Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kendini inandırmakta güçlük çekiyordu. Hepsi birden mi ölmüştü? Babası hep 'birincisi şanssızlık, ikincisi tesadüf olabilir, ama üçüncüsü ve daha fazlası ancak düşmanlarının eylemleridir' derdi.
Sayfa 243Kitabı okudu
şanssızlık diz boyu, paçaları sıvayıp da geçmek lazım .
Reklam
Şanssızlık, insanı alıngan; sürekli acı ise adaletsiz kılar.
Her gün belli bir miktar kaosu kim seve seve kabul etmez? Kaos insana bu dünyada işgal ettiği yeri hatırlatır ve onu daha insan kılar. Bütün bir yaşam boyunca, çıkışsız bir otoban gibi dümdüz bir hayat da tutturabiliriz, bir yol ağzına gelip dayanabiliriz de. Şans mı, şanssızlık mı? Kimi zaman her ikisi, kimi zaman hiçbiri. Zorunlu bir seçimle karşı karşıya kaldığımızda, ne sırtımızı dönebiliriz ne de hiçbir şey olmamış gibi davranabiliriz. Zaman kazanabilir ve kavşağı uzaktan gözlemleyebiliriz, inceleyebiliriz, hayran hayran seyredebilir, büyülenmiş kalabilir ve korkabiliriz, bir kenara çekilmesi ve geçmemize izin vermesi için nafile bir çabayla onu ayartmaya çalışabiliriz. Ya da öfkemizden etkilenerek geri çekilmesi umuduyla, el çırpabilir, küfredebilir, şiddetli el kol hareketleri yapabiliriz. Ama o yol ağzı karşımızda durmaya devam eder. Sağdan mı gideceğiz, soldan mı? Eğer adımız Artur ya da Martin ise cevap boş bir laf olur. Daha baştan itibaren, yolunda gitmeyen bir şey olduğunu fark etmişsek ve bize meydan okuyan bu şey her zaman içimizi rahatlatmış olan kesinliklere denk düşmüyorsa, kararımızı çoktan vermişiz demektir. O yol ağzı bu kararı bizim adımıza verir. İstesek de istemesek de.
Sayfa 104 - Roberto SavianoKitabı okudu
Yarım yamalak bir güdü denetimi, yetersiz bilgi, şanssızlık, aptallık, merak, arzu ya da bunların farklı karışımlarından ötürü kendi kendilerinin içine eden zavallılara üzülüyordu.
Sayfa 11 - Yapı Kredi Yayınları
Nazim Hikmet - Ece Ayhan okumaları üzerine
şiirin politik dile kolay tercüme edilebiliyor olması ve bu doğrudan- didaktik-dikotomik anlayışla yorumlanması her zaman şiir için şanssızlık olmuştur. nazım hikmet şiirlerinin kolayca okunup tüketiliyor olmasını dille kurduğu bu direkt ilişkide arayabiliriz. bu bağlamda nazım hikmet'in politik dile kolay tercüme edilen ve dilden dile dolaşan şiirleri ile anılıyor olması da aynı durumla ilişkilendirilebilir. oysa nazım hikmet'in tüm şiirlerini aynı yapıda ve aynı duyarlıkta değerlendirmek de eksik bir değerlendirmedir. şiirin politik dil ile ilişkisi konusunda ece ayhan'a gelince... ece ayhan şiirinde doğrudan çağrışımlar ve politik doğruculuk aramak pasolini filmlerinde bir dönemin yeşilçam duyarlığını aramak kadar boşunadır. yaşadıkları dönem, dilin ve şirin imkanları, beslendikleri kaynaklar göz önüne alındığında nazım hikmet şiirinin daha sınırlı bir yapı içerdiği, ece ayhan şiirinin ise dille ilişkisini yoğun bir deneysellik, atonallik ve yapıbozuma dayandırdığı görülebilir. bu nedenle nazım hikmet ve ece ayhan şiiri karşılaştırmalarının her iki şairin poetik duruşları gözetilerek yapılması daha anlamlı olacaktır.
Reklam
“Akıl yürütmeye her zaman gölge düşüren önyargılara ve duygulara kapılmadan soğukkanlılıkla bakabilseydik, yetkililerin bütün körleri bir araya toplamalarının, her birimizi cüzamlılara yaptıkları gibi benzerlerimizin yanına birbirimizle iyi geçinmek üzere koymalarının büyük bir ileri görüşlülük olduğunu anlardık, koğuşun dip tarafında yatan doktor
Sayfa 170Kitabı okudu
292 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Yazarını bilmeden okusanız Kafka'ya ait olduğunu bilemeyeceğiniz bir eser Amerika. Onun ölümünden 3 yıl sonra arkadaşı tarafından yayımlanmış ve Kafka'nın ilk romanıymış. İlk romana göre çok başarılı hatta diğer eserlerine göre daha renkli bir kitap. Hatta bana Rus klasiklerini anımsattı. Parasızlık, sefalet, kimisi çok ciddi, kimisi aldırmaz ve abuk subuk davranan insanlar. Kısıtlı imkanla ailesi tarafından Avrupa'dan Amerika'ya yollanmak zorunda kalan Alman genci Karl'ın Amerika'nın zengin kesiminin hayatını da, yoksulların hayatını da tatması anlatılıyor. Klasik Kafka tarzının dışında umut eden ve yerine göre neşeli tarzı olan bu genç şanssızlık eseri iki kişi ile kısa süreli arkadaşlık kurar. Fakat o kısa süreli dostluk Karl' ı hem işinden, hem de çevresine yansıttığı itibarından eder. İşte özellikle buradan sonrası bahsettiğim Rus klasikleri havasında ilerliyor. Burada yine Kafka tarzının dışında diyebileceğim bir şekilde, kitabın çok akıcı olduğunu söylemek istiyorum. Farklı bir Kafka okumak isteyenler için özellikle tavsiyemdir. Kitapla ve sevgiyle kalın...
Amerika
AmerikaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20172,839 okunma
"Fakat Tanrı, yüce, güzel ve kahramanca olan her şeyin gerekçesidir. Eğer Tanrı'nız olsaydı..." "Sevgili genç dostum," dedi Mustafa Mond, "uygarlığın kahramanlık ya da yüceliğe hiç ihtiyacı yoktur. Bunlar, politik yetersizliğin belirtileridir. Bizimki gibi düzenli bir toplumda, hiç kimsenin kahraman ya da yüce olma
İthaki Yayınları
"Kız olmak, daha doğuştan bir şanssızlık mı?"
Sayfa 79 - Cem-May Yayınları, 9. Baskı, İstanbul, 1980Kitabı okudu
Reklam
"Başına bir şanssızlık geldi. Bunu sanki bir mutlulukmuş gibi al ve tadını çıkar."
Yıldızların birer dünya olduğunu söylemiştin, öyle değil mi Tess?" "Evet." "Bizim dünyamız gibi mi yani?" "Bilmiyorum ama sanırım öyle. Bazen de bahçemizdeki Stubbard ağacının verdiği elmalara benzer. Pek çoğu görkemli ve sağlamdır. Bazısı da çürümüştür." "Bizim üzerinde yaşadığımız dünya hangisi o zaman? Görkemli olan mı, çürümüş olan mı?" "Çürümüş olan." "Onca görkemli olan varken onlardan birini seçmemiş olmamız ne büyük bir şanssızlık!"
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.