" Mutluluk denen şeyin bir ömür olduğunu, seni kavrayıp alıp götürdüğünü, sonsuza kadar sürdüğünü, çok büyük, çoook büyük olduğunu sanıyor insanlar. Bu yüzden bekliyorlar, çok bekliyorlar, bazen bir ömür bekliyorlar. Oysa mutluluk denen şey an meselesi. Kısacık anlar, küçük zamanlarda saklı. Bazen yere düşen bir yaprakta, bazen bir dokunuşta, bazen bir bakışta, bir bardak demli çayda, parlayan bir yıldızda, yanan bir mumda, soba üstündeki kestanede, mandalina kokusunda saklı. En önemli şey, bunu fark edebilmek... Bazılarımız fark ediyor ama sonra ne yapacağını bilmiyor. Gördüğü güzellik karşısında sırf ne yapacağını bilmediği için çekip giden insanlarla dolu dünya. Yere düşmüş dal parçalan ile bir yumakla oynar gibi oynayan bir sokak kedisini fark edip bir kenarda ona gözükmeden, ürkütmeden izlemek, bir küçük mutluluktur mesela... Sokakta oynayan iki çocuğun birbirine sarılıp gezdiğini görmek ve onlara uzaktan gülümsemek bir küçük mutluluktur. "