Tüm dünyada bugüne kadar 10 milyon civarında satış yapan ve bestseller listesine giren ilk fizik kitabı.
Birçok kişi kitabın ilkokul veya lise seviyesinde anlaşılır olduğunu ifade etmişse de kanaatimce bu tespit doğru değildir. Anlaşılması öyle söylendiği kadar da kolay olmayan bir kitaptır. Özellikle görelilik kuramları, parçacık kuramları, kara delikler, solucan delikleri vs. anlatıldığı yerlerde kafa çok karışır. Fizik konusunda alt yapısı olmayan okurların zorlanacağı kısımlar oldukça fazladır. Ancak şu bir gerçek ki, bir bilim kitabına göre dili oldukça yalın ve akıcıdır.
Kolaylıkla başucu kitabı yapılabilir. Uyumadan önce ilaç niyetine bir bölüm okunup gözlerinizi kapadıktan sonra evrenle ilgili bilim kurgu romanlarını aratmayan rüyalar görülebilir.
Yazarı Stephen Hawking'in de açıkça kitapta yazdığı gibi kitabın konusu şudur: "Bizim amacımız çevremizdeki olayları ve kendi varoluşumuzu tam bir biçimde anlayabilmektir."
Sanırım yazarın bu sözünden sonra başka söze gerek kalmıyor. Dünya, yaşam, uzay, galaksi, fizik, din ve dünyanın sonu gibi konulara ilgi duyan okurların mutlaka okuması gereken bir eserdir.
Öncelikle, zamanında babamın kitaplığından aşırıp kendi kitaplığıma dahil ettiğim, lakin yıllar boyunca tozunu almak dışında başka bir ilişki kurmadığım bu değerli eseri, bir etkinlik marifetiyle elime alıp okumamı sağlayan değerli okur dostlarım
Ah, ne için okur insan?
Öğrenmek, yalnızlığından kurtulmak, insanlardan uzaklaşmak vesaire birçok nedeni var. Eğlenmek de bunlardan biri olmalı sanırım. Oldukça eğlendim okurken.
Güzel bir kurgusu var eserin. Yanlış anlaşılmalar, tesadüfler önemli bir yer tutuyor. Harpagon karakteri aklıma Kemal Sunal'ın Varyemez filmini getirdi.
Anarşizm, ülkemizde de sıklıkla yapıldığı gibi, kaosla veya terörizmle eş tutulmaktadır. Oysaki anarşizm, demokrasi ve cumhuriyet gibi tam bir yönetim biçimi olmasa da bir toplumsal örgütlenme biçimidir. Yani dünyayı kaosa sürüklemek veya etrafta bombalar patlatmak gibi bir amacı yoktur.
Peki anarşizm nedir? Anarşizm, hiçbir yöneticinin olmadığı,
Ahmet Muhip Dıranas, Cumhuriyet’ten sonraki Türk edebiyatının önemli bir
fikir ve sanat adamıdır. Ki O sadece edebiyatla değil, resim, fotoğrafçılık gibi sanatın pek çok dalıyla yakından ilgilenmiştir. Dıranas’a göre sanat insanoğlunun ferdî ve maşerî ölüme karşı bulduğu tek çaredir.
Dıranas, hocası Ahmet Hamdi Tanpınar gibi, şiirde dil ve
Zamanında bir video izlemiştim KPSS için oradaki beyefendi anlatıyordu bir anısını. Biri kızını getirmiş okula kayıt için ve şöyle demiş 'hoca buna okuma öğret ama yazma öğretme .' E tabi haliyle merak edip sormuş öğretmenimiz de 'niçin ?' diye aldığı cevap da 'yarın öbür gün erkeklere mektup yazar' olmuş. İşte biz
Do Sesi, Ferit Edgü'nün şiir tadında öykülerinden oluşan eseridir. Açıkçası kitaptaki öykülere tam anlamıyla bir öykü demek ne kadar mümkündür bilemiyorum; ama şiir tadındaki bu öyküler damakta güzel bir tat bırakırken okuru tarif edilemez hislere sürüklüyor.
Kitap; Ölüm Öyküleri, Yaşam Öyküleri, Saçma Öyküler ve Geçişler bölümü olmak üzere dört
Bernhard bu eserinde yine ciddi konulara değinmiş. Aslında onda ben şahsen sürekli bir eleştiri havası seziyorum. Daha doğrusu sorgulayıcı bir eleştiri. Bir şeyi yapıyorsak bunu neden yapıyoruz ve neden yapalım ki? Yüzlerce yıldır doğru kabul edilip süregelmiş şeylere bile Bernhard okuduktan sonra en büyük kuşku ile bakar hale geliyorsunuz. Ama
Celaleddin Vatandaş'ın okuduğum ilk kitabı. Cumhuriyetin tarihine eleştirel bakan ideal kitaplardan biri. Akıcı bir dile sahip olduğu için sıkmadan okutuyor kendini.
İlk meclisten başlayıp da 2000li yıllara kadar getiriyor kitabı yazar. Ama Atatürk dönemi diğer dönemlere nazaran çok daha uzun ele alınmış. Kitabın kaynakları noktasında diğer