Kitabı bir solukta bitirdim. Oldukça hızlı akan, sade ve kolay anlaşılır ifadeleriyle ortalama bir okuyucuyu rahatsız etmeden tüketilen bir şekilde kaleme alınmış,
güzel bir kitap.
Ancak bence;
Bukowsky nin Factotum undaki karaktere benzettiğim Kahramanın, cevresine ve olaylara bakışı ile ilgili gösterdiği kayıtsızlık hali, oldukça ilginç.
Mahalle baskısı denilen şeyin, mahkeme sırasında kendisini sonuna kadar gostermesi, herkes için bir gerçeklik. Bu derece kayıtsız olmanın da yine herkes için, yaşanılan toplumda bir dizi soruna sebep olması, oldukça doğal. Farklı karakter ve kisiliklerin, farklılıklarını gösterme biçimleri yada genel ortalamadan yaptıkları açı, toplumsal reflekse muhatap olabiliyor. Bu sanırım herkes için geçerli.
Kişinin otokontrol becerisi , zekayı kullanma biçimi ve yaşadığı zamanın ruhuna asgariden göstereceği uyum, tamamen bağımsız bir zihinle ve kontrol edilmeyen, umursanmayan, önemsenmeyen gündelik yaşam refleksleri sonucunda karşılaşılabilecek sorunların en aza indirgenebilmesinin de alt metodu.
Camus, karakteriyle biraz da sanki bu sınırların ve genel kabullerin, ezber bozan davranışlarla zorlanması sonucunda nelerle karsilasilabileceginin cevaplarını aramiş gibi. Belki de bu yolla, büsbütün bu tür bakışın reddiyesini sunmuş.
İyi okumalar diliyorum herkese....