Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
_Şeytanla anlaşmak, yani Nevrotik kişinin kendi benliğinden vazgeçmesi, ruhunu satmasına karşılık gelmektedir. Psikiyatride bunu "kişinin kendine yabancılaşması" olarak adlandırıyoruz. Tıpkı bellek kaybı ve kişiliksizleşmede olduğu gibi kişi, kimlik duygusunu yitirmiş, kendine aidiyeti kalmamıştır. Sanki bir sis bulutu icindeymiş gibi
Reklam
Nietzsche'ye göre erken Yunan tragedyasının tek ko­nusu, Tanrı Dionysos'un çektiği acılardır. O, Euripides'e kadar Dionysos'un trajik kahraman olmaktan çıkmadığını, böylece Yunan sahnesinin Prometheus ve Oedipus gibi tüm tanınmış figürlerinin asıl kahraman Dionysos'un maske­leri olduğunu iddia eder. Önemli olan, yalnızca Tanrı Di­onysos'un sahnede nasıl göründüğünü takdir etmemizdir. Onun günah işleyen, çabalayan ve acı çeken bir bireyi an­dıran görünüşü, rüyaların ve görünen dünyanın mütercimi olan Apollon'un etkisi dolayısıyladır. Gelgelelim Nietzsche, gerçekte kahramanın acı çeken Esrarlı Dionysos olduğunu, yani onun bireyselleşmenin acılarını kendi kişiliğinde de­neyimleyen, Titanlar tarafından bir çocukken parçalara ay­rılan fakat aynı zamanda kendi korkunç durumunun tam bağrında da parçalara ayrılan bir Tanrı olduğunu söyler. Nietzsche, Dionysos'un bireyselleşmesi nedeniyle acı çek­tiğini, tüm ıstırabın kaynağı olan ve reddedilmesi gereken şeyin bireyselleşme olduğunu ekler.
Sayfa 23 - Runik KitapKitabı okudu
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
_Uyanmanız için ne kadar çok tiksinti biriktirmemiz gerekiyor? _Nerede tükettin ömrünü? Bir hareketin hatırası, bir tutkunun işareti, bir maceranın parıltısı, güzel ve firari bir cinnet - geçmişinde bunların hiçbiri yok; hiçbir sayıklama senin ismini taşımıyor, seni hiçbir zaaf onurlandırmıyor. İz bırakmadan kayıp gittin; senin rüyan neydi
_Din, yaygın bir tür ruh hastalığıdır; saplantı nevrozudur, çarpıtılmış masallardır, gerçeğin inkarı sonucu oluşan toz pembe yanılsamalar sistemidir, uydurmadır, hurafedir, putperestliktir. Bu putlar ise kendi fantezilerimizdir. Dine karşı olan şeye hakikat denir. Tanrı ise abartılmış bir baba figürüdür. _Din, ırkın karakteridir _Uygarlığı
Reklam
_Her insan sapıktır ve birkaç istisna dışında, sevgili insan kardeşlerim beş para etmeyen değersiz varlıklardır. Tüm kalbimle buna inanırım. En sağlıklı insanlarda bile sapıklık eksik değildir ve bu normal süreçtir ki sapıklıklarını bastıranlar bunu nevrozla öderler. Nevroz, sapıklığın negatifidir. Normal sayılan kişi ise benim için anormaldir.
Fallik dönem: Gelişimin bu döneminde, cinsel organların işlevlerine ilişkin cinsel ve saldırgan içerikli duygular önem kazanır. Bu dönemde oluşan ve babasını öldürdükten sonra annesiyle evlenen Teb kralından adını alan Oidipus kompleksi, farklı cinsten olan ebeveyne karşı cinsel duyguların, aynı cinsten olana karşı ise düşmanca duyguların oluşmasıyla belirlenir. Erkek çocuk annesine sahip olmak ve babasını aradan çıkarmak, kız çocuk annesini uzaklaştırarak babasına yakınlaşmak ister. Üç ile beş yaş arasındaki çocuğun davranışları Oedipus kompleksinin etkisi altındadır. Beşinci yaştan sonra bu etki ortadan kalkar ya da bastırılarak yaşam boyu kişiliği etkileyen bir güç olarak kalır. Karşı cinse ve otoriteye karşı geliştirilen tutumlar Oedipus kompleksi tarafından belirlenir. Oidipus kompleksi erkek ve kız çocukta farklılık gösterir. Başlangıçta her ikisi de ihtiyaçlarını karşıladığı için anneye bağlıdır ve annenin sevgisini paylaştığı için babadan hoşlanmazlar. Bu duygular erkek çocukta sürer, kız çocukta ise değişikliğe uğrar.
Vampirlik
Vampirizmin ortadan kalkması gerekiyor Bazı kişilerin arkadaşları üzerindeki meraklı etkisi Aynı kişilerin elektrik pilleri üzerindeki etkisi Morbid raportları Oedipus karmaşık Psişik parazitizm Berberlangs Vampirlik vakasının tanımı Güneydoğu Avrupa'da Batı Cephesi Vampirizminde Nekrofili Vampirizmin Bulaşıcılığı Anormal "sivrisinek
Mesela, Freud, Oedipus ve Elektra kompleksleri gibi en önemli teorilerini mitolojiye dayandırır ve adlandırır. Bir kısım televizyon programı, sinema, bilim-kurgu edebiyatı, günümüzde de mitolojiye dayanmaktadır. Mit, adeta, yaratıcı temel gücü temsil eder.
Reklam
Yakın akraba evliliklerinin sakat doğumlarla sonuçlanmasından ötürü üremenin kalitesinin düşmesi söz konusu olabilir. Bu yüzden, insanlığın ortak aklı, insan türünü doğal ayıklanmadan kurtarmak için enseste karşı bazı önlemler almıştır. Yani insanlarda içgüdüsel olarak ensestten tiksinme eğilimi vardır. İkinci teori psikanalizden hareketle geliştiriliyor. Ensest yasağının kaynağını Freud, babalar ve oğullar arasında ailenin kadınları, bilhassa anne için gelişen cinsel rekabette bulur. Bu çatışma ortamının yarattığı duygusal karmaşayı Freud, Oedipus Kompleksi olarak adlandırır. Ensest yasağı, bu karmaşanın baba lehine çözülmesiyle gündeme gelir. Son olarak, antropoloji disiplininden kaynaklanan bir başka teoriye değinebiliriz. "Westermarck etkisi" de denilen bu açıklamaya göre, özellikle çocukluk dönemlerinde bir arada yaşayan insanlarda cinsel konularda birbirlerine karşı duyarsızlık gelişir. Bu yüzden insanlar bir arada büyüdükleri kişilerin cinsel bir arzu nesnesi olabileceğini düşünemezler.
Sayfa 308 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okudu
Kız çocuğunun Oedipus kompleksine gelince, bastırmanın etkisi altında yalnızca çok yavaşça terk edilecektir. Bundan dolayı, yine Freud'a göre, kadının üstbenliği hiçbir zaman erkeğinki gibi o denli acımasız değildir ve buradan da "her zaman serenişte bulunduğumuz ve kadında eleştirdiğimiz” şu kişilik özellikleri çıkar : erkeğinkinden daha az bir adalet duygusu, varoluşun gerekliliklerine daha az boyun eğme ve kendisini duygular tarafından yönetilmeye bırakma eğilimi vb. Bununla birlikte Freud, kadınlara karşı eleştirilerine rağmen, birçok erkeğin erkeksi idealin berisinde kaldığını kabul eder. Sonuç olarak Freud, feministler tarafından talep edilen cinsiyet eşitliğinin kabul edilir olmadığını ve her birinde hem erkeksi hem de kadınsı özelliklerin bulunduğu değerlendirmesine varır, "öyle ki saf erkeksi özelliklerin ve saf kadınlığın kuramsal oluşumlarının içeriği şüpheli kalır.”
Sayfa 270Kitabı okudu
Villa Diodati'nin hemen yakınında kalan misafirler, bu kasvetli haziran akşamlarında şömine başında bir araya gelip hortlak öyküleri okuyordu. İddiaya göre herkes bir öykü yazacaktı ama Percy Shelley ve Claire Clairmont erken pes etti. Lord Byron, son noktayı koymadığı bir vampir öyküsü kaleme almaya başladı. Polidori'nin hem Vampir'i hem de Ernestus Berchtold Modern Oedipus'u ve Mary Shelley'nin Frankenstein Modern Prometheus'u, işte o haziran akşamlarının karanlık meyveleri haline gelip edebiyat tarihinin mihenk taşlarına dönüştüler. Tabii bu eserlerin fikir olarak ortaya çıkışlarında Diodati tatili boyunca aralarında yaptıkları sohbetlerin, felsefe ve edebiyat tartışmalarının etkisi büyüktü.
Sayfa 10
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.