Onu hayal etti. Ona ne kadar çok ihtiyacı olduğunu ve onu ne kadar çok görmek istediğini düşündü. Gözyaşları yastığını sırılsıklam edene kadar ağlamaya devam etti...
PCL-R testinden 40 tam puan alan bir adamla yaptığı görüşmeyi anımsıyor. 40 puan alan biriyle karşılaşmak oldukça ender görülen bir durum. Bu adam "katıksız" bir psikopat.
"Genelde görüşmenin bir noktasında karşımızdakinin canını sıkmaya çalışırız, "· diyor Newman. "Bilirsin, onları kışkırtıp tepkilerini ölçmek isteriz. Ama bu herife aynısını yaptığımızda ki o an'a kadar gerçekten iyi biriydi: hoş, komik, ilginç gözlerine soğuk, ruhsuz bir bakış oturdu. Tarifi zor ama görsen ne demek istediğimi anlayabileceğin, "Ayağını denk al!" diyen bir bakış. Ve ne oldu dersin? Dediğini yaptık! Adam resmen ödümüzü kopardı."
Kendimi ölüyormuş gibi hissediyordum. Bitmiş, tükenmiş gibiydim. Öyle berbat bir haldeydim ki uzun süre boyunca da bu durumda olacağıma dair şüphem yoktu.
Ben artık acıydım, acının ta kendisi..
Kafa yetenekleri biraz daha gelişmiş olanlar ise düpedüz isterikler. Tahlil ve abes beyin etkinlikleriyle çürümüşler. Ağlayıp sızlarlar, nefret kusarlar, hezeyan halinde iftira yağdırırlar; insana yan yan yaklaşır, kaş altından bakar ve yaftayı yapıştırırlar: "Hım, bir psikopat!" ya da "Laf ebesi!". Alnına nasıl bir yafta yapıştıracaklarını bilemedikleri kişileri de, "Tuhaf bir adam bu, tuhaf!" diye nitelerler. Ormanları sevmem tuhaflıktır. Et yememem de tuhaflıktır... Doğaya, insana dolaysız, temiz, özgür bir yaklaşım kalmamış artık... Kalmamış işte!
Duş yok ama perdesi var. Ben hareket bile edemiyorken bizimkiler nasıl yıkanıyor burada ?
Elalem stres atmak için duşa girer, biz yıkanmak için girdiğimiz banyodan psikopat olarak çıkıyoruz.