Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
“. Duygu Asena’nın adıyla bütünleşen eser; kadın meselesini geniş bir toplumsal platforma taşımış, Duygu Asena’yı Türk okuyucusuna iddialı bir isimle tanıtmıştır. Asena’nın yumuşatarak ve sadeleştirerek feminizmin söylemlerini geniş kadın kitlelerine sunduğu Kadının Adı Yok dönemi için öncü bir eserdir. Kitap baştan sona bir kadınlık hali
Kadının Adı Yok
Kadının Adı YokDuygu Asena · Doğan Kitap · 06,4bin okunma
544 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İki kitap da okuduğumuz Jules nerede. Şeyy çünkü neredeyse orada kalsın çünkü ben Çarpık Nefrette ki Jules’e bayıldım. Ne istediğini bilen, istediğini aldıktan sonra ona sımsıkı sarılıp asla bırakmayan birisiydi. Bayıldım kendisine. Kitaba başlamadan önce nefret ettiğim kız karakterlerin başında yer alıyor olabilirdi kendisi ama kitabı okuduğumda
Çarpık Nefret
Çarpık NefretAna Huang · Martı Yayınları · 20231,419 okunma
Reklam
318 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ömer Hayyam
Semerkant ‘ı 2016’da okumuştum , bu yıl tekrar okumaya karar verdim. Orta Doğu ‘da kanın, gözyaşının hiç dinmediğini yıllar içinde tecrübe etmiş biri olarak, oraya dair bir çok kitap okudum. Hepsi içerisinde Semerkant başka, Ömer Hayyam ‘ı ben bu kitapta buldum. Hasan Sabbah’la ilgili de çokça kitap var ve ben iddia ediyorum ki bu konuda da Semerkant başka . Yazarın kurmaca gücü oldukça iyi, Amin Maalouf o coğrafyayı oldukça başarılı anlatıyor, anlatmakla kalmıyor bizi oraya götürüyor; kendinizi bir anda İran sokaklarında buluyorsunuz. Peki mutlu musunuz? Ben Hayyam ‘ı tanıdığım için “ evet” ama çatışmaların, savaşların içinde kaldığım için “hayır” Hiçbir savaşı onaylamadım, onaylamıyorum. Bir dursun artık Doğu- Batı. Sosyal mesaj verme zamanı değiller geldi kulağıma, tam da zamanı. Bir gün bu dünyada sen, ben ayrımı olmadan çocuklar aynı bahçede oynarlar, en büyük dileğim! Mutlaka okumanız gereken bir kitap, diyerek sözümü burada noktalamak istiyorum güzel insanlar
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 200161,5bin okunma
126 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kader; daha bebekken anne va babasını kaybeden, farklı etnik kökenlere sahip oldukları için, hem annesinin hem de babasının aileleri tarafından istenmeyen, yetimhanede büyüyen çocuklardan biri... Kader'in kadersizliği bu kadarla da kalmamış on üç yaşından itibaren, yurt güvenlik görevlileri ve onların arkadaşları tarafından neredeyse hemen her gün tecavüze uğramış, yurttan ayrıldıktan sonra da hayat oradan oraya savurmuş Kader'i. Aşık olduğunu zannettiği adam ise başına gelenleri öğrendiğinde istememiş onu, tüm bunlar yetmezmiş gibi yasadışı bir örgüt üyesi olan aşık olduğu adam, ondan canlı bomba olmasını istemiş, ve işte kitap tam da buradan başlıyor, bir hafta sonra kendisini patlatacak olan Kader, kendisini, hayatı, insanları ve yaşadıklarını sorgulamaya başlıyor. Kader'in son yedi gününün ve tüm bu sorgulamalarının yer aldığı kitap oldukça düşündürücü... Psikoloji ağırlıklı, bol soru işaretli bir kitap. Bazı yerlerde Kader'e çok kızsam da bazı yerlerde gözyaşları ile okudum. Elbette bu genç kadının yaptığını onaylamıyorum.  O noktaya sürüklenişinin hikâyesi olarak okudum.
Ölüme Gebe
Ölüme GebeAylin Akça · Tilki Kitap Yayınevi · 202311 okunma
679 syf.
·
Puan vermedi
Daima Lilya
Bazı kitapların arka kapak yorumları genelde okuyucuyu çekmek için yazılır ve pek gerçeklik içermez. Ama bu kitaba yapılan bütün övgüler yerinde. Bir kere ilk kitabı okuduysanız Lisbeth ile karşılaşmak gerçekten harika. Okumadıysanız lütfen okuyun. Aslında ben bu seriyi daha önce okudum fakat incelemeleri böyle arada derede yapıyorum.
Ateşle Oynayan Kız
Ateşle Oynayan KızStieg Larsson · Pegasus Yayınları · 20136,3bin okunma
184 syf.
7/10 puan verdi
Muhtelif 1
Muhtelif 1
Altay Cem Meriç
Altay Cem Meriç
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki kitabın yazarına nötr bir şekildeyim hatta bir zaman kitabın yazarı kendisini eleştirdiğim için beni Twitter'da engellemişti sonra engelimi kaldırdı aramızda öyle bir olay da yaşanmıştı. Kitap isminden de anlaşılacağı üzere ateist, deist, agnostiklerin sorularına cevap bulma mahiyetinde
Muhtelif 1
Muhtelif 1Altay Cem Meriç · İnsan Yayınları · 2023444 okunma
Reklam
277 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Aile dizimi
Aile diziminin kitap bullmuş hali diyebiliriz. Yeni bir alan ve insanın duygudurumunu evveliyatından çıkarma şekli. Çekirdek dil yöntemi yenillikçiydi Kitaptaki en ilginç şey birini affetmeye dayalı söylemler, biraz kişisel gelişim kitabı gibiydi. Bu tarz telkinleri pek onaylamıyorum. Kitapta bir çözüme oturtmuyor. Evet benim annem, Benim anneannem bunu yaşamış sonra bana geçmiş Evet bunu anlıyorum kabulleniyorum.Yani sonra? İnsan bir şekilde yine Freud'yen taraftan bakarsak yine aynı şekilde bir nedensellik, tarihsellik anlatıyor ve bir bağlantı kuruyor fakat günlük hayatta bir okuyucu için bu bağlantıyı kurmak tarihselliği anlamak değil de çözümüne de biraz yaklaşmak önemli olur. kitap öyle bir yerden yaklaşıyor ki sürekli şundan ötürüdür bilgisini veriyor Hatta bazı yerlerinde böyle test var bunları mutlaka doldurmak lazım. Tüm bunlar Aile dizimi, genetik olarak davranışı olarak edinebiliriz. Bana her zaman davranışçı olarak gözlemlemek daha mantıklı gelse de yeni bakış açıları kazanmak için önemli. Bu kitabın içinde 50 sayfası, o araştırmalar muazzamdı. psikolojik araştırmalar sonra kişisel gelişim kitaplarına döndü. Değişik bir bakış açısı...
Seninle Başlamadı
Seninle BaşlamadıMark Wolynn · Sola Yayınları · 202212,9bin okunma
10/10 puan verdi
Jorge Luis Borges (1899, Arjantin), şair, öykü ve deneme yazarı. Öyküleri, kendi deyimiyle fantastik öykülerden ya da sonraki söyleyişle büyülü gerçekçilik akımının ürünlerinden. Kum Kitabı 1975 tarihli 13 öyküsüyle olgunluk çağının eserlerinden. Aşağıda öykülerini kendisi tanıtıyor: "İlk öykü , Stevenson'un o birçok kez kalem oynattığı
Kum Kitabı
Kum KitabıJorge Luis Borges · İletişim Yayınevi · 20181,637 okunma
172 syf.
·
Puan vermedi
Yazar neden bu kadar argo kullanmış anlam veremedim .Kadını obje olarak görmesi peki !! Alex kahramanı çok fazla kafa karıştıran bir karakter. Kitabı belirli bir olgunluğa ulaşmayan kimsenin okumasını onaylamıyorum. Erkek kardeşim lise öğrencisi kitabı yarıda bıraktı. Hem toplumum Alex için yaptığı ve onu kobay olarak kullanması hem de Alex'in toplum düzenini bozması kabul edilebilir gibi değil. Kitabı yarıladığım zaman Alex benim için tamamen suçlu ve sosyopat biriydi. Kitabın devamında Alex için yapılan rehabilitasyon tedavisi ve kobay olarak kullanılması kısmında ise toplumu suçlu buldum. Dediğim gibi kitap çok kafa karıştıran bir kitap. Ne yazık ki hepimiz birer otomatik portakal olmuşuz onu öğrendim. İyi okumalar dilerim :)
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,6bin okunma
702 syf.
·
Puan vermedi
Romanımızın kahramanı Raskolnikov tefeci bir kadın olan Alyona'yı ve dindar kız kardeşi Lizaveta'yı baltayla öldürüyor. Cinayetten sonra kendi iç alemine çekiliyor.Annesi ve kız kardeşiyle görüşmesi uzun zaman alıyor.Cinayeti bir türlü itiraf edemiyor.Bu süreçte ona yardımcı olan ana kahramanlar var detaylı bahsetmeyeceğim.Sonunda suçu itiraf ediyor ve sürgün ediliyor.Fakat bu romanda beni en çok etkileyen şey Raskolnikov'un suç ve ceza teorileri.Betimlemeye gelirsek:Yazarımız romanı öyle betimlemiş ki bu suçu onun işleyip romanı kaleme aldığını düşünüyorsunuz.Hatta bununla ilgili bir de doğruluğundan emin olamadığımız mevzu var. Kitap yayınladıktan sonra savcı, Dostoyevski hakkında dava açmış. Gerekçesi ise: " Bir caninin ruhsal durumunu bu kadar gerçekçi ve ayrıntılı anlatan bir kişinin geçmişinde kesinlikle bir cinayet saklıdır. " olmuştur.Ben bu kanıyı onaylamıyorum. ✏✏✏ Çok başarılı bir Rus klasiği ve kesinlikle okunmasını tavsiye ederim.Suç ve ceza kavramlarını sorgulatıyor ve her duruma gerçekçi bakmamızı sağlıyor bu kitap.Çok etkilenmiştim ve okurken hafif zorlanmıştım.Belki 5 sene sonra yeniden sayfalarını açarım neden olmasın.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · İş Bankası Kültür Yayınları · 2006159,1bin okunma
Reklam
136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Kitap öncelikle Sokrates öncesi filozofları, bunların ne olduğunu, o dönemleri, Herakleitos'un ana düşüncelerini sunuş bölümünde sunuyor. Sonra da öğrencileri, arkadaşları tarafından toplanıp hazırlanan sözleri "Fragmanlar"dan oluşuyor. Daha sonra Herakleitos'u onaylayan ve reddeden görüşler sunuluyor. En son ise başka
Fragmanlar
FragmanlarHerakleitos · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,606 okunma
54 syf.
2/10 puan verdi
KIZIL STEFAN ZWEİG 67 SAYFA Zweıg okumayı, sanırım okurların hepsi sever. Minicik kitaplara, psikolojik vurumlarımız yansır da herkes kendinden bir şeyler bulur. Hani şu aşk şarkılarına benzer. Tıpkı bizi anlatıyor dediğimiz. Şimdi gelelim Kızıl'a kahramanımız Berger ruhsal ve fiziksel olarak hasta on sekiz yaşında hayallerinin şehri Viyana'ya gelmiştir tıp okumak için. Asosyal bir kişiliktir. Fiziksel yetersizlikleri, ruhunada yansımış, on sekiz yaşında olmasına rağmen hastalıklı bir çocuk gibidir. Şimdi dikkat! Zweig usta bu senin kalemine hiç yakışmadı. Şaşkınım. Sanırım yazarlarla nasıl bir bağ kuruyorsam edebi yanları haricinde, neyi nasıl yazdıkları beni etkiliyor. Onaylar gibi, normal gibi, acınası yazmış ziraaa. Berger sayfa 25 kız kardeşine hislerinden bahsederken pedofili direk göze çarpıyor. On üç yaşında hasta bir kızın dudaklarına kondurduğu buse, cinsel his le geliyor. Pedofili yi hiç bir şekilde onaylamıyorum, Zweıg Berger i zavallı acınası olarak anlatırken, iğrenç hasta ruhlu demeliydi. Suçluya hoşgörü olmaz. Zweig ustanın beni üzen bir kitabıdır bu. Sevgiyle kalın. " Kimse beni benden daha fazla hor göremez. Kendimi perişan hissediyorum, hasta gibiyim, sakat gibiyim, çünkü herkesten çok farklıyım, gitgide daha kötü, daha değersiz, daha gereksiz olduğumu gözyaşları içinde hissediyorum."
Kızıl
KızılStefan Zweig · Maviçatı Yayınları · 201929bin okunma
124 syf.
7/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
İlk defa Ayer aracılığı ile karşılaştığım meta-etikçilerin ilgimi çekmesi sonucu, bu kitabı da okuma listeme eklemiştim. Meta-etik geçmişteki etik tartışmalarını anlamsız bulan, öncelikle etiğin temel kavramları ve ifade biçimleri üzerine odaklanmamız gerektiğini düşünen, dil felsefesinden etkilenmiş çoğunlukla mantıkçı pozitivizmden beslenen bir görüştür. Meta-etiğin dallarından birisi olan emotivizm (duyguculuk) ise, ahlaki önermeleri sınanabilir olmayan, sadece bizdeki bazı duygulanımları karşıdaki kişi üzerinde de oluşturma çabamızın tezahürü olarak ele alır. Dolayısıyla bir insanın "hırsızlık kötüdür" türünden bir önermesi, "ben hırsızlığı onaylamıyorum, sen de yapmamalısın" türünden bir önermeye çevrilebilir. Tabi, ben biraz daha indirgeyerek anlatıyorum. Kitabın temel konusunu ise Ayer ile beraber bu akımı geliştiren filozoflardan Stevenson'ın görüşleri oluşturuyor. Bu filozofun hiçbir eserinin Türkçe'ye çevrilmemiş olması, ister istemez insanı bu tarz kitaplara bakmaya itiyor. Kitap kısa bir etik tarihi, Stevenson'ın görüşleri ve eleştirilerden oluşuyor. Ben yazarın derdini anlatmak konusunda oldukça başarısız olduğunu düşünüyorum, gerek anlatım şekli gerekse getirdiği eleştiriler karmakarışık, yine de özellikle bu konuya meraklıysanız, o kaosun içerisinde çakan birkaç düşünce kıvılcımı için okumaya değer.
Duygu Ve Etik
Duygu Ve EtikNurten Gökalp · Ebabil Yayıncılık · 20106 okunma
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.