Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sabah Duası
Nûh dedi ki: “ Ey Rabbim, yeryüzünde kâfirlerden dönüp dolaşan bir kimse bırakma. Çünkü sen eğer onları bırakırsan, (mü’min) kullarını (bile) saptırırlar ve fâcirden, aşırı giden kâfirden başka (evlât) doğurmazlar.” Allahummeamin.
Sayfa 570 - nûh l 26 - 27
Abdullah b. Mesud'un (r.a) bir sabah namazı sonrasında dua ve zikir için toplanmış insanlarla beraberken: "İçinizde akrabalık bağlarını koparmış birisi varsa kalksın ve buradan ayrılsın. Çünkü biz Allah'a dua etmek istiyoruz. Semanın kapıları ise akrabalık bağlarını koparanlara kapalıdır." (Beyhaki)
Sayfa 130
Reklam
«Bir tarot kartı olmak isterdim. Bir tarot kartı olsam kurşunkalemlerin, dolmakalemlerin ve defterlerin kadını olmak isterdim. Bugünlerde her şey bilgisayarda yapılırken belki bir azize olabilirdim. Kâğıtların Azizesi. Kırtasiyelerin Bakiresi. Bazı ofislerde bana Xerox Madonnası derlerdi. Birileri her sabah kravatını takmadan önce bana dua ederdi.»
Sayfa 26
Sabah, Akşam ve Yatarken Okunacak Dua
عن أبي هريرة رضي الله عنه أن أبا بكر الصديق رضي الله عنه قال: يا رسول الله مُرني بكلمات أقُولُهُنَّ إذا أصبَحتُ وإذا أمسَيتُ، قال: «قل: اللهم فاطِرَ السماوات والأرض عالم الغيبِ والشهادة، ربَّ كُلِّ شَيءٍ ومَلِيكَه، أَشْهد أن لا إله إلا أنت، أعوذ بك من شرِّ نفسي وشرِّ الشيطان وشِرْكِهِ وأن أقترف على نفسي سوءًا أو أجرُّه إلى مسلم» قال: «قلها إذا أصبحت، وإذا أمسيت، وإذا أخذْتَ مَضْجَعَك». Duanın Okunuşu: "Allâhümme âlime'l-ğaybi ve'ş-şehâdeti Fatıre's-semâvâti ve'l-ardı Rabbe külle şey'in ve melîkehû. Eşhedü en lâ ilâhe illâ ente eûzü bike min şerri nefsî ve min şerri'ş-şeytâni ve şirkihî." Ebu Hureyre'den (Allah ondan razı olsun) rivayete göre, Ebu Bekir es-Sıddık (Allah ondan razı olsun) şöyle dedi: Ey Allah'ın Resulü, bana sabah ve akşam söyleyeceğim sözleri öğret. şöyle buyurmuştur: "De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, görülmeyeni ve görüleni bilen, her şeyin Rabbi ve sahibi olan Allah'ım, şehadet ederim ki Senden başka ilah yoktur, şerrinden sana sığınırım. Kendimden ve şeytanın şerrinden ve onun şirkinden ve nefsime kötülük yapmaktan veya onu bir Müslümana sürüklemekten." Buyurdu ki: "Sabah, akşam ve yattığınız zaman söyleyin."
Sayfa 22
Bir yarım söze Geçerken söylenmiş Dünyayı doldururuz. Sonra o taş yataklar Soyunuruz Aynamız siyah Gövdemiz yanlış dua Bir merhamet Gecenin kalbinden Puhu kuşları dahil Bütün şarkıları bitiririz... Sabah o eksik ışıktır Narcissus sevmez Biliriz İnanırız!..
Sayfa 77 - Kırmızı Kedi Yayınları 12. BasımKitabı okudu
İbrahim-i Millet Nedir?...
İbrahim Milleti şudur: İbadeti, kapsamış olduğu tüm anlamları ile birlikte yalnızca Allah (Subhanehu ve Tealâ)’ya yapmak(3) ve şirkten ve şirk ehlinden -beraat- uzak olmak. **************************************************** (3) Kul, Allahu Teala’ya gerektiği gibi ibadet etmedikçe hiçbir şekilde şirk ve müşriklere karşı koyamaz ve onlardan uzak
Sayfa 12 - Beyaz Minare Kitap
Reklam
Manu'nun gemisi
Eski zamanın büyük bilgesi Manu, Ganj kıyılarında dua ederken yanına ondan koruma isteyen küçük bir balık gelmiş, o da onu önündeki su kabına koymuş. “Ne istiyorsun?” diye sormuş Manu. Küçük balık kendisini büyük bir balığın kovaladığını ve ondan korunmak istediğini söylemiş. Manu balığı evine götürmüş ama sabah balık kaba sığmaz olmuş ve, “Ben artık bu kapta yaşayamıyorum,” demiş. Manu onu bir su deposuna koymuş ama ertesi gün balık depoya sığmaz olmuş ve orada yaşayamayacağını söylemiş. Manu da onu ırmağa geri götürmüş ama ertesi gün balık ırmağa sığmaz olmuş. Sonra Manu onu okyanusa götürünce balık, “Manu, ben evrenin Yaratıcısıyım, dünyayı sele boğacağım konusunda seni uyarmak için bu kılığa girdim. Bir gemi inşa et, ona her hayvandan birer çift koy ve aileni de al, sudan benim boynuzum çıkacak. Gemini ona bağla; sel dindiğinde dışarı çıkın ve dünyada çoğalın.” Dünya böylece sele boğulmuş ve Manu kendi ailesiyle birlikte her hayvandan birer çifti ve her bitkinin tohumunu kurtarmış. Tufan dindiğinde Manu gemiden çıkmış ve dünyada insanlar çoğalmış; ve hepimize “insan” (man) deniyor çünkü Manu’nun soyundan geliyoruz.
Bir akşam, yemekten sonra, Bolu’ya girmiş olan Ethem’den bir telgraf aldık. Mustafa Kemal Paşa’dan, kendisinin idama mahkûm ettiği kimselerin listesine imzasını koymasını istiyordu. Ne yazık ki, listede Binbaşı Hüsrev’le Osman beyleri kurtaran Sefer ve arkadaşlarının isimleri de vardı. Ankara onları affettiğini bildirmiş olduğu için, bizler
Ah Fakir BABA ahhh ..
Son gecelerimizden birinde, benden türkü söylememi istedi. Saat onbire geliyordu. Elimi tuttu, “Allı Turnam’ı söyle” dedi. Şaşırdım. Hani öyle sürekli türkü söyleyen, sesi güzel biri de değilim. Başladım söylemeye. Uyuyor deyip susuyordum, elimi sarsıyor, devam ettiriyordu. Gün ağarmaya başladı, biz hâlâ türkü söylüyorduk. Artık gücümün tükendiğini hissettim, sustum. Elimi tekrar sarstı. Bu kez, biraz bezgin, “Aman Ormancı” diye başladım. Aklıma o geldi. A, bir baktım, arkamdan yineledi. Nasıl şaşırdım, nasıl sevindim. Meğer hepsini duyuyormuş. Tam o sırada, sabah nöbetini devralan hemşire, ilaçlarını getirmişti. Kadıncağız önce anlamadı, dua ediyoruz zannetti sanıyorum, girmedi. Kapıda beklemeye başladı. İşaret ettim, geldi. Bir baktım, onun da gözünde yaşlar.
Sayfa 191 - Evrensel Basım Yayın 1. Baskı 2000Kitabı okudu
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
Reklam
“Ey iman edenler! Allah’ı çokça anın ve sabah akşam O’nun ismini yüceltin. O Allah ki sizleri karanlıklardan nura çıkarır ve melekleriyle sizlerin üzerinize yardımını ve rahmetini yağdırır. Çünkü Allah kullarına merhamet ile muamele edendir. İman edenler, Allah’a kavuşacakları gün selam hitabı ile karşılanacaklardır. Allah onlar için en güzel ödülü hazırlamıştır. Ey Peygamber! Biz seni şahit, müjdeci, uyarıcı ve Allah’ın izni ile insanlığı hidâyete çağıran ve etrafına ışık saçan bir davetçi olarak gönderdik. İşte senin bu davetini kabul eden iman ehlini Allah’tan gelecek büyük lütuflarla müjdele” (Ahzâb, 33/41 -47)
Sayfa 73 - Siyer
Bütün bu zaman boyunca beni nasıl bir güç ayakta tuttu bilmi­yorum. Ben de halkım gibiyim galiba, meşeden yapılma. Meşe eğilip bükülmez, kırılır. Bir de, neler olacağını önceden biliyor­dum. Aeneas'ın ölümüyle uzun süre yaşadım, sabah alacasında, geminin pruvasında dua ederek ve ümit içinde nehir yukarı bakar­ken ilk kez yüzünü gördüğüm günden itibaren. Üç yıl demişti şair. Tastamam üç yıl sürdü gerçekten de. Kaderin iplerini eğirip kesen o üç yaşlı kadın iplerin uzunluğunu tam ölçmüştü, milimi milimi­ne, ne uzun ne kısa. Yaz günleri de bizden olsun dememişlerdi.
Sayfa 228Kitabı okudu
Hürmüz
Seni yenmiştim Ahrıman! Başlıyorsun azmaya yeniden! Önce, başkaldırıp bana, yaratıkların en yaşlısı Kaymurs’u, Boğa-insanı öldürttün. Sonra ilk insan çiftini, Meşya ve Meşyane’yi ayarttın; ve yüreklere karanlıklar saldın, taburlarını sürdün göklere. Benim de vardı taburlarım, sürü sürü yıldızlar; seyrediyordum yukardan tahtımın altında sıra sıra
Bertrand ailenin, hizmetçilerle birlikte, her sabah saat sekizde dua için toplandığını anımsar. Sekiz hizmetçi alıkonmuş olmasına karşın yemekler son derece yalındı ve eğer sofraya örneğin elmalı pasta gibi biraz ağız tadı verecek bir şey gelmişse bu, çocuklar için ancak görümlük olur ve onlar kendi sütlaçlarıyla yetinmek zorunda kalırlardı. Şarap, ancak misafir bulunduğunda ve yalnızca misafirlere verilirdi. Soğuk suyla yıkanma bütün yıl uygulanan bir düzendi. Bertrand her gün kahvaltıdan önce yarım saat piyano çalışmak zorundaydı. Tek değer erdemdi ve bunun herkesi bilgeliğe, mutluluğa ve sağlığa götüreceğine inanılırdı. Matematik ve felsefe, Bertrand’ın erkenden ilgilenmeye başlayacağı bu iki konu, yasaklar dizisi içindeydi; özellikle de matematik, çünkü onun ahlaksal içeriği yoktu.
'Cemaat neden gelmiyor acaba ey Bilâl?'
Câbir (r.anh) anlatıyor: Bilâl-i Habeşi bana şunları anlattı: "Soğuk bir gecenin sonunda, sabah ezanını okudum. Mescide gelen olmadı. Biraz sonra, bir ezan daha okudum. Yine gelen yoktu. İkinci ezanı okuduktan sonra Allah Resûlü: 'Cemaat neden gelmiyor acaba ey Bilâl?' diye sordu. Ben de: 'Anam babam sana feda olsun yâ Resûlallah; Müslümanlar soğuktan dolayı evlerinden çıkamıyorlar herhalde.' dedim. Efendimiz: 'Allah'ım, Müslümanlara soğuğu tesirsiz hale getir.' diye dua buyurdu. O günün kuşluk vaktinde, Müslümanların, yelpaze ile serinlemeye çalıştıklarını şimdiki gibi hatırlıyorum."
Sayfa 435Kitabı okudu
1.347 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.