Okuduğum üçüncü Aytmatov eseri... Ben daha Beyaz Gemi'nin boğazımda düğümlediği yumruyu oradan çıkartmaya uğraşırken, nereden bilebilirdim ki asıl öldürücü darbenin bu kitap ile geleceğini?.. Evet kabul ediyorum, baya bir hazırlıksız yakalandım, ağır nakavt oldum bu sefer. Hakemin saymasına da gerek yok, direkt havluyu atabilirsiniz ringe...
Her
Bu tür niteliksiz ve gereksiz kitaplara maruz kalmamak için kitap önerileri verdiğim YouTube kitap kanalıma abone olabilirsiniz: youtube.com/c/alintilarlaya...
Bu kitabın incelemesine başlamadan önce site yönetiminden kendi incelememin üstüne, bazı gönderilere koyulan "Dikkat, bu gönderi rahatsız olabileceğiniz müstehcen
Zweig okurken kendi kendime diyorum ki, " Ah dostum neden bu kitap 400 sayfa değil?"
Vizdansız Zweig mükemmel yazıyor ama sağ olsun hep 70-80 sayfa kitapları. Tabi bu işin şakası.
Psikoloji nedir, nasıl anlatılır, nasıl hikaye aracılığıyla insanlara gösteriliri bize öğreten Zweig abiden, okuduğum en iyi kitaplardan biri.
Zweig yanlış
Her bir dakikamın elli dokuz saniyesi," diye söylendim sokaklarda, "acıya ya da... acı fikrine vakfedilmiş. Keşke bir taş olabilseydim! 'Yürek': Bütün azapların kökeni... Nesneye imreniyorum... maddenin ve donukluğun lütfuna... Küçük bir sineğin gelgiti bana kıyamet bir iş gibi görünüyor. Kendinden çıkmak günah işlemektir. Rüzgâr, havanın çılgınlığı! Müzik, sessizliğin çılgınlığı! Bu dünya hayatın önünde pes ederek hiçliğe karşı kusur işlemiştir... Hareketten ve rüyalarımdan istifa ediyorum. Nâmevcudiyet! Tek zaferim sen olacaksın... 'Arzu', sözlüklerden ve ruhlardan hepten silinsin! Yarınların başdöndürücü şakası önünde geriliyorum. Ve bazı ümitlerimi hâlâ muhafaza etsem dahi, ümit etme melekemi hepten kaybettim.
“Davranış değişikliği süreci her zaman farkındalıkla başlar. Alışkanlıklarınızı değiştirmeden önce onların farkında olmalısınız” (s.71).
Bugüne kadar kaçımız yaşamımızı sahip olduğumuz alışkanlıkların yönlendirdiğinin farkındadır? Hâlbuki yeme alışkanlıklarımızdan uyuma, spor yapma, televizyon izleme, sosyal medyada vakit geçirme, kitap okuma,
Bu kitabı okumadan önce kendisine karşı söyle bir ön yargım vardı:
"Bu kitabı daha erken yaşta okumalıydım. Artık bu kitabı okumak için fazla büyüğüm."
Kitabı okuduktan sonra ise tamamiylen yanıldığımı fark ettim. Bu kitap on yaşındayken de okunur kırk yaşındayken de okunur. Ben yıllar sonra tekrardan beş yaşındaki Zezé'nin hikâyesini
Siz hiç özlediniz mi birini delicesine?
Hasret nedir bilir misiniz?
Hani aniden bir şakası gelir aklınıza,
Dudağınıza minik bir gülücük konar.
Sesini hatırlarsınız, o şarkıyı dinlersiniz.
Hani o şiirinde tutsak kalmışsınızdır,
Her duyduğunuzda onu hatırlatır.
Siz bilir misiniz, çay bardağında
Onu andıran hatıraları?
Aklına her geldiğinde yangın olmak
Nasıl bir hiss bilir misiniz?
Bulut konduysa gözlerinize,
Siz bilirsiniz özlemin kokusunu....
Yine bir inceleme yine bir ben, kitabı incelemesine bitiş cümlesiyle başlamak istiyorum .
BİR DELİNİN YAZDIĞI ROMANDAN NE OLUR Kİ ?
Delilik öyle kolay olmuyor, ben yıllarımi verdim uğur hocam, işin şakası bir tarafa Bir deli bir akıllıya çok şey öğretir ama bir akıllı bir deliye hiçbir şey öğretemez. Eğer bu kitabı yazıp bir delilik yaptığınızı düşünüyorsanız hep böyle takılın muazzam bir iş çıkmış onu bilin..
Gerçek
Uyanış içeride gerçekleşir ..
Pek spoiler vermek istemiyorum incelemede ama vermeden de olmaz tabii.
Kitabın konusu alışagelmiş kitap konularindan çok farklı bir yerde kitap başta pek durgun gitsede sonlara doğru büyük bir merakla gidiyor okuduğumdan şüphe ettirmeye başladı ben böyle bir şey okudum mu ? Ya da zihnimin bir oyunumu bu bana, bu kafa karışıklığı uyutmadı beni desem yeridir.. çoklu kişilik bozukluğu olan bir hastanın yazdığı ve sizi ordqn oraya savurduğu bu hikaye .
Her okuduğum bölümde demek olay bu ya da bunu mu anlatmak istiyor derken hep bir ters köşeyle bitirdim sayfaları sonunu açıkçası hiç böyle beklemiyordum baya iyiydi ama biraz da üzdü he türlü sonu düşündüm ama böyle biteceği hiç aklıma gelmezdi. sonuç olarak mükemmel bir iş çıkmış ortaya elinize emeğinize sağlık
Uğur hocam umarım hakettiği yere gelir bu kitap yolu açık olsun 🩵
“Kafesin biri kuş aramaya çıktı” Franz Kafka
Hemen kafesin ne olduğuyla başlayalım. Kuşlar da Gitti'de aslında kuşların kafese konması değildir bu kafes dediğimiz şey. İnsanlıktır bu kafese konan. Şu düzende kafese konan kuş kadar çaresizdir insanlık. Kafesler artık insanlığımızı tutuyor. Şehirlerin sokaklarında insanlığın çöp yığınları
Daha saçması gelene kadar okuduğum en saçma dark romance. Sürekli kimse beni anlamıyor kötü bir şeyler yapmalıyım diyen şımarık kız. Zenginliklerine güvenerek her türlü pisliği yapan mekanın sahibi triplerindeki 4 arkadaş. Kısaca konusundan bahsedecek olursam Rika küçüklüğünden beri aile dostlarının büyük oğlu olan Micheal'a aşık. Fakat Micheal'ın onu sürekli görmezden gelmesi ve ailesinin de baskısıyla bir süreliğine Micheal'ın kardeşiyle çıkıyor. Çetrefilli aile ilişkilerinin yanı sıra Micheal'ın arkadaş grubu var ki 3 yıl önce hapse giriyorlar ve bunun sorumlusu olarak Rika'yı görüyorlar. Arkadaşların hapisten çıkmasıyla artık Rika'yı intikam oyunu beklemektedir..
Kitabı hiç sevmeme rağmen sürekli bu manyaklar ne yapacak acaba diyerek okuduğum için gerilimin düşmemesi güzeldi. Onun dışında en rahatsız olduğum şey ise sürekli kızı taciz edip sonra şaka yapıyorduk sana zaraz vermicez demeleri. Tacizin şakası olmaz ve yapan kişinin de 12 yaşında annesi tarafından istismara uğraması buna gerekçe sağlamaz.
En son Çirkin Aşk'daki Tate karakterine bu kadar sinir olmuştum üzgünüm Tate Rika yaptıklarıyla seni bile gölgede bıraktı. Burası birazcık spoi olacak kusura bakmayın kızın evini yaktılar, annesini kaçırdılar, parasını çaldılar ama yine de iyi yürekli Rika'mız için "arkadaşlar" arasında böyle şeylerin lafı olmaz ve her ihtiyacına koşar :D
Günaha DavetPenelope Douglas · Dex Kitap · 2023437 okunma