Ama sen uzaklardaydın ey kalbim
Uzaklardaydın,
sevdiğim uzaklardaydı
Ayın yıldızların çağlayarak
Berrak şelaler yaparak
Coşku içinde aktığı
Bir yerlerdeydi.Hani bir gün bir çobana rastlamıştık
Adı Ferhat mıydı neydi
Koyunların, kuşların, böceklerin ve çiçeklerin
Sadakatten mest oldukları
Herbirinin gözlerinde
Kaybolur gibi kayar
İncelememe bir alıntı ile başlamak istiyorum.
“Kitap okuyorsun ve yapayalnız buluyorsun kendini”
Beni bu eserde en çok etkileyen alıntı olmuştu.
Kitap okurken hiç şikayetçi olmadığım bir durumdur.
Bazen anlamsız bir kalabalıktan ziyade bir kitabın içerisinde yalnızlaşmak daha anlamlı geliyor.
***
"Muhammed her zaman Evangelizm'in (Hıristiyanların) üstüne çıkıyor. O, insanı tanrı saymıyor ve kendini de tanrı ile bir tutmuyor. Müslümanların ALLAH'tan başka ilâhı yoktur ve Muhammed O'nun Peygamberidir. Burada hiçbir muamma ve sır yoktur."
"Benim için Muhammedilik, haça tapmaktan (Hıristiyanlıktan) mukayese
Sen bu karanlık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi, kurumaya yüz tutan ekinlere can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin.
Ben bu kadar bol hayat ve saadet yağmuru altında kendimi unutmuş gibiyim.
Şikayet, saadet dilencisi halkın halidir; kaderin Allah tertibi olduğunu anlamayan gafillerin şaşkınlığıdır; bedenle çok bağlı ölü ruhların ürpermesidir.
YouTube kitap kanalımda Huzursuzluğun Kitabı’nı önerdim: ytbe.one/zAd9Y20INZM
"Gündüz, bir hiçim; gece, kendim olurum." Fernando Pessoa
Kendimi, tamamen kendim olarak hissettiğim sessiz ve tamamlanmış bir zaman diliminden.
Zaman, aslında ilk başta bir bütün olarak tasarlanmıştı. Sonradan bıçak denen insanlar ezeli dilim dilim