Sevgi, yetenek ve zevk, tehditlerin yeşerdiği toprak oluyor, yem olarak kullanılıyor, sevgiler korkulara bağlanıyor, yetenek cezaya, ihtiras gaspa, şantaj yasaya dönüşüyor, çalışmanın ödülü zevk aramak değil, acıdan kurtulmak oluyordu, insanlar hayat gücünün esiriydi, yaşamakta ne tür bir zevk bulabiliyorlarsa, o da bu esaretin aracıydı. Dünyanın kabullendiği düzen buydu, düzenin anahtarı da belliydi. İnsanın var olma sevgisi, bir işkence devresine bağlanmıştı. Sunacak hiçbir şeyi olmayan adamın, korkacak hiçbir şeyi de yoktu. Hayatı mümkün kılan, ona anlam katan değerler, yıkım araçları hâline gelmişti. İnsanın elinden gelenin en iyisi, aynı zamanda bir acı aracıydı. İnsanın dünyadaki hayatı artık pratik olmayan bir şey hâline gelmişti.