"Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Hasan Âli Yücel Klasikleri Sıralı Tam Listesi"
(14.01.2021 Güncel)
Bu liste sürekli güncellenecek, yeni basılan her kitap yoruma ve konuya eklenecektir. Kitap ve yazar adları kolay ulaşım sağlanması adına yavaş yavaş link haline getirilecektir.
Aslında inceleme yazmayacaktım ama baktım ki sitede çok bahsedilmemiş bu kitaptan, o zaman ben bahsedeyim diye düşündüm. Başlayalım bakalım.
Öncelikle Azra Erhat’ı tanımayan, uzmanlık alanının eski Yunan ve Roma olduğunu bilmeyen, kitabın kapağına da dikkat etmemişse, bu kitaba Yunan ve Roma haricindeki mitolojileri öğrenme beklentisiyle
Kalbi gerçekten temiz insan, tanrısız kalmanın uçurumu ve körü körüne inanç bataklığı arasındaki zorlu yolda atacağı adımın muhasebesini yapmalıdır.
Plutarkhos
Sözler kanatlıdır,” der şair. Elinden kaçırdığın bir kuşu yakalamak zorsa, ağzından kaçırdığın bir sözü geri alıp tekrar onun sahibi olmak imkansızdır.
“Roma’nın güneşi battı.”
Shakespere ve Eseri Hakkında:
William Shakespeare… Onu her incelemede uzun uzun anlatmaya gerek yok. İngiliz edebiyatının en büyük isimlerinden biri olmasının yanı sıra, dünya edebiyatı da ona çok şey borçlu. Antik Yunan’dan devraldığı tragedya sanatı bayrağını gururla ve büyük bir başarıyla taşıyan Shakespeare’in her
''Kişinin içinde yaşadığı topluma karşı duyduğu hoşnutsuzluğun neden olduğu daha iyi yaşam arzusudur ütopya.''*
Utopia, Thomas More'un kendi ''ideal devlet''ini oluşturduğu, içinde birçok tartışmalı konu barındıran, yeni bir türe ismini veren, önemli bir kitaptır. Utopia'da More, hem kendi
Orta dönem Platonculardan biri olan Mestrius Plutarchus; Yunan tarihçi, biyografi ve deneme yazarıdır. Burada da Atina’nın önde gelen devlet adamlarından Aristides ve Bilge Cato’nun yaşamlarını ve siyasetlerini sırasıyla aktarmış. Sonrasında ise bu iki lideri gerek toplumsal ünleri, gerek savaş başarıları, gerekse yaşamsal felsefeleri yönünden son derece objektif bir pencereden kıyaslamıştır.
Plutarkhos’ a göre; her ikisinin de ortak özelliği olan siyasi güç ve şöhret kazanmalarının sebebi kalıtsal üstünlükleri değil, doğuştan gelen yetenek ve güçlü karakterleridir. O, Aristides’in mütevazi, dürüst ve adil kişiliğini ayrıca siyasetini de yüceltmekle beraber ev yönetiminin çok kötü olduğunu ve kendince oluşturduğu “yoksulluk felsefesinin” sonucu olarak ev yönetiminde de berbat olduğunu gözler önüne serer. Aristides böylesine sefalet içindeyken, hem ev idaresini göz ardı etmiş hem de neredeyse dilencilik seviyesine düşmüştür. Oysa Marcus Cato, hem kendi servetini arttırmış hem ev idaresi ve çiftçilik konusunda birçok faydalı bilgiyi derleyerek başkalarına da yol göstermiştir. Ama Cato’nun bir kötü özelliği vardır ki ; o, Aristides kadar lekesiz kalamamış, özellikle yaşamının son zamanlarında şehvet düşkünlüğü sebebiyle utanç verici ilişkiler yaşamış ve evlilikler yapmıştır...
Eser, dönemin siyasi, dini ve toplumsal yaşantısına ayna tutması açısından değerliydi..
Zevk düşkünü insanlardan biri kendisiyle dost olmak isteğinde bulununca, damak zevki kalbinden daha hassas olan biriyle birlikte yaşayamayacağını söyledi… Bir aşığın ruhunun sevdiğinin bedeninin yanında yaşadığını da söyledi.
Niceliğinde sevgi payesi bulunan dostluk Allah’ın insanlara bahşettiği bir durumdur. Doğanın gereği, insan ya da hayvanların sezgi ve güdülerle yaptığı bir davranış türüdür. İhtiyaçtan daha çok gerekliliktir.
“...dostun hatalarını görmezden gelen, onun uçuruma yuvarlanmasına neden olur.” ( Alıntı #39000093 )
Roma’da