Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Freud'un sözcükleriyle, "Kadının ihtiyacı sevme yönünde değil de sevilme yönünde olduğundan, bu şartı yerine getiren erkek onun tercih ettiği kişi olur". Kadınlar sadece hayran olunmaya değil, kendilerine takdir edildiklerinin ve değer verildiklerinin söylenmesine de ihtiyaç duyarlar. Hayatlarının ilk evrelerinde narsisiz onaydan yoksun kalan kadınlar bu yüzden ancak ötekinin hayranlığının sağladığı aşk aynasında güvenlik bulurlar. Erkeklerin bu gereği karşılama konusunda, kadın erotizmini yanıtlamakta oldukları kadar donanımsız olduklarını söylemeye gerek yok. İşte bu yüzden kadınlar sıkça erkek partnerlerinin hantal olduğundan. onları neyin tatmin ettiğini anlamadıklarından vb'den şikayet ederler.
.. zaman zaman erkeklerin daha fazla acı çektiğini veya bu açıdan görmek isterseniz, daha az direnme gücüne sahip olduklarını gördüm. Kadınlarsa her zaman suçsuz yere acı çekiyor, hem de "ellerinden bir şey gelmediği için" değil, gerçek anlamda acı çekiyorlar ve bu yine de "ellerinden bişey gelmeyeşinden" kaynaklanıyor. Ayrıca bu konularda kafa yormak da yararsız. Bu sanki cehennem kazanlardan sadece bir tanesini parçalamaya çalışmak gibi ..
Sayfa 23 - Düşündürdü.Kitabı okuyor
Reklam
Aslında sadece kadınlar değil erkeklerin de sevilmeye, sevildiğini hissetmeye ihtiyacı vardır.
Feminist hareketin çocukların yararına en olumlu müdahalelerinden biri, erkeklerin çocuk bakımına katılmalarına sadece toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için değil, çocuklarla daha iyi ilişkiler kurmak için de ihtiyaç duyulduğunun farkına varılmasını sağlamasıydı.
Sonra mechul bir düşmanıyla kavga ediyormuş gibi hırçın bir sesle devam etti: “Dünyada sizden, yani bütün erkeklerden niçin bu kadar nefret ediyorum biliyor musunuz? Sırf böyle en tabii hakklarıymış gibi insanlardan bir çok şeyler istedikleri için… Beni yanlış anlamayın, bu taleplerin muhakkak söz haline gelmesi şart değil… Erkeklerin öyle bir bakışları, öyle bir gülüşleri, ellerini kaldırışları, hülasa kadınlara öyle bir muamele edişleri var ki… Kendilerine ne kadar fazla ve ne kadar aptalca güvendiklerini fark etmemek için kör olmak lazım. Her hangi bir şekilde talepleri reddedildiği zaman düştükleri şaşkınlığı görmek, küstahça gururlarını anlamak için kafidir. Kendilerini daima bir avcı, bizi zavallı bir av olarak düşünmekten asla vazgeçmiyorlar. Bizim vazifemiz sadece tabi olmak, itaat etmek, istenilen şeyleri vermek… Biz isteyemeyiz, kendiliğimizden bir şey vermeyiz… Ben bu ahmakça ve küstahça erkek gururundan tiksiniyorum. Anlıyor musunuz? Sizinle bunun için dost ola bileceğimizi zannediyorum. Çünkü halinizde o manasız kendine güvenme yok… Fakat bilmem… Ne kuzuların ağzından vahşi kurt dişlerinin sırıttığını gördüm…”
Erkeklerde seks bağımlılığı hakkında
"Sekse dair düşüncelerden dolayı huzur bulamazlar. Bir ilişkiden diğerine yönelirler. Her cinsel ilişki, şid­detli arzuları yalnızca kısa süreliğine yatıştırır, bu arzu çabucak geri gelir. Hiçbir cinsel aktivite onları tam anlamıyla tatmin edemez."* Yazarlar bu durumu şöyle açıklar: "Şiddetli cinsel arzu sekse değil daha derin bir
Sayfa 94 - Bgst Yayınları, 2.Basım, Haziran 2021. * Garry Zukav ve Linda Francis
Reklam
The Rational Male
THE RATİONAL MALE Kadınlar aktarılan bilgiden çok iletişimden keyif alırlar. Çözülmesi gereken bir sorun değil, iletişimdir. “Açık iletişim kadınları ne kadar sinirlendiriyorsa, gizli iletişim de bizi o kadar sinirlendiriyor. Dilimizin onlar için hiçbir sanatı yok, bu yüzden kadınlara en iyi ihtimalle aptal veya basit görünüyoruz Ruh eşi bir
"Hulda'nın damgasını taşıyorsun." Yüreği ağzına geldi. "Hulda mı?" "Emek tanrısı." Serilda ağzı açık bakakaldı. Elbette Hulda'nın kim olduğunu biliyordu. Ne de olsa sadece yedi tanrı vardı, onları akılda tutmak zor değildi. Hulda, tıpkı Madam Sauer'in söyleyeceği gibi iyi ve dürüst işlerle
"Dünyada sizden, yani bütün erkeklerden niçin bu kadar çok nefret ediyorum biliyor musunuz? Sırf böyle en tabii haklarıymış gibi insandan birçok şeyler istedikleri için... Beni yanlış anlamayın, bu taleplerin muhakkak söz haline gelmesi şart değil... Erkeklerin öyle bir bakışları, öyle bir gülüşleri, ellerini kaldırışları, hülasa kadınlara öyle bir muamele edişleri var ki... Kendilerine ne kadar fazla ve ne kadar aptalca güvendiklerini fark etmemek için kör olmak lazım. Herhangi bir şekilde talepleri reddedildiği zaman düştükleri şaşkınlığı görmek, küstahça gururlarını anlamak için kâfidir. Kendilerini daima bir avcı, bizi zavallı birer av olarak düşünmekten asla vazgeçmiyorlar. Bizim vazifemiz sadece tabi olmak, itaat etmek, istenilen şeyleri vermek... Biz isteyemeyiz, kendiliğimizden bir şey vermeyiz... Ben bu ahmakça ve küstahça erkek gururundan tiksiniyorum. Anlıyor musunuz? Sizinle, bunun için dost olabileceğimizi zannediyorum. Çünkü halinizde o manasız kendine güvenme yok... Fakat bilmem... Ne kuzuların ağzından vahşi kurt dişlerinin sırıttığını gördüm..."
''… Koyuldukları işe canla başla sarıldıkları için bu genç kızlar, başlarını kaldırıp bakacak halde değildirler. Halılara işlenmiş ışıklı tabloların önlerine serdiği ve ne yapsan anlatılamaz o hayatla, ruhlarında ezdikleri hayatın aynı olduğunu; onlar, bütün bu resimleri çizerlerken fark etmezler bile. Buna inanmak istemezler. Bunca
Can Yayınları
Reklam
Örneğin erkeklerin edebiyatta asla erkeklerin arkadaşları, asker, düşünür, hayalperest olarak değil de sadece kadınların sevgilileri olarak temsil edildiğini varsayın; Shakespeare'in oyunlarında ne kadar az yer verilebilirdi onlara; edebiyat nasıl da çekerdi bunun acısını! Othello'dan pek bir şey eksilmezdi; Antonius'tan da öyle; ama ne Sezar olurdu, ne Brutus, ne Hamlet, ne Lear ne de Jaques - edebiyat inanılmaz derecede yoksullaşırdı, tıpkı kadınların suratına kapatılan kapılar yüzünden edebiyatın ölçülemeyecek derecede yoksullaşması gibi.
Sayfa 91 - Kırmızı KediKitabı okudu
Erkekler empati yoksunu mu? Sorusuna bir cevap
Genellikle erkekler çiftler arasında yapılan empatik doğruluk testlerinde kadınlardan daha kötü performans gösterir. Kanıtlar erkeklerin empati kurma konusunda daha beceriksiz olduğunu değil, sadece o kadar da denemediklerini gösteriyor. Deney esnasında bunu yapmaları için para teklif etmenin kadın ve erkek arasındaki farkı ortadan kaldırdığı bulundu. Yani erkekler partnerlerinin düşüncelerini ve hislerini algılamıyor değil, çoğu zaman onları anlamak için zahmet göstermiyorlardı.
Size okumak zor gelirse eğer, şöyle düşünün: Okumaya, görmeye dayanamadıklarınızı kadınlar yaşıyorlar. Ve önemli bir haber: Sadece bir "mağdur" olarak değil, karar hakkı için mücadele eden bir özne olarak, kendi hayatlarının kahramanı olarak yaşıyorlar. Elbette yaşamak, şiddetten korunmak için çırpınıyorlar, asıl sorun da bu zaten. Boşanmak isteyen kadınların korunmamaları, kadınların sürekli ne giyeceklerine, nasıl yaşayacaklarına, anne olup olmayacaklarına, kaç çocuk doğuracaklarına karışılması, erkeklerin işlediği suçun örtülebilmesi, yargının hep erkeği koruması... Sonuçta asıl sorun kimsenin dönüp de kadına onun kendi isteğini sormamasıdır.
KADININ ZAVALLILIĞI...
- "Hâdisenin (kaza) üzerinden aylar geçmiş olmasına rağmen, ilişkisini sonuna kadar götüremediği sevgilisi değil de, hür olmayı düşledikçe bocalamalardan kurtulamayan kendi zayıflığını hatırlıyor, sadece erkeklerin hâkim olduğu bir dünyada zavallılığını daha çok duyuyordu..."
Sayfa 42 - 2.Levha, Âdem'in Gözüyle -Büyük Kaza- İBDA YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.