Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu gece keyifliyim. Dünya ve sen bir kat daha güzelsiniz ve benim hasretlerim dayanılamayacak kadar kuvvetlidirler. Sana bir haber daha : Şimdi benim odamda bir kanarya çifthanesi var. Kafesin çok büyüğü bir şey. İçinde üç tane kanarya, bir erkek iki dişi. Erkek benim gibi ötüyor da ötüyor. Burda çiftleşecekler. Ben bir yavru alacağım. Sabahları kanarya sesiyle uyanıyorum artık. Ama hiçbir ses senin sesin kadar güzel değildir. Burnumun tepesinden öpmüşsün, ne olur dudaklarını biraz daha aşağıya kaydırsaydın, yanaklarımdan öpmüşsün, ne olur biraz daha ortalasaydın. Benim dudaklarım olduğunu, incecik, obur dudaklar ve üstleri sarı bıyıklı, unutuyor musun?
Sayfa 491Kitabı okudu
Baba, ben evlendiğimde eve bir sarı kanarya almıştın. Meğer beni çok severmişin de, arkamdan sana kanaryam dermişin. Baba, ben hâlâ bir erkek sevgisine muhtaç, her seni seviyorum' un peşinden mi gideceğim? Baba, sen beni seviyormuşsun meğer... Bundan böyle her seni seviyorum'un peşinden gitmeme gerek yok değil mi? Baba, sen beni seviyormuşsun meğer, her başımı göğsüne dayayana ağlamam için bir neden yok, değil mi? Baba, sen beni sevmişsin, sevgi, bir erkeğin sevgisi hiç eksik olmamış ki hayatımdan. Baba, seni seviyorum'lar da yetmiyor artık bana... Onları her şey sanmıştım... İnsan yaşamında eksik olanı, her şey sanıyor... Ama artık sanmayacağım baba...
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
Hep tıpkı kalırdık. Orda buluşmayı severdik yalnız. Sarı bir kuşları vardı. Adına kanarya derlerdi. Küçük bir kafeste odayı doldururdu. "Ama ben onların ölümlü, yanılgan insan, Geçen ve bir daha geri gelmeyen bir rüzgâr olduklarını unuttum." Çünkü unutmak bana göreydi. Çünkü ben de ölümlüydüm. Ben, Yekta, bunu pek hoş buluyordum.
Sayfa 135 - Akçaburgazlı Yektanın Mahkeme Kararını Aldığında Söylediği MezmurdurKitabı okudu
İşkence odasında sarı bir kanarya
Ona göre, kanarya o dünyaya ait değildi. Dış dünyanın güzelliklerini hatırlatıyor ve o cehennemin tutarlılığını bozuyor, insana garip şeyler çağrıştırıyordu. O kanarya olmasa işkenceye daha kolay dayanacaktı.
İnsan yaşamında eksik olan şeyi, her şey sanıyor...
Baba, ben evlendiğimde eve bir sarı kanarya almıştın. Meğer beni çok severmişsin de, arkamdan sarı kanaryam dermişsin. Baba, ben hala bir erkek sevgisine muhtaç, her seni seviyorum'un peşinden gidecek miyim? Baba sen beni seviyormuşsun meğer...Bundan böyle her seni seviyorum'un peşinden gitmeme gerek yok, değil mi? Baba sen beni seviyormuşsun meğer, her başımı göğsüne dayayana ağlamam için bir neden yok, değil mi? Baba sen beni sevmişsin, sevgi, bir erkeğin sevgisi hiç eksik olmamış ki hayatımdan... Baba seni seviyorum'lar da yetmiyor artık bana... Onları her şey sanmıştım... İnsan yaşamında eksik olan şeyi her şey sanıyor...
sarı kanarya yaralı...
Ve şimdi Anlat bana ey can tatlısı kız ki Çünkü ben ödevliyim yinelemeye Eskiçağ ozanlarının ağız toplantısını Anlat bana gönüllerdeki bağ bozumunu Hep şarkı sancıyan dizelerini Kocamış dumanı ve is yüklü tavan direklerinin Arasından destanlara sarkan yılanı Kapıdaki baharı yaprak selini sarı kanaryayı Ölümsüzlüğünün kar yığınını- granit yığınını- suyığınını Anlat durmadan
Sayfa 231
Reklam
Sizin hiç evlerden dostlarınız oldu mu?
Evlerle tanışırız.Yürürken sanki hepsi beni selamlamak için sokakta sıraya dizilir ve bütün o pencereleriyle bana bakıp benimle sohbey ederlerdi : " Merhabalar ;sağlığınız nasıl ? Ben Tanrıy'ya şükür gayet iyiyim , mayısta da bir kat çıkacaklar , " ya da "Nasılsınız ? Yarın bir onarım göreceğim de , öyle korkuyorum ki ." Aralarında sevdiklerim , yakın dostlarım vardı ; bunlardan biri , bu yaz bir mimarın elinden geçecekti . Her gün özellikle evin önünden geçmeliydim ki , ustalar yanlış iş yapmasın, Tanrı saklasın!.. Ama o açık pembe, güzel mi güzel, sevimli evin başına gelenleri asla unutmayacağım. Ufacık, taş bir evdi , bana hep dostça bakardı; hantal komşularının yanındaki mağrur duruşunu görünce, evin yanından gecerken bile yüreğime mutluluk doluyordu .Bir gün , geçen hafta , yine o yoldan geçerken dostlarıma baktım ve birden acı bir haykarış duydum: "Beni sarıya boyuyorlar!" Şeytanlar ! Barbarlar ! Hiçbir şey ellerinden kurtulamamıştı: ne sütunlar , ne saçaklar; kanarya gibi sapsarı olmuştu dostum! Sırf o olay nedeniyle sarıdan hiç hoşlanmam , zaten o günden beri de Sari İmparatorluk'un rengine boyanarak güzelliğinden edilmiş o zavallı dostumu görmeye icim el vermedi .
baba sevgisinin önemi!
Baba, ben evlendiğimde eve bir sarı kanarya almıştınMeğer beni çok severmişin de, arkamdan sarı kanaryam der­mişin. Baba, ben hâlâ bir erkek sevgisine muhtaç, her seni seviyorum’un peşinden mi gideceğim? Baba, sen beni seviyor- muşsun meğer... Bundan böyle her seni seviyorum’un peşin­den gitmeme gerek yok, değil mi? Baba, sen beni seviyormuşsun meğer, her başımı göğsüne dayayana ağlamam için bir neden yok, değil mi? Baba, sen beni sevmişsin, sevgi, bir er­keğin sevgisi hiç eksik olmamış ki hayatımdan... Baba, seni seviyorum’lar da yetmiyor artık bana... Onları her şey san­mıştım... İnsan yaşamında eksik olanı, her şey sanıyor... Ama artık sanmayacağım baba...)
Sayfa 145Kitabı okudu
Sabah madeninin kaşifi gelirse çağır beni ben senin parmaklarının arasındaki bir yaseminin doğuşunda uyanacağım ve işte o zaman bana ben uyurken düşen bombaların öyküsünü anlat ben uyurken ıslanan yanakları anlat kaç martının denizden havalandığını söyle bir zırhlının bir çocuğun rüyaları üzerinden geçtiği zamanki kargaşada kanarya kendi şarkılarının sarı sapını hangi dinginlik duygusunun ayağına bağladı.
Orda buluşmayı severdik yalnız. Sarı bir kuşları vardı. Adına kanarya derlerdi. Küçük bir kafeste odayı doldururdu.
Reklam
O zaman anlat bana düşen ve patlayan bombaları, Ben uykudayken. anlat bana ıslanan yanakları, Söyle kaç ördek deniz üstünden uçtu? Çocuğun rüyası üzerinden zırhlı tekerleğin geçtiği vakit, Kanarya, şarkısının sarı telini hangi duygunun ayağına bağladı?
Sayfa 42
Ufacık, taş bir evdi, bana hep dotça bakardı; hantal komşularının yanındaki mağrur duruşunu görünce, evin yanından geçerken bile yüreğime mutluluk doluyordu. Bir gün, geçen hafta, yine o yoldan geçerken dostlarıma baktım ve birden acı bir haykırış duydum: "Beni sarıya boyuyorlar!" Şeytanlar! Barbarlar! Hiçbir şey ellerinden kurtulamamıştı: ne sütunlar, ne saçaklar; kanarya gibi sapsarı olmuştu dostum! Sırf bu olay nedeniyle sarıdan hiç hoşlanmam, zaten o günden beri de Sarı İmparatorluk'un* rengine boyanarak güzelliğinden edilmiş o zavallı dostumu görmeye içim el vermedi. *Sarı fon üzerine ejderha figürü bulunan Çin İmparatorluğu'nun bayrağı kastediliyor.
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde... Aç tavuk düşünde darı görürmüş; hastalar dersen, narı görürmüş; ben de ben olalı her gece sarı görürüm... Yumurta sarısı mı desem, kanarya sarısı mı desem, altın sarısı mı desem, ne desem; sarı mı dedin sarı, sarıyı görünce erir dağların karı!
"Uçan kaleci" Cihat Arman
Cihat'ın kanarya sarısı renklerinde bir kazağı vardı. Seyirciler bu kazağından ötürü ona "Kanarya" dediler. Sonra da "Sarı kanaryalar" Fenerbahçe'nin simgesi oldu.
Sayfa 22 - NtvKitabı okudu
Bir başkasını boğazına kadar toprağa gömmüşlerdi. Gö­mülü bulunduğu odada, kafes içinde sarı bir kanarya gör­müştü ve nedense en çok sinirini bozan, acı çektiren şey ola­rak o kanaryayı anlatıyordu. Ona göre, kanarya o dünyaya ait değildi. Dış dünyanın güzelliklerini hatırlatıyor ve o ce­hennemin tutarlılığını bozuyor, insana garip şeyler çağrıştırıyordu. O kanarya olmasa işkenceye daha kolay dayanacaktı
97 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.