Sen tut, tabiatın şaşmaz, hiçbir yerde değişmez kanunlarını hor gör, sonra o senin yaptığın, bir taraflı, acayip münasebetsiz kanunlara uymaya çabala.
Bu dünya karşısında o kadar çaresiz ki .
Reklam
Herkes sürekli bir değişim içerisinde. Doğası değişen şey, hiçbir zaman aynı kalmaz. O değişmeden önceki halin- den farklı bir şeydir artık. Sen de, ben de dün başkaydık, bugün başka insanlarız; yarın başka insanlar olacağız. Aynı yasaya göre hiçbir zaman aynı kalmayacağız.
Sayfa 19 - Alfa, Çev: Cengiz ÇakmakKitabı okuyor
" Yazar, gerçek yazar, sanki yazı ve kitap daha önceden varmış da, o, sadece onu ortaya çıkarmaya çalışmıştır. "
Sayfa 280 - Diriliş YayınlarıKitabı okuyor
“Birinden hem nefret etmeniz, hem de içinizden ona acımanız ne gariptir.”
Sayfa 265 - Altın Kitaplar
Sanırım insan ne kadar umutsuzsa mucizelere de o kadar kolay inanıyor.
Sayfa 18
Reklam
"Hayattan hiç korkmamışımdır, ama bir gün hayata doyabileceğimi hiç hayal etmemiştim. Hayat beni o kadar doyurmuş ki hiçbir şeye arzu duymuyorum."
“Semaya bakmanın on faydası vardır denildi. Üzüntüyü eksiltir, vesveseyi azaltır, bu evham korkusunu giderir, Allah’ı hatırlatır, kalbinde Allah’a karşı saygı yeşertir, olumsuz fikirleri siler, sevda hastalığına fayda verir, müştak olanları teselli eder, birbirini sevenlere ünsiyet verir. O Sema ki dua edenlerin kıblesidir.”
56 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Ve sonuncu aksilik de yaşandı, subayın bedeni uzun iğnelerden kurtulmadı, kanını boşalttı ama kendisi çukurun üstünde asılı kaldı. Tırmık eski yerine geri dönmek istiyordu ama yükünden henüz kurtulmadığının kendisi de farkındaymış gibi çukurun üstünden ayrılmadı. “Yardım etsenize!” diye bağırdı gezgin, askerle mahkûma doğru, kendisi de subayın ayaklarını tuttu. Kendisi bu uçtan ayaklara bastıracaktı, öbür ikisi de karşı tarafta subayın başını tutacaklardı, böylece subay usulca iğnelerden kurtarılacaktı. Oysa o iki adam bir türlü gelmeye karar veremediler; mahkûm adeta arkasını döndü; gezginin onların yanına gidip ikisini de zorla subayın başucuna getirmesi gerekti. O sırada neredeyse istemeden cesedin yüzünü gördü. Canlıyken nasılsa yine öyleydi; vaat edilmiş kurtuluşun hiçbir işareti yoktu o yüzde, başkalarının o makinede bulmuş olduklarını subay bulmamıştı; dudakları sım- sıkı birbirine bastırılmıştı, gözleri açıktı, hayat ifadesi taşıyorlardı, bakışları sakin ve ikna olmuş gibiydi, bü- yük demir iğnenin ucu alnını delip geçmişti.
Ceza Sömürgesi
Ceza SömürgesiFranz Kafka · Yapı Kredi Yayınları · 20198,4bin okunma
Herkes korkar bazen korku ile ilgili yapabileceğimiz en iyi şey onunla arkadaş olmaktır. Onu kabullen ve her zaman yeniden ortaya çıkacağını bil dünyamızın mı ilişkilerimizin böylesine karmaşık olmasının temel bir nedeni varsa o da endişemizden korkumuzdan ve utancımızdan uzun vadeli sonuçlarına bakmaksızın olabildiğince çabuk kurtulmaya çalışmamızdır bunu yaparken genelde başkasının suçlaması doğru en iyi gerekli veya gerçek düşüncelerimizle karıştırırız Korkunun Dansı
Reklam
68 syf.
·
Puan vermedi
Bu yurdu bize verenler... Mekânları cennet olsun. İncecik kitapta bir çok duygu var. Tarihi sırf ders için değil de bu yurdun tarihini, acılarını, çabalarını öğrenebilmek için uğraşsak keşke. Belki o zaman her şey daha farklı olabilirdi.
Bu Yurdu Bize Verenler
Bu Yurdu Bize VerenlerAziz Nesin · Adam Yayınları · 2005186 okunma
Woody Allen’ın kadınları hep iyi şeyler olsun isteyen, sorunları çözen, asla seslerini yükseltmeyen, başkaları seslerini yükseltip sinirlendiğinde de buna uysalca katlanan kadınlardır, bu kadınların kendilerini değil başkalarını düşündüğü aşikardır, onlara karşı çıkmak, onlardan farklı düşünmek zordur çünkü yumuşak başlı ve iyidirler, ayrıca bu kadınlar çoğunlukla istediklerini alırlar. Bu kadınlar genellikle amaçlarına ulaşırlar, şaşırtıcı bir şekilde yerine gelir istekleri, gelmeye devam eder. O, bu kadınların özenli davranma kisvesi altında verimli olduğu kadar kadınca da olan bir iktidar dili geliştirdiğine inanıyordu.
Sayfa 208 - Siren Yayınları
Yavuz Sultan Selim
Devrinde Osmanlı hazinesi ve varidatı fevkalade yükseldi. Harcamalarda ise o derecede muktesid (tutumlu) tavrı vardı. İstanbul dahil imparatorluk sathındaki Yavuz Selim devri camileri fevkalade mütevazıdır.
Sayfa 260 - Kronik Kitap, 9. Baskı: Mart 2022
Artık ne benliğimi esir almış olan o katı kurallar, ne de beni boyunduruğa almış olan o düzene körü körüne bağlılık duygusu var... Hiçbiri kalmadı, korkuyu yendim. Bitti. Özgürüm, tıpkı gökyüzündeki parlak ay gibi, bu gecenin parlak yıldızlarından bir yıldız gibi. Bu kadar işte. Sınırları, ölçüleri, kuralları ayaklarımın altına alıp çiğnedim. Beni sımsıkı sarmış olan o katı sınırları geçtim işte. Yüreğimi ve ruhumu tek kalıba sokmuş olan o sınırlar yok artık hayatımda.
Sayfa 324 - İthakiKitabı okuyor
''Oğlum! İnsanlarla az, Rabbinle çok konuş. Belki o zaman kalbin Rabbini görür.'' Muaz b. Cebel
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.