Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Antrepoda gördüğüm, "Yapabilirsiniz, yeter ki Yüce Ana'nın öğretmesine izin verin... Sevgiye inanırsanız ne mucizeler olur," diyen bir kadındı. Kalabalık da katılmıştı onun bu sözlerine, ama bu uzun sürmeyecekti, çünkü mutluluğa giden tek yolun kölelik olduğu bir çağda yaşıyorduk. Özgür irade çok büyük sorumluluk istiyordu; zorlu bir çabayı gerektiriyor, acı ve keder getiriyordu.
Sayfa 239Kitabı okudu
·
Puan vermedi
Sartre bu işi yapıyor!
Uzun bir ileti olacağa benziyor, siz okumadan ona göre önce belirtmek isterim.* İncelemeye önce kitaba aldığım notlar ile daha sonra kitabın içeriği ile başlayacak ve bağlayacağım. İnsan kendi özünü seçiyorsa en büyük şeyi başarabilmiş, varlığını gerçekleştirebilmiştir. Öyleyse Tanrı buna neden yasak koyar? Benim özüm, Tanrı'nın
Varoluşçuluk
VaroluşçulukJean-Paul Sartre · Say Yayınları · 20193,164 okunma
Reklam
Özgür irade ve belirleyicilik/Skinner
Davranışlarımızın özgürce seçilen bir şey değil, maruz kaldığımız çevresel dürtülerin doğrudan bir sonucu olduğunu belirtmiş ve özgürlüğün bir masal olduğunu söylemiştir.
Benimkilere yakın düşünceler
Son geldiğim noktada; etrafımdaki her şeyin aslında bir eylem olduğunu; bir ağacın, bir karıncanın, bir yıldızın, bir gezegenin, bir tekhücrelinin ve hatta bunlarla ortaklaşa biçimde bir insanın bile eylemselleştiğini, devindiğini, dönüştüğünü, bir varlık durumundan başka bir varlık durumuna sürekli biçimde geçtiğini görüyorum. Fakat insan dışında hiçbirisi, bu eylemselliğinin ve devingenliğinin özgür irade ile donatılmış bir özne tarafından motive edildiğini iddia etmiyor. Böylesi bir şeye biz de ihtimal vermiyoruz: Ağacın devinimini, ağacın özneliği ile ilişkilendirmiyoruz. Demek ki yukarıdaki varsayımın; yani bir eylem varsa bilinçli bir eylemci de olmalıdır argümanının evren için hiçbir hükmü yok. Demek ki anladığımız anlamda bir "özne" olmadan da eylem ortaya çıkabiliyor. Ve demek ki eylem ve devinim, bütün varlık formlarının ortaklaşa hakikati olduğundan, bütün varlık organizasyonunun temelini oluşturuyor. En başta kurduğum "Ben, bir devinimdir" cümlesi de tam bu anlamda, "ben" dediğim şeyin devinimin bir parçası olduğunu ve bundan başka da bir hiç olduğunu ifade etmeye çalışıyor. Pekâlâ "ben" dediğim şey de bir devinimse eğer, ben'in buradaki göndergesi, devinimin ben'deki karşılığı olan beden oluyor.
Sayfa 20 - Beyaz Baykuş YayınlarıKitabı okudu
Dil, Nietzsche'nin de ifade etmiş olduğu gibi yalanlar ve eğretilemeler üzerine bir uzlaşıdan başka bir şey değildir. Biz varlığımızı aldatmaca üzerine kurgulamak zorunda olan zayıf varlıklar olarak, zayıflığımızı örtbas etmek için dış dünya, kendimiz ve diğer kendilikler arasında "yalan"dan bir köprü kurmak zorunda kaldık. Bu yüzden de bütünüyle yalanlardan oluşan "dil"i icat ettik. Ve dil bize bir varlık illüzyonu kurguladı. Bu illüzyon zaman içinde varlığımızın olmazsa olmaz halini aldı ve artık tüm varoluşumuzu bu illüzyona borçlandık. Dil yoluyla kurgulanan bu devasa illüzyonun temelinde ise "özne", "özgür irade" ve "ben ideali" vardı. Dil, bütün bu kurgularıyla, insansoyunu kendi yarattığı bir varlık lunaparkına sonsuza dek hapsetti. Üstelik bu öyle bir hapislikti ki; burada kendimize bir özgürlük inşa edecek kadar çok vakit geçirdik. Ama gel gelelim, birileri kanıksanmış mahpusluğumuzu fark etti.
Sayfa 17 - Beyaz Baykuş YayınlarıKitabı okudu
Çocukluğumda içinden çıkılmaz bir kafa karışıklığıyla, ergenliğimde güçlü bir öfkeyle şimdilerdeyse garip, huzurlu, anlayışlı bir kabullenişle irdeliyorum özgür iradeyi. Olmak zorundadan olmalıydıya sonrasında ise olabilirdi belki de diyerek kabul ediyorum olmadığını. Özgür irade yalnızca bir yanılsamadan ibarettir. Tıpkı tanrı gibi o da
Reklam
Büyük sabır gerektiren, uzun, zorlu bir uğraş olan benliğin özgür kılınmasını, gençlere bir karara bakan kolay bir işmişçesine göstermek onları daha baştan yılgınlığa sevk edecektir.
112 syf.
·
Puan vermedi
Özgür irade başka bir çağın mitidir; medeniyet tarafından yıpratılmış bir nesil iradeye inanmaz. Belki zorbalığa sığınır. s 32. Bu kalabalık yalnizlik da neyin nesiydi? s.49. Ve ardından birdenbire anladim ki , hayatımı bekleyerek gecirmisim ve kendimi ölümüne uyuşturmuşum. s. 60. Hayalet Işık Pierre Drieu La Rochelle Tutunamayan bir adam Alain. Kadinlarla iliskileri karmasik, madde bagimlisi, varolusunu sorgulayan, tutarsiz duygulari arasinda gidip gelen bir karakter yaratmis yazar Pierre Drieu La Rochelle. Alain karakteri, birileriyle duygusal bag kurmaya calisan ama bir turlu bunu basaramayan, melankoli icinde kaybolarak yasamina son vermek isteyen bir adamin portresi. Yazar Alain karakterini yaratırken, intihar eden yakin arkadasi Jacques Rigaut'dan etkilenmis. Yazarin hayati da arkadasinin sonuna benziyor . Rochelle dadaist ve surrealist cevrelere yakinlik duyan ve Aragon ile yakin arkadas. Görüşleri zamanla fasizme kayan yazar, Paris'in Naziler tarafından kurtulusundan sonra yasamina son vermiş. Bu acidan bakildiginda, yazarin arkadasi Rigaut ve Alain karakteri ile benzer noktalari oldugunu görebiliriz. Metin bastan sona karamsar ve melankolik bir metin. Icinde insani dusunduren ve alti cizilmesi gereken cok cumle mevcut. Melankolinin icindeki bir adamin sessiz çığlığını herkes duyar ve sever mi bilmem ama ben cok sevdim. Sorgulayan okurlarin sevebilecegini düşünüyorum ama yine de herkese gore bir metin degil. Iyi okumalar
Hayalet Işık
Hayalet IşıkPierre Drieu La Rochelle · Everest Yayınları · 202053 okunma
415 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
“Bir kelime kararını,bir duygu hayatını,bir insan seni değiştirebilir.”
Yoğun ve sürükleyici olan yeni bir düşünce romanı : Nietzsche Ağladığında. Edebiyatla da düşünülebileceğini gösteren müthiş bir örnek... Sahne Psikanalizin doğumu arifesindeki 19. yüzyıl Viyana'sı. Entelektüel ortamlar. Hava soğuk. Aktörler: Nietzche: Henüz iki kitabı yayımlanmış, kimsenin tanımadığı bir filozof. Yalnızlığı seçmiş.
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352bin okunma
Reklam
Dominiklilerin elinden aldığı bu "özgür irade"ye sahip olunduğunda sigaranın dumanı, sıcak bir günde denize girmek, cumartesi günü sinemaya gitmek, radyoda çalınan merengue müziğini dinlemek bedende ve ruhta bambaşka hoş bir tat bırakırdı kesin.
Sayfa 201 - Can yayınları
Niyet, yani ilkelerin benimsenmesinin nihai öznel zemini, tek bir tane olabilir ve tümel olarak bütün özgürlük kullanımını ilgilendirir. Fakat bu niyet de, kendisine atıfta bulunabilmemiz için, özgür bir seçimle edinilmiş olmalıdır. Ne var ki öznel zemin ya da bu benimsemenin nedeni (hakkında araştırma yapmamız kaçınılmaz olsa da) daha fazla bilinemez; zira aksi takdirde bu niyeti bünyesinde bulundurması gereken başka bir maksim, kendi içinde bir zemini bulunması gereken bir maksim kanıt gösterilecektir. O halde söz konusu ya da daha ziyade nihai zeminini, zamanındaki herhangi özgün bir iradi eylemden türetemeyeceğimize göre, (aslında mizacın zemininin özgürlükte bulunmasına karşın) kendisine doğası itibariyle ait olan bir özgür irade biçimi olarak adlandırırız.
Sayfa 37 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okuyor
Özgür olmayı hak etmeyen kimse özgür değildir.
"Hiç kimse, özgür olmayı hak etmiyorsa özgür olamaz." Özgürlük ne bir hak ne de bir olgudur, özgürlük bir ödüldür, en yüce, mutluluk açısından en verimli ödül: Bir manzara için güneş ışığı neyse, yaşamın tüm olayları için de özgürlük odur. Onu kendi çabasıyla ele geçirmeyen yaşamın tüm derin ve kalıcı sevinçlerinden mahrum kalır.
Özgürlük insana ne bahşeder biliyor musun? _ Bilmiyorum. Ne bahşeder? _ Irade gücünü. Özgür ifadenin gücünü bahşeder. Ki bu özgürlükten daha değerlidir. Yeter ki irade gücünün değerini anla.
Sayfa 37 - FarkKitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.