Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İlim ile Bilim arasındaki fark nedir? Atatürk'ün İlminin Manası Nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün sahip olduğu ilmin ne anlama geldiğini Atatürk'ü dine yamama çabalarını boşa çıkarmak için açıklamak zorundayım. Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini bilmek, öğretmek, öğrenmek aşamasını geçtik. Şimdi o sözlerin manasını öğrenerek yarım kalan devrimi tamamlama aşamasına geçiyoruz. İlim sahibi olmak
Bir gün bütün değer yargıları değişecek ve yargılananlar yargıç, eziyet edenler de suçlu sandalyesine oturacaklardır ve onlar o kadar utanacaklar, o kadar utanacaklardır ki utançlarının ve suçlarının ağırlığı yüzünden ayağa kalkamayacaklardır. O zaman, akıllı ya da akılsız bütün ezilenler, yani bizim caddedeki insanların çoğu, yani öcü geliyor
Sayfa 222 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
Hani büyük adamların ölürken söyledikleri son sözleri hatırlanır hep, “Aman ne büyük söz” diye. Ahmet Haşim helaya gitmek için doğrulurken, on beş günlük karısı, terliklerini ayaklarına geçirmeye çalışıyormuş; yerlere çıplak ayakla basmasın diye Ahmet Haşim. Kadın terliklerle uğraşırken Ahmet Haşim zor durumda, “Aman,” demiş, “aman hanım, bırak şu terlikleri!” ve yatağına yıkılmış! Son sözü bu Ahmet Haşim’in.
Sayfa 1 - PEYAMİ SAFA VE HER “ÇINAR” GÖRÜŞTE HATIRLADIĞIM HALİDE EDİP ADIVAR
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
.. bütün büyük sözler geçerlikten düşmüştü: aşk, şenlik, mutluluk, ev, yuva, ana, baba, koca; bütün bu sözcükler yarı yarıya ölüydü şimdi, günden güne de ölüyordu. Ev, içinde yaşanılan bir yer; aşk, pek metelik verilmeyen bir budalalık; şenlik, güzel oynayan bir çarlistonla ilgili bir deyim; mutluluk, öbür insanlara caka satmak için kullanılan kaypak, ikiyüzlü bir terim; baba, kendi varlığının tadını çıkaran bir birey; koca, birlikte yaşanan, birlikte..eğlencelere gidilen bir adamdı..Yıpranmak! Sanki çok ucuz bir kumaştan yapılmıştı da insan, durup dururken yıpranıyordu. Gerçekte geriye kalan şeylerin hepsi, direngen bir umursamazlıktı! ..Hepsi bu işte! Her zaman söylenen söz buydu: ev, sevgi, evlilik,... Hepsi bu! İnsan ölürken de son sözü: Hepsi bu! olacaktı. Peki para? Aynı söz para konusunda söylenemezdi belki. Para her zaman istenen bir şeydi. ..İşlerin doğal akışı için bile para gerekliydi. Ne yapıp yapıp para bulmak zorundaydınız. Para sahibi olmak zorundaydınız. Gerçekte başka hiçbir şeye sahip olmanız da gerekmezdi. Hepsi bu! Bir can taşımanız sizin kendi suçunuz değildi çünkü. Canınız oldukça para da gerekliydi, hem de en kesin gereklilik. Öteki şeylerin hiçbiri olmadan da yapabilirdiniz. Ama para olmayınca..
Reklam
'Lâilâheillallâh Muhammedün resûlullah’ sözü kula yüklenen ilk sorumluluk, ölürken kuldan beklenen son sözdür.
Napoleon ölürken son sözü "Ordu" olmuştu, Lemarque'nin son sözü ise "Vatan" oldu.
Mesela aklıma kimi zaman rahmetli Tuğrul Beğ’in vezirliğini yapmış ve Sultan Alp Arslan zamanında da bir süre aynı makamı işgal etmiş olan Amidü’l-mülk Kündüri gelir. Nizamü’l-mülk, Kündüri’nin ince zekâsı ve gücünden endişe edip onu bertaraf etmenin çarelerine bakarken ikisi arasında yaşanmış bir hadiseyi size de anlatmak isterim. Alp Arslan
Reklam
..felsefede, tasavvufta, sokakta, masalarda, ofiste, okulda, evde kelimesi, sözü, dediği, düşündüğü nispetinde kıymetli oluyor insan. Ölürken bile: Kelime-i Şehadet, son anda taşı gediğine koymak, kalptekini dildekine dayanak kılmak. Hudâvendigâr'ın dediği üzere; "kalp deniz, dil kıyısı.."
Yazarın son sözü
Bu dinozor öyle bir yaşa geldi ki artık, bunca genç, bunca çocuk ölürken, daha fazla yaşamak biraz ayıp gelmeye başladı ona. İsteği, çevresine ve kendisine bir başbelâsı haline gelmeden, bu dünyadan göçüp gitmek. Kalanlara sonsuz sevgiler
Sayfa 257 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Tekrar kafile ile hareket ettiğimizde sözü Hz. İbrahim camiinde yapılan katliama getiren rehber; sabah namazını kılan yüzlerce insanın üzerine taramalı silahla ateş açan saldırganı anlattı. Silahı tutukluk yapana kadar müminleri tarayan Yahudi katliamcıyı, cemaat orada etkisiz hale getirmişti. Amerikan asıllı bir doktor olan saldırgan için akli dengesinin olmadığı dedikodusunu yayan hem de onun adına anıt dikerek kutsayan bir zihniyeti de hatırlatmıştı. 29 kişi oracıkta şehit olurken 125 yaralının hastaneye götürülmesine, ilk müdahalenin yapılmasına İsrail askerleri cami çıkışlarını kapatarak mâni olmuşlardı. Yaralılar bir şekilde hastaneye nakledilirken bir kez daha müminlerin üzerine ateş açılmıştı. Hatta şehitlerin defni sırasında yeniden bir katliam ve saldırı düzenleyen işgalciler; akli dengesi olmadığını öne sürdükleri kanlı katilin yarım bıraktığı vahşete devam etmişlerdi. Üstelik bu bahaneyle camiyi kapatmışlar, tadilat gerekçesinin arkasına gizlenerek sinsice ibadethaneye el koymuşlar ve en son açtıklarında yarısından fazlasını sinagog olarak dizayn etmişlerdi. Minare yüzde atmışlık Yahudi kısmında kalmış, anahtar onların zalim insiyatifi ile Müslümanlara keyfi nedenlerle verilmemişti. Cami girişine manyetik kontrol cihazları koymuşlar, demirden dar ve biçimsiz turnikeler yerleştirerek namaza geçişlere caydırıcı bir zorluk kazandırmışlardı. 300 kişiyi ağır yaralayan 67 Müslümanı şehit eden zorba karakteri ve o vicdansızlığın devamcısı olarak katliama devam edenleri düşündükçe oradaki çocuklara zihnimin ve kalbimin nasıl haksızlık ettiğini hatırlayıp kahrolmuştum.
Sayfa 46 - Cezve Kitap Y.Kitabı okudu
146 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.