Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nurhayat

Nurhayat
@nurhayat_dd
360 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Trendeki Kız (spoiler içermez)
Polisiye, gerilim ve psikoloji içeriği olan bir roman.. 3 kadın tarafından 3 farklı açıyla anlatımı yapılmıştır. İlk 100 sayfada ana karakterin ruh haliyle ilgili olayların anlatımıyla biraz sıkılabilirsiniz, sabredin sonraki kısımlarda merak duygusu ağır gelecektir.. Konusu kısaca, uzun süre önce eşinden ayrılmış olan Rachel her gün aynı trene binip aynı çifti izlemektedir. Kendi yaşadıklarını o çiftlerinde yaşamasına dayanamaz. Beklemediği bazı gelişmeler sonucu o da olaylara müdahil olur. Kitabın içeriğinde müstehcen kısımlar var fakat psikolojik, gerilim,polisiye kısmı ön planda olduğu için o kısımlar arka planda kalacak nitelikte. Hassasiyeti olanlar için bilgi olsun. Filmi de yapılmış. Fakat film ana konudan uzaklaşıp merkezine cinsel içeriğini yerleştirmiş hiç beğenmedim. Roman aslında iyi değerlendirilebilseydi psikolojik içerikli bir polisiye filmi oluşturabilecek bir kapasiteye sahip...Arz ve talep meselesiyle filmi harcanmış diyebilirim.
Trendeki Kız
Trendeki KızPaula Hawkins · İthaki Yayınları · 202011,8bin okunma
Reklam
184 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Umut Bizim Ekmeğimiz ( spoiler içermez)
Mustafa Kutlu'dan okuduğum ikinci eser.. Rüzgarlı Pazar adı verilen bir pazar ve buraya giden yol üstündeki bir üst geçitte geçimini sağlayan yoksullar üzerine yazılmış bir hikaye... Kimler yok ki.. Çiçekçi, antenci, gözlükcü, şapkacı, olmassa olmazımız dilenciler, çaycı...hatta doktorumuz bile var. Sohbet tarzında her birini aile ortamından başlayarak bize tanıtıyor...hani filmlerde olur ya..filmde kimse boşuna çekilmemiştir...filmin bir yerinde bir rolü vardır...aynen bu şekilde her bir eleman yeri geldikçe bireysel olarak tanıtılıyor...Eee filmimizde aşk olmazsa olmaz değil mi? Burada da görme engelli Nimet ile Cesur aşkı var. Yazarımız olumsuzluklara yer vermiyor...hep umut...kitabında dediği gibi "Umut bizim ekmeğimiz"...Haraç kesen mi var hemen bir Malkocoğlu gelip ortamı düzeltip gidiyor...sevenler kavuşuyor...kaybolanlar bulunuyor. Daha ne istenir ki...Yoksulluğun içerisinde zenginliği buluyorsunuz. Kitabın bir yerinde dediği gibi; "Şu dünya yerinde duruyorsa... Gök yıkılıp, yer çökmüyorsa... İyilerin yüzü-suyu hörmetine." Hayatın karmaşıklığı içerisinde kendini dinlendirmek ve huzur isteyenler için tavsiye edilir. Yine kitaptan bir söz ile bitirelim. "Hikaye işte, hayatın hülasası."
Rüzgarlı Pazar
Rüzgarlı PazarMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20173,499 okunma
114 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Uzun Hikaye ( spoiler içermez)
Mustafa Kutlu'dan ilk okuma kitabım... Hikaye anlatımında çok farklı bir biçim ile karşılaştım. Buna Mustafa Kutlu anlatım biçimi demişler... Buradaki hikaye, adı gibi uzun hikaye...Ana hikaye içerisinde yan küçük küçük hikayeler mevcut..... hikayede tanıtmadığı kimse yok...ama nasıl tanıtım ...Örneğin kahveciden mi bahsedecek. O kahvecinin anne ve babası kimdir, kişilikleri nasıldır, kahvecinin yaşadığı ortamdan kahvecinin kişiliğine anlatıp sonra olay döngüsüne geçiyor...hikayede geçen tüm kişiler bu şekilde anlatılmış....bu yüzden hiçbir karakter size yabancı gelmiyor, her biriyle yazar tarafından tanıştırıyorsunuz... Hikayede hayatın her aşaması var, mutlu, hüzünlü, öfkeli, heyecanlı...Mustafa Kutlu bu anları öyle bir anlatmış ki...güzel anları tasvir ederken satırları doldurmuş, anlattıkça anlatmış...olumsuz anları ise birkaç cümle ile derine dalmadan dile getirmiş...iyilikleri övüp kötülüğü fazlaca bahsetmeyip düşüncede fazla yeretmemesini sağlamış...hikayede ölümler, ayrılıklar, mücadeleler yoğunlukta olmasına rağmen okuyucuyu bunlara takılıp bıraktırmamış, bu durumları atlatabilmeyi, hayata umutla bakabilmeyi, yeni başlangıçları ön planda tutmuştur. İlgimi çeken bir nokta ise; Saka kuşu ve küpe çiçeği...hikaye kahramanları bir yere yerleştiğinde ilk fırsatta sahiplendikleri saka kuşu ve küpe çiçeği oluyor...o yerden ayrılırken onları götürmeyip yeni yerde tekrardan alıyorlar...Hayvan ve bitki...yeni yerlere yanlarında insan götürmedikleri gibi hayvan ve bitki de götürmüyorlar....Yeni yerlere yeni başlangıçlar....
Uzun Hikâye
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202336,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
63 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Yüzyüze
Cengiz Aytmatov'dan okuduğum ikinci eser...olay örgüsünden ziyade dili kullanışına hayran kaldığım bir yazar oldu...Hikayenin arka planında verilmek istenen devlet otoritesi ile bireyin çatışmasıdır. Yüzyüze, bir Kırgız köyündeki erkeklerin askere alınmasıyla köyde kalan kadınların yaşam ve yoklukla verdiği mücadeleyi anlatıyor. Yapamadığı her arzusu, yüreğinde bir yara açan,merhameti bol, eşi,çocuğu ve komşusu için fedakarlıklarda bulunan Seyde ile savaştan kaçıp mağaraya saklanan, herkes kendini düşünmeli diyerek bencilleşmeye başlayan kocası İsmail'in arasındaki mesafe her geçen gün iyice açılmaktadır. Hikayedeki şu cümle hikayeyi özetlemektedir. "Halkını felaket içinde bırakıp giden bir insan, istese de istemese de onun düşmanı olur." "Tanrı seni halkından uzaklaştırmasın" ne kadar güzel bir cümledir.
Yüzyüze
YüzyüzeCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20183,769 okunma
199 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Beş Küçük Domuz (Spoiler içermez)
Bir Hercule Poirot macerası... Bir gün ünlü dedektife bir genç kız gelir. 16 yıl önce babasını öldürmekle suçlanan annesinin masumiyetini ispatlamasını Poirot'tan ister...Zanlı olarak 5 kişi vardır...bir de acaba annesi gerçekten de masum mudur? Heyecanla okuyup sevebileceğiniz bir roman...Agatha Cristie yine okuyucuyu ters köşe ediyor...Poirot'un dediği gibi "Gri hücreler iş başına" .. Bakalım siz katili bulabilecek misiniz?? Bu küçük domuz pazara gitti. Bu küçük domuz evde kaldı. Bu küçük domuz pirzola yedi. Bu küçük domuza hiçbir şey verilmedi. Bu küçük domuz, "Vii vii vii", diye ağladı.
Beş Küçük Domuz
Beş Küçük DomuzAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20232,921 okunma
Reklam
140 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Yeraltı -Sulusepkene Dair
Monolog tarzda yazılmış ve içerisinde çok mesajlar içeren bir felsefik novella diyebiliriz. Tek okumalık değilde dönem dönem tekrar okunabilecek bir eser.. yeri geldiğinde bu benim düşüncelerim ve hissettiklerim deyip benimserken yeri geldiğinde de sizi tokat yemiş bir insanın durumuna düşürebilmektedir. Sade ve akıcı bir dille yazılmış olmasına rağmen duygu ve düşünce geçişleriyle okuyucuyu zorlayabilmektedir. Yeraltından Notlar, iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, "Yeraltı" kısmında, gerçek dünyadan kendini soyutlamış ya da buna zorunlu bırakılmış bir kişinin iç çatışmaları ve hezeyanları anlatılır...İkinci bölüm "Sulusepkene Dair" kısmında ise bu şahsın hayatına ait bazı olayları anlatılmaktadır. Kesinlikle okunması gereken bir eser....
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128,4bin okunma
272 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Günümüzdeki Frankenstein ve Yaratıklar
Bilim kurgu romanlarının ilk temsilcisi sayılan Frankenstein'i, Mary Shelly 19 yaşlarında yazmıştır. İlk baskıları isimsiz yayınlanmıştır. 1816 da Lord Byron'un evinde 4 arkadaşıyla toplandıkları bir gün "Hepimiz bir hayalet hikayesi yazalım" teklifi üzerine birkaç sayfalık bir öykü yazılır. Yazar, ünlü şair eşi Percy'nin
Frankenstein Ya Da Modern Prometheus
Frankenstein Ya Da Modern PrometheusMary Shelley · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202014bin okunma
55 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 saatte okudu
Anarkay'da var bir "Üniversiteli"
Cengiz Aytmatov'un okuduğum ilk eseri...berrak ve sade üslubunu sevdiğim bir yazar oldu. Diğer kitaplarını da en yakın zamanda okuma listeme alacağım. Bu hikaye de halk ile aydınlar arasındaki çatışmayı dile getirmistir. Hikayede geçen Anarkay bozkırını öyle güzel tasvir etmiş ki o yerleri görmüş gibi oldum. Hikaye kahramanı Kemal yani "Üniversiteli"'nin azmine, çalışkanlığına,mücadelesine, kendine duyduyu saygıya ve ideallerine hayran kaldım. Önüne koyduğu hedefe kitlenip o yöndeki çalışmalarını sürdürmesindeki sebatı yaşının üstünde göstermiş olduğu bir performanstı. Araştırdığımda Kazakistan'da Anarkay isimli geçmişte ve günümüzde bir bozkır bulamadım...Yazar burada şahsi görüşüme göre "Anarkay"ı bizdeki "Kızıl Elma" gibi sembollestirmiştir. İyi okumalar...
Deve Gözü
Deve GözüCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20182,857 okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bazen Hayat Gizler Kendini
Şermin Yaşar...Hikaye yazmak için oturup yazan değil hayallerinde veya çevresinde hikaye oluştuğunda kağıt kalemi eline alan yazardır...Hikayelerini içten, samimi duygularla yazdığı için okuyucunun da tam kalbine gider, ıskalamaz...Bir sayfa içerisinde hem hüzünlendirip hem de güldürmek her yazarın harcı değildir. Bu öykü kitabı 16 hikayeden oluşuyor. Hikayelerini okumaya başladığınızda sonunun ne olacağını ancak okuyarak öğrenebilirsiniz. Hem olay örgüsünü hem duygu hem de düşünce yoğunluklarını okuyucunun hikayede kalmasını sağlayarak adım adım merakla okutur. Kitabın arka kapağındaki şiir gibi yazı, kitabı özetler niteliktedir. Bazen hayat gizler kendini... Ta ki bir yazar onu bulup çıkarıncaya dek. Ta ki bir yazar onu bize anlatıncaya dek.
Deli Tarla
Deli TarlaŞermin Yaşar · Doğan Kitap Yayınları · 20205,4bin okunma
192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
"İnsan doğası her yerde aynıdır"
Bir Miss Marple macerası.. Altın Kitaplar, Kütüphanedeki Ceset romanını daha önceden "Cesetler Merdiveni" adıyla yayınlamış. Kısaca konusu şu şekilde; Bir sabah Bantryler, kütüphanelerinde genç bir kız cesediyle karşılaşırlar. Bay ve Bayan Bantry kızı daha önceden hiç görmemiştir. Ceset buraya nasıl gelmiştir? Aynı zamanda terkedilmiş taşocağında da yanmış genç bir kız cesedi bulunur. Bu kızlar kimdir ve iki kız arasında bir bağlantı var mıdır? Bayan Bantry en yakın arkadaşı Miss Marple'den bu olayı çözmesini ister. Miss Marple, yaşadığı köydeki insan kişilikleriyle buradaki zanlıları "İnsan doğası her yerde aynıdır" prensibiyle kıyaslayarak katili hemencecik bulur ama elinde delil olmadığı için araştırmalarını delil bulma yönünde yapar. Son sayfaya kadar katilin kim olduğunu açıklamaz. Zevkle okuyacağınız Agatha Christie romanı...İyi okumalar...
Kütüphanedeki Ceset
Kütüphanedeki CesetAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20232,324 okunma
Reklam
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Ne kadar Güzel Bir Anlatım
Mustafa Çiftci'den okuduğum ikinci öykü kitabı...Kitabın adı tahmin edeceğiniz gibi yazarın Yozgatlı olmasından geliyor. Öykülerinde arkadaşlığı, dostluğu, aile sıcaklığını, sevmeyi, hayat mücadelesini anlatır. Hikayelerinde çok güzel benzetmeler kullanması hikayesine canlılık katmıştır. Kitap içerisinde beğendiğim bazı sözleri ve
Bozkırda Altmışaltı
Bozkırda AltmışaltıMustafa Çiftci · İletişim Yayıncılık · 20141,439 okunma
90 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Suç ve Suçlu
Viktor Hugo'nun şairlikten yazarlığa geçtiği ilk eseri...Baş yapıt Sefiller romanının temellerinin atıldığı bir eser...İlk yayınlandığında yazar ismine yer verilmemistir. İktidar ve halkın vereceği tepkiden çekinildigi için..... 27 sayfalık bir önsözü var..Eğer normalde önsöz okumuyorsanız bunu mutlaka okuyun derim....İdamın kaldırılmasını sebepleriyle birlikte anlatıyor...Fransa tarihindeki giyotin ile ilgilide kısa bir bilgi de veriyor. Önsözünde; suçu bir hastalık olarak görmemiz gerektiğini, suçlunun ise hasta olduğunu, suçlunun yokedilmesi yerine tedavi edilmesi gerektiği önemle vurgulanıyor. Önsözden sonra 12 sayfalık bir tiyatro metni var..."Trajedi Hakkında Bir Komedi".... Burada da kitabın hangi siyasi, ahlaki ve edebi eleştirilere maruz kaldığını anlatan kısa bir tiyatro eseri.... 41 sayfalık bilgi donanımından sonra asıl esere yani "Bir İdam Mahkumunun Son Günü" ne kavuşuyoruz...Bu eseri yazmaya Greve Meydanında bir infazin gerçekleştiği günün ertesinde yazmaya karar veriyor... İçeriğinde; bir idam mahkumunun, mahkemede idamının onaylanmasından idamının geçtiği dakikaya kadar geçen sürede mahkumun hissettigi her bir duyguyu anlatmış.. Çevresindeki insanların verdikleri tepkileri ve onda yaşattığı hisleri okuyucuyu yormadan empati düzeyinde anlatan bir eser olmuş...77 sayfada anlatılmış ama bende 1000 sayfa okumuşum gibi bir etki oluşturdu. Kesinlikle okunmasını tavsiye ederim...
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023120,6bin okunma
376 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Akhilleus - Patroklos
Yazarın 10 yıllık bilgi birikimi sonucu olarak yazdığı bu roman, Troya Savaşını anlatmaktadır.. Hiçbir mitoloji bilgisi olmayan birisi rahatlıkla okuyabilir...Roman Pakroklos'un dilinden yazılmıştır. Kitabı 2 kısımda inceleyebiliriz... 1. Kısım: Akhilleus ve Patroklos'u çocukluklarından gençliklerine kadar olan kısmı, yaşadıkları ortamlarıyla birlikte anlatmıştır. On yaşında kazayla bir çocuğu öldürmesiyle sürgüne gönderilen Patroklos'un yeni arkadaşı Akhilleus'u tanımasıyla hayatında yeni bir dönem başlar...Değer vermeyi ve değer verilmenin ne demek olduğunu öğrenen Patroklos, Akhilleus'un en yakını olur. Yazarın, birbirlerine olan bağlılıklarını özellikle eşcinsellik üzerinden yürütmesi ve bunu kitabında olması gerektiğinden daha fazla yer ayırması kitabın hacmini artırmaktan başka bir fayda sağlamamıştır.... 2.Kısım: Troya Savaşının aşamalarını betimlemelere başvurarak anlatmıştır. Bu da romanı akıcı hale getirmiştir. Patroklos ve Akhilleusun ölüm sahnelerinin betimlemeleri ise romanı zirveye çekmiştir. Anlatıcının ölümü dahi hikayenin bitmesine sebebiyet vermemiş roman devam etmiştir.
Akhilleus’un Şarkısı
Akhilleus’un ŞarkısıMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202013,5bin okunma
238 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
"Düşünüyorum öyleyse varsınız"
İhsan Oktay Anar'ın okuduğum ilk kitabı...okuma listemde devamı gelecek bir yazar... "Düşünüyorum öyleyse varım" ile başlayıp "Düşünüyorum öyleyse varsınız" ile sona eren felsefik bir roman...Yazar romanında, ana hikaye etrafında, ek yardımcı hikayeler ekleyip romanın ilerleyişini daha da kuvvetlendirmiştir.Yazar, romandaki Uzun İhsan Efendi ile kendini yansıtmıştır... 1600lu yıllardaki Uzun İhsan Efendi'den günümüz İhsan Oktay Anar'a geçişi, kitapta Osmanlıca ile yaptığı girişi ilerleyen sayfalarda günümüz diline geçişiyle orantı oluşturmuştur...Dönemin dilini çok iyi kullanması, dönem hakkında bilgi vermesi, metaforlar kullanması, yer yer nükteleriyle akıcı ve sürükleyicidir. Kitabın kenarlarına fazlasıyla notlar aldım. İki sefer üst üste okudum. 3,4...daha fazla da okunup derinliklerine inilip keşifler yapılabilir.
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,4bin okunma
108 syf.
7/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Ruhsuz güzellik
Yazarın okuduğum ilk kitabı...Hikayelerinde başrolü kadınlara vermiş...özellikle ayrılık, yalnızlık, bulunduğun yere ait olamama konularını işlemiş...fakat okuyucuya aktarımında derinliğe inemediğini düşünüyorum. Betimlemeleri gözünde canlandıracak düzeyde güzel yazmış fakat anlatımda samimiyet bulamadım, soğuk geldi bana...Çok güzel bir beden hazırlanmış ama ruh yoktu.. Yazılanların anlatımında bir içtenlik hissedemedim. Ayrıca yazar için noktalama işaretlerinden "nokta"yı özleten yazar diyebilirim....kitabın içerisinde 6, 7 satır süren cümlelerine alıştırdı da 9 satır nedir?? Virgülü cömertçe kullanmaktan geçip israf düzeyine getirdiğini düşünüyorum. Kitaptaki hikayeler; - Kalanlar - Son Bir Çay - Annemin Çadırı - Görüşürüz - Kız Kardeşim Handan İyi okumalar dilerim....
Nohut Oda
Nohut OdaMelisa Kesmez · İletişim Yayınları · 20196,8bin okunma
228 syf.
7/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
Kedi mi? Uzaylı mı?
Gizli Ajans, Şeytan adında bir kedi tarafından yönetilen ve gizemli çalışanları olan bir reklam ajansıdır. Musa, metin yazarı olarak bu ajansta işe başlar. Orada Sanem ile tanışır ve ona aşık olur. Tuhaf ajansın yetkililerinden çeşme lakaplı Gürcan Bey intihar eder. Gerçekte intihar mı yoksa cinayet midir? İşin içerisine bir de uzaylılar girince ortalık iyice karışacaktır. Kitabın ilk yarısı güzel giderken kalan yarısında kitap ile aramdaki ipler koptu...Bende, farklı 2 hikayenin birleşimi izlenimi bıraktı. İyi okumalar....
Gizliajans
GizliajansAlper Canıgüz · Alfa Yayınları · 20205bin okunma
Reklam
212 syf.
7/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Kan ve Gül Kuru Temizleme Dükkanı
" Bir Kamu Davası" serisinden sonra bu kitabı okumak iyi fikir değildi. Beni hayal kırıklığına uğrattı. Hayatından memnun olmayan Aziz, kızı Zeynep'in tiyatro gösterisini izlerken bir kaza yaşanır. Aziz, ölümle yaşam arasında iken geçmişine yani 20 yıl öncesine dönmektedir. Bu dönüşle sonuçlarını bildiği bazı şeyleri değiştirebilecek midir yada değiştirmesi uygun mudur? 20 sene önce işlenen bir cinayetin katili bulanabilecek midir? Olay örgüsüne baktığımızda gizemli, macera dolu bir roman beklemekteyiz lakin fazlasıyla araya katmış olduğu siyasi görüşler, kitabı boğmustur. Alper Canıgüz'ün kitaplarında yer yer siyasi kısımlar bulunur ama bu kitapta zirveyi oynamıştır. Hikaye sonuca bağlanmış ama yine de birşeyler eksik kalmış izlenimi oluşturuyor okuyucuda....Daha iyi yapılabilirdi ama sanki bilerek yapılmamış gibi... _____spoiler icerir______ Kitap ismini, İskender Doğan'ın "Kan ve Gül şarkısından almıştır. Romanda "Kan ve Gül Kuru Temizleme" üzerinden olaya giriş yapması güzeldi. Yıkama yapmıyor, kuru temizleme yapıyor. Yani geçmişi tamamen silemezsin..geçmişin üzerinden geçerek fazlalıkları alırsın.
Kan ve Gül
Kan ve GülAlper Canıgüz · Alfa Yayınları · 20207,3bin okunma
248 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Sen benim en iyi arkadaşım değilsin, ben senin en iyi arkadaşınım."
Alper Canıgüz'ün "Bir Kamu Davası" serisinin üçüncü kitabı "Kıyamet Park"dır. Birgün Alper'in dayısı onlara tatil için bir fırsat sunar. Ailecek Antalya'ya yani "Kıyamet Park"a tatile giderler. Lüks otelde bir gazeteci öldürülür..Dahi dedektifimiz Alper Kamu'nun bu sefer 8 yaşlarında dahi bir rakibi de vardır. Altan....Alper avantajlı çünkü birinci kitapta ayrıldığı can dostu Hakan yanında...Altan'la iddiaya girmişlerdir cinayeti önce kim çözecek... Hercule Poirot'u aratmayan Alper Kamu gri hücreler yerine hayal arkadaşları ile beyin fırtınası yapmaktadır. Burada da muziplikleri, olmazsa olmaz felsefi yaklaşımları, arkadaşlık, dostluk temalarını işlendiği, cinayetin çözümüyle ters köşe olacağınız bir eser.. Bir Alper Kamu film serisinin güzel olacağını düşünüyorum...Alper Canıgüz'ün "Bir Kamu Davası" serisinde dolgun bir olaylar zinciri mevcut..yönetmenlerin en yakında zamanda keşfetmeleri temennisiyle...
Kıyamet Park
Kıyamet ParkAlper Canıgüz · Alfa Yayıncılık · 20212,307 okunma
220 syf.
8/10 puan verdi
·
19 saatte okudu
"Hayatı anlıyorum.Sadece kabullenemiyorum."
Alper Canıgüz'ün "Bir Kamu Davası" serisinin ikinci kitabı "Cehennem Çiçeği"dir. Dünyanın en küçük ve dahi dedektifi 5 yaşındaki Alper Kamu, amcasının ölümünün ardından gizemli Adalet Hanım'ı aramaktadır. Aynı zamanda mahalleye yeni taşınan ailenin oniki yaşındaki oğlu Ümit, engelli kardeşini boğarak öldürdüğünü itiraf etmiştir. Gerçekte katil Ümit midir? Bunlar yetmezmiş gibi birde Pamuk Nine cinayetini de çözecektir. Alper Kamu'nun yine muzipligiyle,bilgiçliğiyle, felsefik yaklaşımlarıyla,arkadaşlık, dostluk temalı bir polisiye macerası.. Dikkat, ters köşe olabilirsiniz.
Cehennem Çiçeği
Cehennem ÇiçeğiAlper Canıgüz · Alfa Yayınları · 20206,5bin okunma
228 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Alper Kamu (Albert Camus)
Alper Canıgüz'ün "Bir Kamu Davası" serisinin ilk kitabı "Oğullar ve Rencide Ruhlar"dır. "Beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürüme başlar." Dünyanın en küçük dedektifi Alper Kamu, 5 yaşında anaokulu ona çok sıkıcı geldiği icin okulu bırakmış, okuma yazmayı öğrenmiş, Dostoyevski,Oğuz Atay,Nietzsche okuyan, muzip karakterli,sosyal bir çocuktur..Komşuları Hicabi Bey'i Deli Ertan'ın öldürmediğini ispat edebilmek için gerçek suçluyu aramaya başlar.. Yazarın psikolog olması, hikaye içerisinde hissedilmektedir. Yazar, devlet kurumlarının yapısı ve isleyişini eleştirmekte, bu kurumlarda çalışanları yozlaşmış bulmaktadır. Tasvip ettiğim yerler olduğu kadar onaylamadığım yerler de mevcuttu. 5 yaş çocuğunu anlattığını düşünerek çocukların okuyabileceği bir kitap olduğunu düşünmeyin. Romanda pek çok yerde küfürlü ifadeler var. Roman kahramanı, gizli gizli bira içebilmekte, karşı cinse fiziksel ilgi duyabilmektedir.
Oğullar ve Rencide Ruhlar
Oğullar ve Rencide RuhlarAlper Canıgüz · Alfa Yayınları · 202010,9bin okunma
282 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
"Öğrenmenin yolu yaşamaktır "
"Pişmanlıklarını telafi etme şansın olsaydı, bazı konularda farklı davranır mıydın?" Nora, çok zor bir dönem geçirmektedir. Yakın zamanda annesini kaybetmiş, çok sevdiği kedisi ölmüş, işinden kovulmuş, düğüne iki gün kala nişanlısından ayrılmış, abisiyle arası bozulmuş, ders verdiği öğrencisi ders almaktan vazgeçmiş, yaşlı komşusu bile artık yardım istememektedir. Dünyada kalmak icin artık hiçbir sebebinin kalmadığını düşünür ve hayatını sonlandırmak ister. Ölümle yaşam arasındayken ona pişmanlıklarını düzeltme imkanı verilir. Kütüphanededir ve her bir kitap ona, olmak istediği başka yaşamlar sunacaktır.. "Her yaşam milyonlarca seçim ihtiva eder. Kimi büyük, kimi küçük. Fakat bir kararın yerine başka bir karar geçtiğinde, bütün sonuçlar değişir. Dönüşü olmayan bir sapma gerçekleşir ve bu da başka sapmalara yol açar." Bu kitabı beğenenler kadar beğenmeyenlerinde sayısı çok fazla... Zıt görüşün olmasının en önemli sebebi; bu kitabın hayatınıza hangi dönemde girdiğiyle alakalı...aynı tarzda yazılan birçok kitap var...eğer onları okumadan bunu okuduysanız ilk sıralara, eğer onlardan sonra okuduysanız, size tekrar gibi geldiği için, en altlara inecektir...
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,3bin okunma
224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Gri hücreler iş başına
Bir Hercule Poirot macerası.. Bir dairede üç genç kız yaşamaktadır. Kızlardan biri Poirot'un'ın evine gelir, bir cinayet işlediğini söyler ve hızla oradan uzaklaşır. Ama ortada ölü yoktur. Hikayede Poirot'a yardımcı bir de cinayet yazarı Bayan Oliver eşlik etmektedir. Agatha Cristie her zamanki gibi bu romanın sonuyla da okuyucuyu ters köşe yapacaktır... İyi okumalar...gri hücreleri çalıştırmayı unutmayın...
Üçüncü Kız
Üçüncü KızAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20201,136 okunma
Reklam
107 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Anadolu İnsanımız
Mustafa Çiftci'den okuduğum ilk öykü kitabı...diğer kitaplarını da en yakın zamanda alıp okuyacağım. Dili sade ve akıcıdır. Yerine göre şiveli olarak yazmıştır. Öykülerinde aile sıcaklığını, arkadaşlığı, dostluğun ne demek olduğunu, ahlaki değerleri, esnaflığın püf noktalarını, hayatın zorluklarında pes etmemeyi nükteleriyle birlikte anlatarak okuyucuyu hikayede tutmayı başarmıştır. Ah Mercimeğim 6 öyküden oluşuyor. 1.Ah Mercimeğim 2.Baba Neredesin? 3.Bacanaklar 4.Bahar Eyyamında Bülbül Sesinde 5.Köfte Ekmek 6.Uykucu Duman ve Ben
Ah Mercimeğim
Ah MercimeğimMustafa Çiftci · İletişim Yayıncılık · 20171,298 okunma
125 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Fareler ve İnsanlar İncelemesi ( Dağın Görünmeyen Kısmı)
John Steinbeck roman yazarken kullandığı kelimeleri özenle seçerek yazar. Hikayesinde gecen bir olay yada esya orada sebepsiz olarak bulunmamaktadır. Ya o kelime birsey anımsatır yada romanın ileride olacak olay örgüsüne önceden ipucu verir. Birkaç ornek; ____spoiler içerir _______ -Hikayenin geçtiği yer olan Soledad ispanyolca'da
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023172,1bin okunma
320 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Latife Hanım
İzmir'in en zengin ailelerinden Uşakizadelerin kızı olan Latife Hanım, 5 yabancı dil bilen, Sarbonne Üniversite'nde Hukuk ve İktisat okumuş, genel kültürü yüksek bir kadındır. Atatürk kendisiyle evlendiğinde 24 yaşındadır. Hırslı, aceleci ve özgüveni yüksektir. 2 yıl 6 ay 5 gün evli kalmış ve Atatürk tarafından evlilik noktalanmıştır ve bir daha birbirlerini görmemişlerdir. Fatih Bayhan bu kitabında Latife Hanımın Atatürkle evlenme sürecinden başlayarak evliliğin bitimine kadar olan süreci bilgi ve belgelerle, dönemin şahitlerinin hatıratlarıyla kalemini güçlendirmistir. Lakin olumsuz bir tarafı bu durum kitapta tekrarlara sebebiyet vermistir. Evliliğin bitiminden sonraki dönem, yani Latife Hanımın son 50 yılına ait kısım kitapta bahsedilmemistir. Latife Hanım'in en önemli özelliklerinden biri mektuplaşmayı sevmesidir. Düzenli günlükler tutan duygularını mektuplara dökmeye bayılan, içli yazılar yazabilen birisidir Latife Hanım. Günlüklerine ait 5 defteri, Atatürkle evliliğin çoğu seyahatlerde geçtiğinden bu seyahatlara ait tuttuğu defteri, kendisinin yazmış olduğu bir romanı, sayısız birçok mektubu, edebi ve tarihi yazmış olduğu notları Türk Tarih Kurumunun kasasında durmaktadır. 1980 yılında alınan kararla 25 yıl sonra açılmak üzere kasaya konmuş fakat 2005 yılında da ailenin açmış olduğu davanın sonucu ile süresiz olarak açılmamak üzere kasada bekletilmektedir. Ders kitaplarında okutulan görünen kısımlara gelene kadar arka planlarda neler yaşandığının bilinmesi açısından okunmaya değer olduğunu düşünüyorum.
Latife Hanım'ın Kağıtları Açılan Sanduka
Latife Hanım'ın Kağıtları Açılan SandukaFatih Bayhan · Timaş Yayınları · 2017131 okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Veda (Makine Devri)
Bilinmeyen bir gelecekte Prof. Choi, oğlu Cheol ve biri robot ikisi gerçek üç kedisiyle birlikte yaşamaktadır. Profesör bir yapay zeka geliştirme kampüsünde robotlar ve insansı robotlar (hümanoid) üzerine çalışmaktadır. Oğlu Cheol'ü okula göndermek yerine kendisi geleneksel Çin eğitimini vermektedir ve dış dünya ile iletişimine izin vermemektedir. Dış dünyada yapay zeka ve insanlar arasında bir kaos vardır. Bir gün görevliler, insan ve hümanoid olduğuna dair herhangi bir kaydı olmayan Cheol'u , toplama kampına götürürler. Burada Cheol kendi kimliğini bulma yolculuğu başlayacaktır. Yapay zeka üzerine yazılan, bilim kurgu ve distopya tarzında ama felsefi yönde düşündürücü sorgulamaları olan bir romandır...Dili sade ve akıcıdır. Yazarın, "Bir Katilin Güncesi" romanından dokuz yıl sonra, bu romandan farklı bir tarzda yazmıştır. Taslaktaki adı "Makine Devri" iken hikayenin gidişatıyla "Veda" ya dönüşmüştür. Kim Young-ha roman bitiminden sonra "Veda Ederken" başlıklı son bölümde kitap ile ilgili düşüncelerini belirtirken "bundan sonra böyle bir hikaye yazabileceğimi sanmıyorum" demistir. Bu son bölüm bende, yazarın kitap yazmaya da "Veda" ettiği izlenimini bırakmıştır.
Veda
VedaKim Young-Ha · Timaş Yayınları · 2023249 okunma
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Anda kalmak
Byıonğsu Gim yetmiş yaşlarında eski bir seri katildir...30 sene öncesine kadar cinayetleri mesleği gibi yapmış hiç birinde suçluluk duygusu duymamıştır...son dönemlerinde Alzheimere yakalanmıştır. Yaşadığı kentte bir katil birbiri ardına kadınları öldürmeye başlayınca kızı Inhi için endişe duyar...Asıl hikaye burada başlayacaktır...Siz hikayenin gidişatıyla ilgili tahminlerde bulunmaya başlarken sonuç sizi ters köşe edecektir.. Cinayetlerin işletmesinden çok katilin ruh halinin anlatıldığı psikolojik bir romandır. Akıcı ve sade bir dili vardir...her daim sizi hikayede tutabilmektedir.
Bir Katilin Güncesi
Bir Katilin GüncesiKim Young-Ha · Timaş Yayınları · 20213,722 okunma
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ahhh Ali Ulvi ah, nedir başına gelenler
Kitap alışverişinde kitapları genelde ya içeriğine bakıp öyle seçerim yada tavsiye üzerine seçerim..Toplu bir kitap siparişinde incelemeden aldığım bir kitap...iyiki de incelememişim...Mizahi içerikleri pek sevmediğim için almazdım. Ama bu kitap fikrimi değiştirdi.. II. Dünya Savaşı sonrası, bir tapu kadastro katibinin(Ali Ulvi), Hitler ve adamlarıyla yolunun kesişmesi üzerine yazılan mizahi bir roman... Yoğun kitap okumalarınızın arasına dinlenme molası için okuyabileceğiniz bir eser...çok gülüp keyip alacaksınız. Dönemin devlet daireleri içerisinde geçen resmi konuşma dilinin yanı sıra halk şivesi de kullanılmış... Tasvirleri, kişileri hayalinizde rahatlıkla canlandırabileceğiniz kadar nettir... Benim için rahatsız eden tek nokta anlatım kısımlarında cümlelerin uzun olması oldu...anlayabilmem için tekrar tekrar okuduğum vakitler oldu... Bazı cümleler kitaba has cümleler, bazı cümleler de kitapta geçen kısımdaki olayları hatırlatıp sizi gülümsetecek olan cümleler... Bunlardan birkaç tanesi; - Yermük ve Trafaltar Baldır Bacak İşleri Genel Sekreterliği - düttürü dubara züttürü zubara - çay getirek de içek - kazak kazak durak - de galh gidek - Ay bırakın beniiii...Bırakıııın! Gideceğim ben! Merzifon'daki bacımın yanına gideceğim! Bırakıııın!... - Gökten zembille inmiş.. (Zeplinle) - Borudan girmeyen su bacadan giriyor eve.. - Varlıkları bile kuşkulu olan insanların yokluklarını ispatlamaya kalkmak.. ve daha neler neler.... Okuyun, okutun pişman olmazsınız. Hadi daaa!...
Yermük ve Trafalgar Baldır Bacak İşleri
Yermük ve Trafalgar Baldır Bacak İşleriSerdar Uslu · Timaş Yayınları · 2022223 okunma
Reklam
176 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Aidiyet
Bir insanın bir topluma aidiyet duygusunu veren ismidir. İsmi yoksa o yerde varlığını kabul ettiremez ve hep görmezden gelinir. Kitapta anlatıcı olan Zuhur, büyükannesinden bahsederken; "Pişmanlık duygusundan, görmezden gelmekten, aldırmazlıktan, aldırmıyor gibi görünmekten boğuluyorum."(s.8) "...o ev,o avlu, o ağaçlar bize aitti.
Turunç Ağacı
Turunç AğacıJokha Alharthi · Timaş Yayınları · 2023133 okunma