Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
At yarışlarına, maçlara, kumarhanelere para yatıran veya bir boruda kaç yağmur damlası olduğu üzerine iddiaya giren bir kumarbaz, pek de lehinde olmayan bir olasılığa para yatırmıştır. Poker oynayan profesyonel bir kumarbaz ise, lehinde olan olasılıklara para yatırır. Biri romantik bir hayalperesttir, diğeri ise gerçekçidir... -Anthony Holden, profesyonel poker oyuncusu
352 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Merhaba arkadaşlar. Günaydın! Elveda Jack London. Paranın hem ne kadar güzel hem de ne kadar iğrenç bir obje olduğunu kanıtlar nitelikte bir kitap değil de nedir bu eser. Yine baş konumuz ‘Altın’ ve buna olan düşkünlük. Bir insanın bu konuda epey şanslı olması, zengin olması, iş kurması ve yücelmesi ama akabinde pek çok zengin gibi adeta bir
Yanan Gün
Yanan GünJack London · Yordam Edebiyat · 2019463 okunma
Reklam
ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
Genel olarak normal olmadığımı düşünerek kendimi meşrulaştırı­yordum. Anormalliğim o yaşlarda herkesin istediği şeylerden farklı ha­yaller kurmamla sınırlıydı. Yani bir şeyleri arzulayabiliyordum o sıra­lar. Gitmeyi, siyah giymeyi, bir kamerayla izleniyormuşçasına yaşama­yı, güzel kadınlarla yatmayı, dünyayı çözmeyi, hayata başlama vuruşu­nu
Sayfa 27 - Kinyas
Bu keyfiyeti, Çankaya köşküne davetli bulunduğumuz bir akşam, bizzat şahidi olduğum şu sahne ile belirtmek isterim: Yemekten sonra, köşkün büyük salonunda üç dört oyun masası kurulmuştu. Birinde Mustafa Kemal Paşa’yla birkaç arkadaş poker oynuyorduk. Biraz ötemizde İsmet Paşa’yla Fethi Bey’in bulunduğu bir masada biridge partisi yapılıyordu. Gecenin ilerlemiş bir saati. İçeriye bir yaverin girdiği ve usulcacık masamıza yaklaşarak Atatürk’e bir telgraf verdiği görüldü. Atatürk, elinden oyun kâğıtlarını bırakarak telgrafı aldı; dikkatle okudu ve hâlâ ayakta bekleyen yavere çatık bir çehreyle, “Götürün bunu, başvekile verin!” dedi. Hepimiz oyunu kesip; gözlerimizi yanımızdan masaya dikmiş ve Fethi Bey’in telgrafa şöyle bir göz gezdirdikten sonra yaver beye geri verip hiç bir şey söylemeksizin oyuna devam ettiğini görmüştük. Bunun üzerine yaver ne yapacağını şaşırmış, bir elinde telgraf, tekrar bizim masaya yaklaşmıştı. Atatürk; “Şimdi de bunu İsmet Paşa’ya götürünüz!” dedi. Yaver döndü, telgrafı İsmet Paşa’ya verdi. İsmet Paşa, aldı; okudu, okudu ve birden ayağa kalkarak –hattâ fırlayarak diyebilirim– telaşlı telaşlı etrafına bakındı; derken eline bir cıgara aldı, kibrit aradı; sonra vazgeçti, kendini toparlayıp yerine oturdu. Bu sahneyi göz ucuyla takibeden Atatürk, bize dönerek yavaşça: “İşte, iki adam arasındaki fark” dedi ve ilave etti. “Şeyh Sait çeteleri Şemdinan’a gelip dayanmışlar.”
Hayatta Hangisi Olmalı
At yarışlarına, maçlara, kumarhanelere para yatıran veya bir boruda kaç yağmur damlası olduğu üzerine iddiaya giren bir kumarbaz, pek de lehinde olmayan bir olasılığa para yatırmıştır. Poker oynayan profesyonel bir kumarbaz ise, lehinde olan olasılıklara para yatırır. Biri romantik bir hayalperesttir, diğeri ise gerçekçidir. -Anthony Holden Profesyonel poker oyuncusu
Reklam
Tuvaletin karşısında fırçasını acemice sallayan bir ressam gibi üzüntüyü ve yalnızlığı, daha evvel sevinç ve coşkuyla özenle boyanmış bir yağlı boya resmin üzerine rastgele boca ediyordum. Sadece iki renkle kaplanan resim,göz alabildiğine uzanan siyaha ve griye şimdi doyabilirdi.Tatmadığım bir his,duymadığım bir hüzün havayı usul usul kaplarken,hiçbir sihirli asa ile delinemeyecek demir bir kubbeyi andırıyordu.O kubbenin içine haps olmuştum.Beni dışarı çıkaracak ne bir anahtar vardı ne de bir düşünce.Ruhum kuşkusuz daha önce bilmediği bir virüsle savaşıyordu,bağışıklık sistemim böyle bir düşmanla hiç karşılaşmamıştı.Adı ölümdü bu virüsün… Uyku bir sığınak olur diye ümit etmiştim. Nafile! Sanal gerçeklik tuzağı gibi olan rüyalar, Yalanlar üzerinde kurulmuş bir poker masası gibiydi,asla kazanamıyordunuz. Hakikatler orada maskelerin gizlenerek değişik kimliklerle yolunuza çıkıyordu.Yılları geçirdiğinizi sandığınız rüyaya tam adapte olmuşken uyanıyor kendinizi bir türlü kabullenemediğiniz hayatın içinde rüyadaki gerçekliği ararken buluyordunuz. Rüyaya alışmaya çalışırken ansızın uyanıyor,hayata alışmaya çalışırken uykuya dalıyordunuz. Uyandığınızda hayata,uykuya daldığıızda gerçeğe yabancılaşıyordunuz. Ruhum,fırtınanın vurduğu gemisinden bugün hiçbir şey almadan kaçmaya çalışıyordu. Fırtına,sallandıkça su alan gemiye bir filika olsa fena mı olurdu! Ölüme o da dayanamazdı değil mi?
Sayfa 55 - Hay kitapKitabı okudu
At yarışlarına, maçlara, kumarhanelere para yatıran veya bir boruda kaç yağmur damlası olduğu üzerine iddiaya giren bir kumarbaz, pek de lehinde olmayan bir olasılığa para yatırmıştır. Poker oynayan profesyonel bir kumarbaz ise, lehinde olan olasılıklara para yatırır. Biri romantik bir hayalperesttir, diğeri ise gerçekçidir.
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Lozan zafer’dir ama bizim değil İngilizlerin zaferi
Evet; Ankara, Lozan'da istediğini aldı… Peki, ne istedi? Tam yüz yıldır Lozan'ın "zafer mi; yoksa hezimet mi" olduğunu tartışıyoruz. Çünkü, baktığınız yere göre her ikisi de doğru görünmektedir. Elbette kim için zafer ve kimler için hezimet olduğu önemlidir. Gelin bu "derin" karanlığı; belgeler ışığında aydınlatmaya
Reklam
Armstrong, "Bozkurt" adlı kitabını Atatürk'ün özel hayatına yönelik yalanlarla süslemiştir. Bizim Atatürk düşmanlarının da temel kaynaklarından biri durumundaki "Bozkurt"ta, Armstrong'un Atatürk'e yönelik iftiralarından biri de Atatürk'ün para karşılığı kumar oynadığı şeklindedir. Atatürk,
Sayfa 278 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
416 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Karanlığın Dokunuşu
İlk defa bir kitap için inceleme yapıyorum. Bu yüzden biraz acemice olabilir. Ve belki spoi içerebilir. Bu yüzden lütfen yazımı okurken bu uyarıyı dikkate alarak okuyun. İlk önce konuyla başlayalım. Persephone, Hasat Tanrıçası Demeter'in kızıdır. Ama Persephone'nin, Demeter'in kızı olmasına rağmen, bir kusuru vardır. Dokunduğu
Karanlığın Dokunuşu
Karanlığın DokunuşuScarlett St. Clair · Martı Yayınları · 2023688 okunma
Atlara, maçlara, kumarhanelere para yatıran veya bir boruda kaç yağmur damlası olduğu üzerine iddiaya giren bir kumarbaz, pek de lehinde olmayan bir olasılığa para yatırmıştır. Poker oynayan profesyonel bir kumarbaz ise, lehinde olan olasılıklara para yatırır. Biri romantik bir hayalperesttir, diğeri ise gerçekçidir.
110 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.