Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Allahım ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten, kabul olunmayan duadan, fayda vermeyen ilimden sana sığınırım.” Allahım ürpermeyen kalpten sana sığınıyorum. Hissetmeyen bir kalpten sana sığınıyorum. Güzellikleri fark edemeyen, acı duymayan, merhametsiz, yanlış yol üzere olan ama bunu fark edemeyen kalpten sana sığınıyorum. Kanıksanan haramlar
448 syf.
7/10 puan verdi
Bugün 2023'de okuduğum ilk kitapla sizlerleyim. ... "Geçmiş, bazen mutlu bir an bazen acı bir tebessüm. Bazı zamanlarda ise adı konulamayan duygunun adı.. " Eflâl onaylanmayan bie evliliğin meyvesidir ve henüz dünyaya gelmeden hikayesine ölümün gölgesi düşmüştür. İşi,dostu abisi. Hepsi onu "öldürülmek" düşüncesinden bir
Eflal
EflalR. İdeli · Artemis Milenyum · 2022853 okunma
Reklam
Fotoğraf herşeye ölüm fermanı çıkarır. Nesneyi sessziliğe boğarak bırakır. Fotoğrafı çekilen herşey ölümün eline verilmiştir. Sessizlik fotoğrafın elinde herşeyi siler. Böylece sessizlik yitişin adı olur.
Sayfa 42 - Yapı Kredi yayınları
Yaşam ve Ölüm
Yaşama inanmak, ölümün varlığını kabul etmekle başlar. Ölümle barıştığında yaşamla da barışmış olursun. Ölüm ve yaşam birbirinden ayrılamaz. Ölümü kavramak, onu hayatın bir parçası olarak benimsemek insanı özgürleştirir.
Harriet Winslow'un şiddet ve şanın yüzüne baktığı zaman duyduğu hissin adı acımaydı ve en sonunda şiddet de, şan da maskelerinden arınarak gerçek yüzlerini göstermişlerdi: ölümün yüzleri.
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Kaybolan insanlar , vakum bombası, kaktüs...
Kitap, yazar İsmail Keskin 'in İstanbul 'dan Edirne ' ye giderken otobüste gördüğü Suriyeli bir kız çocuğundan etkilenerek bir hikaye kurgulamasıyla başlıyor. Küçük kızın ne adını ne de hikayesini biliyor. Onların umuda yolculuk diye yola çıktılarını ama ölümün buz gibi kollarına koştuklarını sınırlarla ilgili çalışmalar yapan arkadaşından
Kaktüs Çiçeğinin Sürgünü
Kaktüs Çiçeğinin Sürgünüİsmail Keskin · Hayykitap · 201576 okunma
Reklam
İslam zıtlar arası muvazenenin üstün nizamı ya; iyi ile kötünün, yaşam ile ölümün, nefs ile insanın kavgası diyalektik bir örgü çerçevesinde devam eder. Ancak bu örgü, rastgele bir çatışmanın ya da karşılaşmanın getirdiği sonuçlardan mürekkep değil ve hatta başlangıcı olmayan bir var-yok çatışmasının sentezinden ibaret değildir. Aksine «Doğru düşünce olmadan düşünme faaliyeti olamaz» hükmünün çerçevelediği <bulduktan sonra aramanın diyalektiği> üzerine kurulu bir örgüdür. "Her şeyden önce kelam vardı"dan mülhem ilk söz, ilk hakikat; ilk insan, ilk Peygamber. Öyleyse ilk <âlim-ilim sahibi>, kendisine O’nun nuru intikal eden ilk Peygamberdir. İlk hakikat olmazsa hiçbir arayış olamaz. Başlangıç yoksa başlamamış bir olayın ortası, ilerisi, gerisi, derinliği, genişliği olamaz. Başlamak için bilmek gerek, ilk insan ilk bilme bilgisine sahipti. Sonrakiler ilk bilme-bilgi hassesinin yayılması ve genişlemesi ile karşılaştıkları ilk noktadan hareketle mevzuu edindiler. Bu minval üzere ”ilim" de bu arayışların, keşiflerin ve terkibi hükümler halinde dile getirişlerin adı oldu. İlerleyen zaman, bu bilgi birikiminin artmasını, kayıt altına alınmasını sağladı ve sonrasında her bakanın kendi anlayışı nisbetinde ”ilim”den faydalanmasını getirdi.
<<Ulu Tanrım, bize acı, nemiz varsa hepsini al, tek hayatımızı bağışla >>diyenler aynı insanlardı. Şimdi düşündükleri neydi? Herhalde hayatlarını değil, Tanrı'ya adadıklarını kurtarmak istiyorlardı.
Sayfa 13
80 syf.
6/10 puan verdi
#StefanSvayqasəyahət
Deməəək,qəşəng kitab idi(həm də deyildi),yaxşı əsər idi(həm də deyildi).Bax kitabı oxuyanda yaşadığım hisslər və təəssüratlar da belə qarışıq idi.Baş qəhrəmana gah nifrət edirəm,gah ona yazığım gəlir.Qəribə bir yazıqlıq... Əsərin mövzusu: Bir həkimin duyğuları və gündəlik işi arasında parçalanan həyat hekayəsi... Əsərin ideyasına keçməmişdən əvvəl
Amok
AmokStefan Zweig · Qanun Neşriyat · 2018111,2bin okunma
yırtarak geçiyor kalbimizden hayatı da törpüleyen zaman şuramızda bir şey var acıya benzer umuda benzer böyle günlerde hayat hem acıya, hem acıya benzer gün ölümle başlatıyor hayatı her şafak taze bir ölünün üstünde doğuyor her sabah ölümü anlatıyor gazeteler sol köşede ölümü kutsallaştıran bir fotoğraf yeni bir cinayetin röntgenini çıkartıyor gövdeme beynim sabırla keskin iğdişliyor haber bültenlerini, yorumları, sahte ölüm ilanlarını bizim ilanlarımız çoktan verilmiştir gelirse de bilinir nerden ve nasıl böyle ölümün yücedir adı ha kanağacı canım, ha gelincik tarlası çünki ölümün kanıdır besleyen bir başka baharın tohumlarını şuramızda bir şey var bizi onduran şey acıya saran umudu kuşatan
Reklam
Ölüm hakiki varlığımızın en iç özünü oluşturmayan fakat daha çok onun bir tür inhiraf yahut dalaleti olarak düşünülmesi gereken bir bireyselliğin tek yanlılığından kurtuluş anıdır. Hakiki özgürlük yine bu anda gelir ve az önce ifade edilmiş olan anlamda o restitutio in integrum (Daha önceki hale geri döndürme) olarak görülebilir. Ölenlerin birçoğunun yüzünde görülen huzur ve sükünetin kökeni anlaşılan o ki sanki burada saklıdır. Kural olarak her iyi kişinin ölümü rahat ve huzur içerisinde gerçekleşir; fakat isteyerek ölmek, seve seve ölmek, neşeyle ölmek hayattan el etek çekmiş olanın, yaşama iradesinden vazgeçip onu yadsımış olanın ayrıcalığıdır. Çünkü sadece o salt görünüşte değil gerçekten ölmeyi ister ve dolayısıyla o kişiliğinin sürmesine ne ihtiyaç duyar, ne de böyle bir şeyi arzu eder. O bile isteyebildiğimiz varoluşu terk eder; ona bunun yerine gelen bizim gözümüzde hiçliktir, çünkü bunun karşısında bizim varoluşumuz hiçliktir. Buda dininin mensuplarının nezdinde bu varoluşun adı Nirvana, yani sönme, süküna ermedir.
Sayfa 126 - SAY YAYINLARIKitabı okudu
Aşk iyi bir şey ama her şey değil, yalnız aşkla yaşanmaz.
Sayfa 221
Dayanamadığım tek şey insanın kendine acımasıdır.
Sayfa 143
Hiçbir şeyden sorumlu olmadığı halde onu incitiyordum. Ama elimin altında yaralayıp kırabileceğim bir tek o vardı .
Sayfa 123
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.