olsun bizlere..
gerçek sevgi ve saygı muhatabınla arana kendini ve onu koruyabilecek bir mesafe koymakla mümkün hale gelir mesafenin sıfıra indiği yerde sömürü başlar gerçek bir yakınlık ancak mesafeyi koruyarak tesis edilebilir mesafenin sıfıra indiği yerde yakınlık değil sürtünme ve sürtüşme olur
İz YayıncılıkKitabı okudu
Not alalım..
Yıllar içinde İnsanları İyileştiğinize İkna Etmenin Yolları adlı bir kitap yazabilecek kadar bilgi toplamıştım. Tersleme, ilk ve altın kuraldı. Eğer birine ukalalık edebiliyorsanız, dikkatinizi başka şeylere verebiliyorsunuz demektir. Karşınızdaki kişi bunu ağrınızın geçmeye başlamasına yorar.
Anlatıbilim Açısından Budist Sinema: Yeni Bir Türe Doğru mu?
Budizm’in sürekli olarak, bir din değil bir felsefe olduğu ileri sürülür. Bireysel düzlemde böyle olabilir, ancak kurumsallaşmış bir ideoloji olması dolayısıyla dinsel niteliği bulunuyor. Budizm, yaşamı acı ile tarifler. Bir tanrı inancı olmayan Budist ideolojiye göre, Buda, insanın içindedir. Bu özellik doğuştan gelir. İçimizdeki Buda kimileri
Reklam
İSMAİL HAKKI YILANLIOĞLU BÖYLEDİR İŞTE!
İsmail Hakkı Yılanlıoğlu da ebedî âleme göçtü. Bir yüce dağımız daha devrildi. Cenaze namazını, Kastamonu'nun o meşhur Nasrullah Camii'nde "Er kişi niyetine" kıldık. İsmail Hakkı Yılanlıoğlu dünyaya "er kişi" olarak geldi. Yetmiş dört yıllık ömrünü tam bir "er kişi" olarak tamamladı. Ve gönül kubbemize tam bir
Sayfa 134 - Yakın Plan Yayınları
"Sonra o ilk meş'um soruyla kopuş başlar: Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı? Bu masumane görünen soru, içinde korkunç bir gizli argüman barındırmaktadır: Bu da sevginin ölçülebilir bir şey olduğu iddiasıdır. Biliyor musunuz, çocuk o güne kadar bunu hiç düşünmemiştir bile. O hayatı ve hayatın bir parçası olarak kendisini ve diğerlerini doğallıkla sevmektedir. Ne ki, birden tartmaya başlar... Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı?" " Ana gibi yar olmaz," dedi Şaban bilgece. Anladığım kadarıyla Savuray Bey bu konularda epey lambayı yakmıştı ve dışarıdan gelen hiçbir müdahale onu durduramıyordu. "Ve bir kez sevgiyi tartmaya başladınız mı kaçınılmaz biçimde onu araçsallaştırır, sevginizi silah olarak kullanmayı öğrenirsiniz! Ve sonra okulu ele alalım.. Çevresine karşı derin bir ilgi besleyen çocuk zaten her şeyi keşfetme arzusu içindedir, ama okulla birlikte işin içine notlar girer. Ve bu noktadan sonra çocuk öğrenmek için değil not almak için okumaya başlar ya da anne babasının sevgisini kazanmak için ya da iyi bir karne getirirse kendisine alınacak bisiklet için... Böylece gerçek benliğiyle ideal benliği arasında giderek büyüyen bir uçurum oluşur. İdeal benliğini gerçekleştirmeyen insanın hastalanması da kaçınılmazdır."
Darbe ve tutuklanma Akşama doğru saat 7'yi geçiyordu , özel kalemden, tanıdığım bir ziyaretçimin geldiği bildirildi. Kendisini kabul ettim. Tanıdığım kişi, bazı subay ve komutanların görüşme talebini getirdi. Sadece, beni mutlaka görmek istediklerini söyledi. Gelen ziyaretçimde başka hiçbir bilgi yoktu. Haberi getiren kişi, eve varış saatimi
"Sonra o ilk meş'um soruyla kopuş başlar: Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı? Bu masumane görünen soru, içinde korkunç bir gizli argüman barındırmaktadır: Bu da sevginin ölçülebilir bir şey olduğu iddiasıdır. Biliyor musunuz, çocuk o güne kadar bunu hiç düşünmemiştir bile. O hayatı ve hayatın bir parçası olarak kendisini ve diğerlerini doğallıkla sevmektedir. Ne ki, birden tartmaya başlar... Annemi mi daha çok seviyorum babamı mı?" "Ana gibi yâr olmaz," dedi Şaban bilgece. Anladığım kadarıyla Savuray Bey bu konularda epey bir lambayı yakınıştı ve dışarıdan gelen hiçbir müdahale onu durduramıyordu. "Ve bir kez sevgiyi tartmaya başladınız mı kaçınılmaz biçimde onu araçsallaştırır, sevginizi silah olarak kullanmayı öğrenirsiniz! Ve sonra okulu ele alalım... Çevresine karşı derin bir ilgi besleyen çocuk zaten her şeyi keşfetme arzusu içindedir, ama okulla birlikte işin içine notlar girer. Ve bu noktadan sonra çocuk öğrenmek için değil not almak için okumaya başlar ya da anne babasının sevgisini kazanmak için ya da iyi bir karne getirirse kendisine alınacak bisiklet için... Böylece gerçek benliğiyle ideal benliği arasında giderek büyüyen bir uçurum oluşur. İdeal benliğini gerçekleyemeyen insanın hastalanması da kaçınılmazdır."
Reklam
Almanya’ya Türk Dersleri Önemli Bir Medya Olayı Olarak Türk Bağımsızlık Savaşı, 1919-1923 Alman milliyetçiler için I. Dünya Savaşı ve Alman-Osmanlı ittifakı, kıyamet ölçeğinde bir felaketle sonuçlandı -gerçek anlamda bir kıyamet, çünkü zamanın yergi dergilerindeki görseller Almanya’nın üzerinde mahşerin atlıları tasvirleriyle, Almanya’yı
Almanya’ya Türk Dersleri Önemli Bir Medya Olayı Olarak Türk Bağımsızlık Savaşı, 1919-1923 Alman milliyetçiler için I. Dünya Savaşı ve Alman-Osmanlı ittifakı, kıyamet ölçeğinde bir felaketle sonuçlandı -gerçek anlamda bir kıyamet, çünkü zamanın yergi dergilerindeki görseller Almanya’nın üzerinde mahşerin atlıları tasvirleriyle, Almanya’yı
4. “Hadîsler de Kur’ân gibi uyulması gereken şeyler olsaydı, onlar da Kur’ân gibi yazılırdı. Hz. Peygamber Kur’ân’dan başka şeylerin yazılmasını yasaklamıştır. Bu da uyulması gerekenin Kur’ân olduğunu gösterir.” İlginçtir! Bu örnekte sünnete uymayı reddetmek için hadîslerden delil getirilmiştir. Bu çifte standartlık bir yana Hz. Peygamber’in
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.