Rızkın Tanrıdan gelme olduğunu ve Tanrı'nın, bazı kimselere az ve bazı kimselere de bol rızk dağıttığını söylemek suretiyle Muhammed, toplumdaki servet eşitsizliğine, uhrevi bir temele oturtmuş olmaktaydı. Bu eşitsizliği sürdürmenin, toplum düzenini sağlamak bakımından önemli olduğunu bilmekteydi. Fakat şu nu da bilmekteydi ki, bu siyaseti biraz daha başarıyla yürütebilmek için yoksul sınıfları, yoksulluk yüzünden başkaldırmayacak, ayaklanamayacak durumda tutmak gerekir . Söylemeye gerek yoktur ki, açlıktan ölecek duruma düşen bir yoksul sınıf, "mutlu azınlık.. sayılan varlıklı sınıf bakımından olduğu kadar, kamu düzeni bakımından da en büyük tehlıkedir. Bu itibarla varlıklı sınıfı, belli bir ölçüde yoksullara yardım zorunluğu içerisinde tutmak, hem onlar ve hem de devlet düzeni bakımından koşuldur. İşte bunu sağlamak maksadıyla Muhammed, sadaka ve zekat usulünü, İslamın uygulamaları arasına almıştır.
''Ümmetin başına getirilecek insanların en mükemmel, en temiz ve en dürüst zatlar olmaları gerekliydi. Onların geçmişinde en ufak bir leke olmamalıydı. Oysa Hz. Osman'ın vazifeye getirdiği şahısların hemen hepsinin geçmişte sabıkası vardı. Kûfe'ye tayin edilen Velid b. Ukbe, Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından 630-631 yılında Mustalikoğulları'nın zekâtını toplamak için gönderilmiş; fakat o, onların sadaka vermekten ictinab ettiklerini söyleyerek geri dönmüştü. Bunun sonucunda hakkında âyet inmiş ve o, münafık olarak tavsif edilmişti. Abdullah b. Sa'd mürted damgasını yemiş, Mervân b.Hakem de babasıyla birlikte sürgüne gönderilmiş olması nedeniyle ''Tarid b. Tarid = Kovulmuş oğlu kovulmuş '' olarak tanınır olmuştu. Geçmişte sicili kötü olan şahısların valilik ve devlet kâtipliğine getirilmesi, Hz. Osman 'ın ağır eleştiriler almasına sebep olmuştu. ''
Unutma Beni Apartmanı- Nermin Yıldırım
“Acımak, başkalarının çektiği azaba bakıp, onların yasını tutarmış gibi yaparak kendi mutluluğuna şükretmektir çünkü. Acımak, kıl payı yırtığın mutsuzluğun diyetini, uğursuz, cüretkar bir sadaka gibi dağıtmaktır.”
İlk sayfalardan denk geldiğim bu cümle ah tamam okurum ben bu kitabı dedirtti çünkü ilk kez
DUYGUSAL EĞİTİM
GUSTAVE FLAUBERT
...
YAZAR ESERİ İÇİN "KUŞAGIMDAKİ İNSANLARININ AHLAK TARİHİ" DEMİŞTİR...
....
Arka planda 19. Yüzyıl Fransa'sı,Temmuz Monarşisi, 1848 Devrimi ve İkinci Cumhuriyeti konu alan eserde;ana kahraman onsekiz yaşındaki Frederic Monroeu'nun gemi seyahati esnasında karşılaştığı, kendisinden yaşça büyük, evli,
Bu arada bunca yardım kampanyaları vesaire falan güzel de... Başıma bir şey gelmeyecekse, muhalefeti ve iktidarıyla giderek bu "sadaka siyaseti"nin normlaştığını gözlemliyor ve hicap duyuyorum. Elbette bu zor zamanlarda kimseyi aç bırakmasın devlet kurumları, belediyeler vs! Elbette! Lakin devletin ve kurumlarının asli görevi sadaka dağıtmak değil, sosyal devlet olup yasal yollardan vatandaşlarının sosyal haklarını güvence altına almaktır. Devlet, vatandaş haklarının teminatıdır!
Mustafa Kutlu deyince aklıma; çiçeklerin türlüsü, kuşların türküsü, köydeki üzüm salkımı, horozların ötüşü, toprağın işlenişi, tek kat bahçeli ev ve kanaat ekonomisi geliyor aklıma. Tabi dua ve şükrü de unutmamak lazım. Son kitabı Vitrinde Olmak dün bitti.
Mustafa Kutlu’nun okumadığım es geçtiğim kitabı var mıdır, belki pek azdır. Mustafa Kutlu
ARAP PEYGAMBERİ MUHAMMED'E GÖRE KADININ TANIMI VE NİTELİKLERİ
İki kadınım tanıklığı bir erkeğin tanıklığıma bedeldir (Kur'ân 2 Bakara 282)
Kadınlar aklen ve dinen dün yaratıklardır.... (Arap Peygamberi Muhammed)
Uğursuzluk üç şeyde vardır: karida ev'de ve at'da..... (Muhammed)
Namazı kat'eden şeyler köpek, eşek, domuz
Bir siyaset dahisi Hürriyet verilmez alınır demiş. biz deriz ki saadet sadaka edilmez; sadaka gibi kimse tarafından kimseye verilmez; saadet kazanılır.
🔖 Kirli Ortaklığın Siyaseti ve Kulluk Dayatması
Kul şark kurnazlığının sömürgeci kültüründen din kılığında bizim kültürümüze sızdırılmış bir biat ve itaat ettirme yöntemidir.
Türklerin inancında yaratan ile duyunc arasında komisyoncu olmadığı için kula kulluk yoktur.
Bu toplumun yüzde doksan dokuzu müslumandır yalanı işte bu kul sayısını
ŞAHİNGDRAY VE TATARLAR
Fatih Sultan Mehmed'e el veren, O'nun Bizans'ı merkezleştirerek kurduğu yeni Dmparatorluk binasının sutunîan arasına giren, Moskof'u haraca bağlayan ve tâ Avcı Sultan Mehmed zamanına kadar sadakatle Osmanlılık tfiBrinde çalışan Kınm girayları ve tatarları, ilk fiyaskoyu Viyana bozgununda yerdiler.
ŞAHİNGDRAY VE TATARLAR
Fatih Sultan Mehmed'e el veren, O'nun Bizans'ı merkezleştirerek kurduğu yeni Dmparatorluk binasının sutunîan arasına giren, Moskof'u haraca bağlayan ve tâ Avcı Sultan Mehmed zamanına kadar sadakatle Osmanlılık tfiBrinde çalışan Kınm girayları ve tatarları, ilk fiyaskoyu Viyana bozgununda yerdiler.
GASPIRALI İSMAİL BEY VE USULÜCEDİT
BİZLER GELİR GEÇERİZ LÂKİN MİLLÎ MAARİF YAŞAYACAKTIR.
[İsmail Gaspıralı]
Kırım'ın Ruslar tarafından işgal edilişinin üzerinden bir asırdan fazla bir zaman sonra bu topraklar üzerinde görülen en önemli ortak özellik, cehalet ve dolayısıyla ortadan kaldıramadıkları Türkler'i, jeo-politik durumu çok ehemmiyetli